Roma’da doğa talanına karşı biyolojik çeşitliliği korumak için 140’ı aşkın ülke temsilcisi bir araya geldi. 6 günlük tartışmalardan sonra 2050 yılına kadar sürecek plan hazırlanmasında uzlaşıldığı belirtildi
Biyolojik Biyoçeşitlilik Konvansiyonu’nun Roma’da düzenlediği toplantısı bir haftalık görüşmeler ardından önceki gün sona erdi. Konvansiyon toplantısı ilkin Çin’de öngörülüyordu. Çin’in ayrıca ekim ayında Birleşmiş Milletler’in biyolojik çeşitliliğe ilişkin 15. konvansiyonu (COP15) toplantısına ev sahipliği yapması bekleniyor. Biyoçeşitlilik konvansiyonu müzakereleri, korona virüsü salgını nedeniyle son dakikada Roma’ya taşındı. Çinli müzakereciler salgından dolayı toplantıya katılamadı. İklim değişikliklerine karşı mücadele 2015 yılından bu yana Paris Anlaşması’nı dayanak alıyor. Bu anlaşmayı 183 devlet onaylamıştı. Anlaşma, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve bu çerçevedeki eylemlerin düzenli olarak bildirilmesi ve küresel ısınmanın 2 derecenin altında tutulmasını öngörüyor.
140 aşkın ülke katıldı
Bu çerçevede 140’ı aşkın devlet temsilcisi Roma’da altı gün boyunca önerileri tartıştı. Öneriler, 2050 yılına kadar hedeflere ulaşılmasını içeriyor. AFP’ye göre toplantıya katılan ülkeler ilk kez önerilerin içeriğine ilişkin açıklamalarda bulundu. Bunların daha sonra hatlar şeklinde müzakere edileceği belirtiliyor. Öneriler arasında “kara alanlarının en az yüzde 30’unu, denizlerin en az yüzde 10’unu sıkı koruma altına alan” korunaklı alanların oluşturulması yer alıyor. Bu önerinin Fransa ve Costa Rica öncülüğündeki 30 dolayında ülkeden oluşan bir koalisyon tarafından sunulduğu belirtiliyor. Metin ayrıca 2030 yılına kadar hava kirliliğinin en az yüzde 50 oranında azaltılması, bu çerçevede de doğaya dayalı çözümler yoluyla küresel ısınmaya karşı mücadele öneriyor. AFP’ye konuşan Norveçli müzakere heyeti şefi Gaute VoigtHanssen, 12 sayfalık metin için “iyi bir çıkış noktası” dedi.
Ekimde kabul edilecek
Dünya Doğayı Koruma Vakfı’na (WWF) göre biyoçeşitliliğe ilişkin önerileri içeren metin ekim ayında kabul edilecek ve gelecek on yıllar için biyoçeşitliliğin kaybolmasına katkı sağlayan sektörlere yönelmek amacıyla bir çerçeve sunacak. Bu sektörler, tarım, balık avı, alt yapılar, maden ve ormancılık faaliyetleri olarak sıralanıyor. WWF’den Marco Lambertini, “Eğer bu sektörlerden söz etmezseniz, 2030 hedeflerine ulaşmak mümkün olmaz” diyor. Ekim ayı toplantısına sekiz ay kalırken WWF, yetersiz ilerleme ve sürecin yavaş işlemesinden duyduğu endişeyi de ifade ediyor.
EKOLOJİ SERVİSİ