Ezidiler üzerine yaptığımız belgesel çalışmaları ve öykü anlatımları karşılık bulmaya ve umut olmaya başladı. Çok farklı ülkelerden, çok sayıda kişi, bizlere ulaşıp, özellikle de 1917-1918 yıllarında, ailelerinin yaşadıkları acılara ve merak ettikleri kayıp yakınlarına dair yürek yakan öyküler paylaşıyorlar.
Bu bilgilerin ışığında ‘Pel Film’ olarak hazırladığımız ‘Ax! Welato’ belgesel programımız sayesinde geçen hafta, yüz yıllık bir hasretin bitmesine vesile olmanın mutluluğunu yaşadık.
Eylül ortalarıydı, Kağızman’ın Kers (Günindi) köyünden İdris Abi arayıp, babaannesi Şera Bıro’ya dair bilgiler paylaşıp, miras devraldığı hasretini anlattı. Yüz yıldır akıbetlerini bilmedikleri dayı tarafına dair bir şeyler bilmek, yaşıyorlarsa onları bulmak istiyordu. Ezidi olan Şera Bıro 1917-1918 yıllarında yaşanan acılı dönemde ailesini kaybediyor, Kağızman’ın Kers köyüne gidip, orada evlenip kalıyordu. En büyük hasreti ailesini bulmakmış ama ömrü yetmemiş. Bu bilgi yadımızda, şair Şıkoyê Hesen’in köyü Şatıroğlu’nda belgesel programı çektiğimizde, kameramıza konuşan Aliye Anne, Şera Bıro’nun ismini anınca beni bir heyecan sardı.
Aliye Anne Digora bağlı Arpalı köyündendi ve Şatıroğlu köyünde evliydi. Babaannesinin kendilerine anlattığı bir anekdotu paylaşıyordu. -Yüz yıllardır Arpalı köyü, Şatıroğlu köyünün yaslandığı tepenin hemen ardında yaylaya çıkıyor- Babaanne; Ezidiler, Şatıroğlu’ndan göç etmeden önce, yaylaya gitmek için yol güzergâhlarındaki bu köyden geçerken, Şera Bıro isimli kadının kendilerine nasıl takıldığından bahsediyormuş. Aliye Anne, Şera Bıroların o zamanki ve halen de ayakta olan evlerini de göstererek, Şerê’nin kadınları dalgaya alan ‘kızlar, kadınlar ben Şerê, Şera Bıro, ben ekmek pişirmeyi, hayvan sağmayı bilmem, düğün, dernektir benim işim’ deyişini tebessüm ile anlatıyordu. Onun anlattıklarını programda uzunca işledik. Şera Bıro buralıydı ama ailesinden, o acılı geçmişten kurtulan, yaşayan kimseler var mıydı, bilmiyorduk.
Belgesel yayınlanınca Moskova ve Krasnodar’da yaşayan, Şerê’nin akrabaları programı izlemişler ve derken bizimle ilişkilendiler ve İdris Abi ile onları buluşturduk. Keyiflerine diyecek yoktu. Yüz yıl sonra Şerê Nene’ye dert olan hasret bitmişti. Torunu ailesini bulmuş, akıbetlerini öğrenmişti. ‘Ruhu şad olmuştu.’
Şair Şıkoyê Hesen’in, babasının kuzeni de olan Bıroyê Cewo’nun beş çocuğu varmış. Şerê, Pêro, Qanat, Sılo ve Şıko. Baba Biro 1917’de ölüyor ve onu Şatıroğlu köyünde defnediyorlar. Küçük kardeş Şıko, kaçıştan birkaç ay sonra Şatıroğlu’nu, evi barkı teselli etmek için Ermenistan’dan geri döndüğünde kayboluyor. Şıko’nun akıbeti de ailesi için halen merak konusu. Kız kardeş Pêro sınırı geçince yerleştikleri Telin nahiyesine bağlı Tıllık köyünde evlenip yerleşiyor. Kalan iki erkek kardeş Qanat ve Sılo Tıllık’tan, Sovyetler Birliği dağılıncaya değin kaldıkları Tiflis’e geçiyorlar, peşinden Sovyetler Birliği dağılınca, onların çocukları Karasnodar, Moskova ve Lipetsk’e taşınıyor ve halen de orada yaşıyorlar.
Şimdi İdris Abi, Rusya’ya gitme hazırlıkları yapıyor. Yüz yıllık hasretin bitmesinin keyfi, davet edildiğimiz geziye, iş yoğunluğundan gidemeyişimizin burukluğunu bastırıyor. Bu kavuşma ve buluşmaların da belgesellerini yapmayı, önümüze iş koyduk.