İstanbul’da yaşamını yitiren ünlü Kürt ses sanatçısı Seid Yusuf, vasiyeti doğrultusunda Qamişlo’ya götürülüp defnedilecek
İstanbul’da tedavi gördüğü hastanede dün yaşamını yitiren Qamışlo doğumlu Kürt ses sanatçısı Seid Yusuf’un doğduğu topraklarda defnedilmesi için girişimler sürüyor. Suriye iç savaşı nedeniyle topraklarından çıkarak İstanbul’a gelen Yusuf, yakalandığı akciğer kanseri nedeniyle İstanbul Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi görüyordu. Aralık ayında hemoroid ameliyatı olan Yusuf, bir hafta sonra evde kaptığı enfeksiyon sonucu acil servise kaldırıldı. Buradan Zeytinburnu’ndaki özel bir hastaneye sevk edilen Yusuf, 67 gün süren tedavisinin sonuç vermemesi üzerine dün yaşamını yitirdi. Yusuf’un damadı İdris İnan, cenazeyi önce Hewler’e buradan da vasiyeti üzerine defnetmek için Kuzey Suriye kentlerinden Qamişlo’ya götüreceklerini söyledi.
Yarın Qamişlo’ya götüreceğiz
Bir diğer damadı Esad Daş ise hastane sürecinde sanatçının yanında olduğunu, son demlerinde sürekli Kürt müziği için kaygılarını dile getirdiğini ifade etti. Seid Yusuf’un Kürt müziğine büyük katkısı olduğunu vurgulayan Esad Daş, “Özgür bir yurt için müzik icra ediyordu. 50 yıllık bir emeğinin olmasına rağmen yeterince sahip çıkılmamasından şikâyetçiydi. Son demlerinde Kürt müziğine ve mücadelesine sahip çıkılması gerektiğini dile getiriyordu. Yarın hastaneden çıkarıp Qamişlo’ya götüreceğiz. Bu doğrultuda vasiyeti vardı. Kürdistan topraklarına gömülmek istiyordu. Gerekli izin ve belgeler için yetkili mercilerle iletişim halindeyiz. Onları bekliyoruz” dedi.
‘Tüm Kürtlerin sanatçısı’
Hastanede Seid Yusuf’u sık sık ziyaret ettiğini ve yıllardır tanıdığını, müziğini ve sanatını takip ettiğini söyleyen Yemlixan Adıgüzel ise onun Kürt müziğine ve sanatına katkılarının büyük olduğu ifade etti. Adıgüzel, “Seid Yusuf, Kürt sanatçısıydı. Kürtçe müziği, Kürt dili ve Kürtler için sürekli katkı sunmaya çalışıyordu. Bu alanda sayısız eserleri var. Seid Yusuf, hayallerinin eksik kaldığını ifade ediyordu. Sık sık hayalinin özgür bir Kürdistan’da yaşamak olduğunu söylüyordu. Birlik olamayan Kürtlerin durumu ona acı veriyordu. Bunları dile getiriyordu. Tüm Kürtlerin sanatçısı olarak görüyordu kendini” şeklinde konuştu.
Kaynak: MA