Lübnanlı Araştırmacı-Yazar Enis Nakkaş, Türkiye’nin Neo-Osmanlıcılık rüyasının gerçekleşmesini kimsenin istemediğini belirterek, ‘Türkiye Suriye’yi terk etmek zorunda kalacak’ dedi.
Rusya ile Türkiye arasında sıkça yapılan görüşmelere rağmen İdlib’deki tansiyon bir türlü düşmüyor. Suriye ordusu, Türkiye’nin karşı çıkışlarına rağmen İdlib’de ilerlerken, bunu engellemeye yönelik girişimler de başarısız kalıyor. TSK’nin de aktif bir şekilde sahaya inmesiyel Suriye ordusu ve Türk ordusu arasında karşılıklı bombalamalar yapıldı. Rusya’nın da savaş uçaklarıyla da dahil olduğu belirtilen çatışmalarda çok sayıda Türk askeri yaşamını yitirdi.
En son dün 2 askerin yaşamını yitirdiği İdlib’de Erdoğan’ın Suriye ordusuna gözlem noktalarının geriye çekilmesi için verdiği tarih de yaklaştı. Bölgedeki tüm bu gelişmeleri Araştırmacı-Yazar Enis Nakkaş, ve Mısır Sosyalist Halk İttifakı Partisi Dış İlişkiler Sorumlusu Mamdouh Habeshi, Mezopotamya Ajansı’ndan(MA) Berivan Altan’a değerlendirdi.
Nakkaş, ABD’nin Ortadoğu’da uzun zamandır İslami örgütlenmeler aracılığıyla bir yapı oluşturmak istediğine, Türkiye’nin de bunun bir parçası olarak hareket ettiğine dikkat çekti. Türkiye’nin bölgede aynı zamanda neo-Osmanlıcılık fikriyle hareket ettiğini belirten Nakkaş, “Türkiye, Ortadoğu’da rejimi değiştirmek ve İslami bir rejime evriltmek istiyor. Bunun örneği de İdlib, Tunus ve Mısır da olduğu gibi bir nevi İslami devrim modelini hayat geçirmek” dedi.
‘Neo-Osmanlıcılık bir rüya’
“Neo-Osmanlıcılık öyle bir rüya ki, Türkiye dışında hiç kimse bu rüyanın gerçekleşmesini istemiyor” diyen Nakkaş, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’nin Libya’ya girmesinde de bu rüya var. Orada Kürtler yok. Türkiye’nin Osmanlı rüyası mümkün değil. Bu çok eski bir rüya. İmparatorluk dediğimiz şey bir ulusun diğer başka uluslara tahakküm ve himayesiydi. Ama artık dünyada böyle bir şey söz konusu olamaz.”
‘Terör örgütlerine destek veriyor’
Türkiye’nin Ortadoğu’da terör unsurlarını desteklediği ifadesini kullanan Nakkaş, “Sadece Özgür Suriye Ordusu ile kalmıyor bu ilişki. Türkiye, uluslararası terör olarak kabul edilebilen ve bu anlamda sadece Suriyeliler olarak değerlendirilemeyecek terör guruplarına da hem para desteği sağladı hem de bu terörist unsurlara silahların sınırdan geçirilmesi için kolaylık tanıdı. İdlib’de de şuan açıkça TSK, bahsettiğimiz pek çok uluslararası terör örgütle birlikte hareket ediyor. Orada beraber yeni bir yaşam kuruyorlar ve bunu görüyoruz.”
‘Erdoğan Suriye’den çıkarılacak’
Türkiye ile Rusya’nın çatışmaya girmesinin çok küçük bir tehlike olduğunu söyleyen Nakkaş, olabilecek diğer seçeneği de şu şekilde ifade etti: “Ruslar kararlı bir şekilde rejimi destekleyecekler, eninde sonunda Erdoğan da geri adım atıp, Suriye’yi terk etmek zorunda kalacak. Bu Erdoğan için çok büyük bir kayıp olacak.”
Nakkaş ayrıca Erdoğan’ın eninde sonunda Suriye’den çıkacağını belirterek bunun ya anlaşma ya da zorla olacağını kaydetti.
Bölgede var olan sorunların işbirliği ve müzakereyle çözülmesi gerektiğini vurgulayan Nakkaş, “Bu durum sadece Suriye için değil, hem Irak hem de Türkiye’de devam eden Kürt sorunu için de geçerli. Çünkü Kürtler, hegemonya altında ve bu sorun müzakere ile çözülmeli” dedi.
‘Rojava iyi bir model’
Kuzey Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin bir model olacağını da ifade eden Nakkaş, sözlerine şöyle devam etti: “Bugün oranın bir Kürt modeli olarak anlatılıyor. Rojava’daki yapılanma bir Suriye modeli olarak anlatılmalıdır. Burada şöyle bir durum var; biri Öcalan’ın felsefesi, biri de Kürtlerin uyguladığı pratik. Ama bu ikisi birbiriyle aynı değil. Öcalan’ın felsefesi var, teorisi var. Bir teori her yere uygulanabilirdir. Sadece Türkiye’ye değil, sadece bir ülkeye değil. Bu teoriyi her halk uygulayabilir. Bunu sadece bir Kürt partisinin kendi talebi olan bir federasyon olarak ortaya koyarsak, o zaman bu teori tam doğru olmamış oluyor.”
‘IŞİD’den arta kalanlar destekleniyor’
Mısır Sosyalist Halk İttifakı Partisi Dış İlişkiler Sorumlusu Mamdouh Habeshi ise, IŞİD karşıtı koalisyonda yer alan Türkiye’nin İdlib’de IŞİD’den arta kalanları savunmak için savaştığını ifade etti. Habeshi, Erdoğan hükümetinin Libya’da da benzer politikaları devam ettirdiğine dikkat çekerek şunları söyledi.
Habeshi, İdlib’deki tansiyonun savaş boyutuna gelmeyeceğini belirterek, “Çünkü Erdoğan kendi sınırlarını biliyor. Erdoğan aptal değil. Durumun tırmanması durumunda neler olacağının farkında ve tansiyonun tırmanmasına izin vermeyecek. Savaş meselesi her zaman bir retorik meselesidir. Böyle bakmak gerekiyor. Bu bir söylem meselesi, gerçek savaştan ziyade sözle savaş” diye konuştu.