Mezun olduktan sonra iş bulamama ve atanamama kaygısı taşıyan Kürt Dili ve Edebiyatı Dalı’nda okuyan öğrenciler, ‘Ağaç kendi kökü üzerine, insan kendi dili üzerine yeşerir. Kürtlerin, Kürt dili için verdiği mücadele yeni değil ve hep sürecek’ dedi
Bingöl Üniversitesi Kürt Dili ve Edebiyatı Dalı’nda okuyan öğrencilerin birçoğu mezun olduktan sonra atanıp atanamayacaklarını bilmiyor. Kürtçe üzerindeki baskıların politik olduğunu dile getiren öğrenciler, dil üzerindeki baskıların son bulmasını ve endişelerinin giderilmesini istedi.
Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okuyan öğrencilerin birçoğu, Mardin, Muş ve Bingöl’deki üniversitelerde farklı tarihlerde açılan üniversitelerden mezun olduktan sonra iş bulamama ve atanamama kaygısı taşıyor. Bingöl Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Doğu Dilleri ve Edebiyatı Bölümü Kürt Dili ve Edebiyatı Dalı’nda okuyan öğrencilerin çoğu aynı kaygıları taşıyor. Kürtçe üzerinde özellikle kamusal alanda yaşanan baskıların son bulmasını isteyen öğrenciler, sorunlarını Mezopotamya Ajansı’na anlattı.
“Ağaç kendi kökü üzerine, insan kendi dili üzerine yeşerir”
Kürt Dili ve Edebiyatı Dalı 1’inci sınıf öğrencisi Halil Akgül, “Ağaç kendi kökü üzerine, insan kendi dili üzerine yeşerir” sözünü hatırlatarak, dilin bir benlik meselesi olduğunu söyledi. Akgül, “Eğer kendi dilimi ve edebiyatımı yaşamasam eksik kalacağımı çok iyi biliyorum. Bu bölümü seçmiş olmam, kendi benliğime kavuşmam için bir sebep olacak. Diğer bölümlere oranla tabi ki eksiklikleri var ama bilindiği üzere üniversite dışında hiçbir eğitim kurumunda resmi olarak Kürt dili eğitimi yok” dedi.
Akgül, kaynak bulmakta çok fazla sorun yaşadıklarını söyleyerek, Kürt dili eğitiminin ilkokuldan itibaren resmi olarak verilmediği sürece, bu alanda iş bulma olasılığının da zor olacağını kaydetti. Akgül, “Her nedense konu Kürt ve Kürtçeye geldiğinde, kanunlar egemenlerin keyfine göre işliyor. Kürtlerin, Kürt dili için verdiği mücadele yeni değil ve hep sürecek” şeklinde konuştu.
‘Kendi olma isteğinin kabul edilmesi gerekiyor’
1’inci sınıf öğrencilerinden İlyas Batu ise, Kürtçenin bir statüsünün olmadığını ifade ederek, “İş bulma imkanları, Kürtlerin statüsüzlüğü ve bölgenin sorunları ile bağlantılıdır” dedi. Bir dilin gelişmesinin önündeki bütün yasak ve baskıların politik olduğunu vurgulayan Batu, “Eğer bir sistem bir dilin konuşanlarını fiziksel bir baskı ile etkisizleştirmişse, o etkisizleştirilen toplum ya da kişiler kendiliğinden dil, kültür ve rengine uzak kalır. Kürtçenin gelişmesinin önündeki en büyük engel bu baskıcı ve inkarcı sistemin varlığıdır. Sistem böyle devam edene kadar Kürtçe de emekleyerek varlığını sürdürecek. Kürtçenin değeri ve kıymetinin daha iyi tanınması için öncelikle bu dilli konuşanların varlık ve kendi olma isteğinin kabul edilmesi gerekiyor. Bunlar kabul edildikten sonra biz de üstümüzdeki travmaları atacağız” değerlendirmesinde bulundu.
2’inci sınıf öğrencisi İhsan Arslan da, Kürt dilinin okullarda eğitim dili olarak verilmemesi, günlük yaşamda giderek az konuşulması ve dilin kaybolma tehlikesinin bu bölümü seçmesinde etkili olduğunu aktardı. Bölüm mezunları önündeki engellerin kaldırılması ve yeteri sayıda atamanın yapılmasını isteyen Arslan, “Kürt Dili ve Edebiyatı bölümünün sadece üç üniversitede açılmış olması ve kamusal alanda hala baskılar ve engellemeler ile karşılaşması üzücü bir olaydır. Umarım bu baskılar bir an önce son bulur” dedi.