Adnan Oktar grubuna yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınan 187 şüpheliden aralarında Adnan Oktar’ın da bulunduğu 143 kişi tutuklandı.
İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince 15 Temmuz 2018’de ‘Adnan Oktar’ grubuna yönelik yapılan operasyon sonucu tutuklananların sayısı 143’e yükseldi.
Gözaltına alınan 187 kişiden aralarında Adnan Oktar’ın bulunduğu 182’si dün adliyeye getirildi, 5’i ise emniyetteki işlemlerinin ardından salıverildi. Bu şüphelilerden, 13’ü adli kontrol tedbiri uygulanarak olmak üzere 14’ü serbest bırakılırken, 25 şüphelinin sorgusu halen sürüyor.
Tutuklama talebi ile Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilen şüphelilerden aralarında Adnan Oktar’ın da bulunduğu kişiler hakkında “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “çocuğun cinsel istismarı”, “nitelikli cinsel saldırı”, “şantaj”, “mal varlığı değerlerini yurt dışına çıkarma”, “cebir, şiddet ve tehdit kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçlarından tutuklama kararı verildi.
Savcılığın sevk yazısında Adnan Oktar’ın 80’li yıllardan itibaren sözde dini bir cemaat kisvesi altında, aslında İslam dinine ve ahlaka tamamen aykırı kurallar ve yöntemlerle suç amaçlı örgüt yapılanmasını oluşturduğu belirtildi. Oktar’a ‘Mehdilik’ olarak kutsallık kazandırmak amacıyla Kuranı Kerim’den çarpıtma yorumlarla örgüte kazandırılmak istenen şahısların zihinlerinin yıkandığı, koşulsuz itaat etmelerinin empoze edildiği, kamuoyunun dikkatini çekmek amacıyla Piyanist Fazıl Say’a dava açtıkları anlatıldı.
Savcılığın yazısında, örgütün zengin ve fiziki görünümleri iyi olan erkek mensuplarının örgüte kazandırılması istenen kadınlarla önce duygusal anlamda ilişki yaşadıkları, ardından da örgüt içerisinde öğretilen sözde ‘psikolojik telkin, dini telkin, ileriye dönük ideal telkin ve son olarak cennet vaadi’ yöntemleri ile örgüte kazandırılmaya çalışıldığı belirtildi. Yazıda ayrıca, Oktar’ın birçok kadına da türlü eziyetler uyguladığı öne sürüldü.
Sevk yazısında, şüpheli Oktar hakkındaki suçlamalar şu şekilde sıralandı;
”Görüntü tespitleri, mağdur ve müşteki ifadeleri, adli muayene raporları, görüntü ve açık kaynak tespitleri, tape kayıtları ile tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde şüpheli Oktar’ın silahlı suç örgütünün kurucusu ve elebaşısı konumunda olduğu, örgütün faaliyetleri kapsamında gerçekleştirilen tüm cinsel saldırı, çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, şantaj ve suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçlarından sorumlu olduğu, ayrıca 2 mağdura yönelik cinsel istismar, iki kişiye yönelik cinsel saldırı, 22 kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna bizatihi iştirak ettiği anlaşılmıştır.”
‘Suçlamaları kabul etmiyorum’
İstanbul Sulh Ceza Hakimliği’nde savunma yapan Adnan Oktar ise, suçlamaları reddederek, “Atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Geniş bir arkadaş grubum vardır. Lakap kullanırım ancak kod adım yoktur. Türk polisine karşı iddia edildiği gibi düşüncem olmadığını beyan etmek isterim. Ayda 3 bin 500 TL gelirim olmakla başkaca bir gelirim yoktur. Müştekiler bana kumpas kurmuşlardır. Yurt dışı görüşmelerim Türkiye aleyhine değil, Türkiye lehine yapılan görüşmelerdir. Küçük kızları evine alarak cinsel tacizde bulunduğuma dair iddiaları da kabul etmiyorum.
Ben kanuna, hukuka uygun yaşayan bir kişiyim, halkın içinde yaşayan bir kişiyim, milletin içinde yaşayan TV’de yaşayan bir kişi olmakla herkes halk da beni görür tanır. Gittiğim yerler bellidir. Gizli, anlaşılmaz, örgüt lideri bir kişi değilim. Dürüst insanlarla yaşamayı seven, dost olmayı seven, arkadaş çevresi olan bir kişiyim. İddiaları çirkin buluyorum. Kabul etmiyorum. Bize karşı atak yapan bu grup 25-30 kişilik bir gruptur. Bunları da biliyoruz. İnternette de bunları yapılacak operasyonları ifşa eden kişiler vardır. Bu kız çocuklarına tecavüz olaylarını ise kesinlikle kabul etmiyorum. Bu da iftiradır. Buna aşırı bir abartı yapılmaktadır. Kız çocuklarının ailelerine 50 bin TL para vererek onları aldığımıza dair iddialar vardır. Halbuki ben hayatımın her evresinde dikkatli olduğu gibi kız çocukları konusunda da son derece dikkatli olarak ilişki kuran bir kişiyimdir. O bahse konu küçük kızla annesi ile birlikte geldi. Ancak eve almadım, bahçede görüştük gönderdim. Bu iftiraları kabul etmiyorum. Atatürkçü milliyetçi bir kişiyim. Suçsuzum serbest bırakılmayı talep ediyorum” dedi.
HABER MERKEZİ