Tutuklu siyasetçiler, HDP 4’üncü Büyük Olağan Kongresi’ne mesaj gönderdi. “Mesajda, Kongremizin barış, özgürlük ve demokrasi mücadelemize büyük katkılar sunacağı inancındayız” denildi
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Ankara Spor Salonu’nda devam eden 4’üncü Büyük Olağan Kongresi’ne Kandıra Cezaevi’nde tutuklu kadın siyasetçiler ile Sincan 1Nolu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu İmralı Heyeti üyesi ve HDP Diyarbakır eski milletvekili İdris Baluken, birer mesaj gönderdi.
Kandıra Cezaevi’nde tutuklu bulunan Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel, Aysel Tuğluk, Çağlar Demirel, Gülser Yıldırım, Edibe Şahin, Selma Irmak, Nurhayat Altun ve diğer kadın tutukluların ortak mesajı şöyle: “Kongrenizin halkların eşitlik, özgürlük, demokrasi, mücadelesinde önemli bir yol açacağına umudunu yetiştireceğini, direnişi yükselteceğine inanıyor biz Kandıra zindanındaki kadınlar olarak büyük bir moral, coşku ve inançla sizleri selamlıyor, başarılar diliyoruz.
‘İnsanlar artık başka bir düzen istemekte’
HDP olarak kongremizi Ortadoğu’da ve dünyada önemli siyasal ve toplumsal alt üst oluşların yaşandığı kadınların halkların, eşitlik özgürlük ve demokrasi mücadelesini yükselttiği bir süreçte gerçekleştiriyoruz. Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde mevcut otoriter baskıcı faşist kadın düşmanı rejimine karşı itiraz ve isyanların yaşanmasını beraberinde getirmektedir. İnsanlar artık başka bir düzen istemektedir. Bugün Rojava Devrimi ve Rojava’da inşa edilen demokratik, ekolojik kadın özgürlükçü sistem tüm dünya halklarına umut olmaktadır. Bize düşen görev bu umudu bulunduğumuz her yerde büyütmektir.
Sevgili arkadaşlar…
Demokratik siyaset alanında mücadele edenleri soykırım operasyonlarında rehin alarak “kayyum siyaseti” ile halk iradesini gasp eden faşist iktidar bloku mücadele direnci ve halkın umudunu kırmak halkımızın, kadınların eşitlik, özgürlük ve barış mücadelesini engellemek istiyorlar. İmha, inkar ve asimilasyon politikalarını güncelleyerek Kürt halkını, kadınlarını özgürlük mücadelesinden alıkoymaya çalışıyorlar. Ancak bunun nafile çabaları olduğunu kendileri de biliyorlar. Kürt halkının kadınların mücadele tarihi aynı zamanda direniş tarihidir. Tarihin her döneminde zalimlere ve halklara karşı güçlü direnişler yaşanmış ve zalimler kaybetmiştir. Kürt halkı ve dostları bugün bulunduğu her yerde evinde, sokakta, zindanda faşizme karşı direniyor. Biz biliyoruz ki bir yerde direniş varsa orada umut vardır. Orada umut varsa karanlığa yer yok. Bugün ülkeyi karanlığa sürükleyenler işte bundan korkuyorlar. O nedenle demokrasi, eşitlik ve özgürlük mücadelesi yürütenlere saldırıyorlar.
Sevgili kongre katılımcıları…
Kürt halkının her türlü hak ve özgürlük talebi baskı zor ve güvenlikçi politikalarla bastırılmaya çalışılmaktadır. Kürt sorununda çözümsüzlük siyaseti özellikle İmralı’da Kürt halk önderi Sayın Abdullah Öcalan üzerinde 21 yıldır kesintisiz devam eden mutlak tecrit politikaları ile sürdürülmektedir. Tecrit politikası ile aynı zamanda demokrasi, özgürlükler, barış da tecrit edilmektedir. 2013- 15 yılları arasındaki kısa bir diyalog sürecinin Türkiye’de demokrasi ve özgürlüklerin gelişimi için önemli gelişmelere vesile olduğunu hep birlikte yaşadık. AKP’nin müzakere masasını devirmesi ve Sayın Öcalan’a tecrit uygulaması ile Türkiye’nin içine girdiği karanlık tabloya faşist iktidarın Kürt karşıtı savaş politikalarına neden olduğu bugün çok geniş bir kesim tarafından görülmektedir.
‘Türkiye’nin demokratikleşmesinde kilit bir parti’
Hepimiz biliyoruz ki Kürt sorunu çözülmeden Türkiye’de gerçek anlamda bir demokratikleşme gerçekleşemez. Özgürlükler güvence altına alınamaz. O nedenle tecridin sonlandırılması, Sayın Öcalan’ın sağlık ve özgürlük koşullarının sağlanması demokrasinin özgürlüğünün ve barışın sağlanmasının önünü açacaktır. HDP hem Kürt sorunun demokratik ve barışçıl çözümü hem de Türkiye’nin demokratikleşmesinde kilit bir partidir. HDP’nin demokratik cumhuriyetin inşası için Türkiye halkları ve toplumsak muhalefeti içine alan en geniş demokrasi ittifakını kurması ve Kürt ulusal birliğinin sağlanması için Kürt demokratik ittifakının kurulmasındaki kritik önemini görerek önümüzdeki süreçte daha etkin bir mücadele büyüteceğine inanıyoruz. Halkların ve inançların eşit özgür bir arada yaşamasının güvencesi bu konuda geliştirilecek politikalara bağlıdır. Bugün ki kongremiz bu alanda yürüttüğümüz çalışmaların daha da geliştirilmesine vesile olabilir.
Sevgili arkadaşlar…
Sonuç olarak kongremizin kadına yönelik her türlü ayrımcılık, taciz, tecavüz, şiddet ve kadın katliamlarının önlenmesi için kadın özgürlük çizgisini güçlendireceğine inanıyoruz. Savaşa karşı barışı bize dayatılan köleliğe karşı özgürlüğü doğanın talanına karşı ekolojik yaşamı, emek sömürüsüne güvencesiz esnek çalışmaya, işsizliğe, yoksulluğa, adaletsizliğe karşı işçiden, emekçiden ve doğadan yana sömürü ve işgal politikalarına karşı aktif bir mücadeleyi yükselteceğimizi biliyoruz. Halklarımızın umudunu gerçek kılmak için kendi yaşam paradigmamızı yaşamın her alanında örgütlemek, örgütlü toplum yaratmak her dönem en temel görevimiz olmuştur. Örgütlülüğü ve eylemi olmayanın özgürlüğünü sağlaması zordur. O nedenle HDP olarak örgütlü toplumu geliştiren sorumluluğu ile karşı karşıyayız. Bu kongremizin partimizin örgütlenmesi, yerel ve katılımcı demokrasinin geliştirilmesine katkı sunacağına inanıyoruz. Türkiye halklarının, kadınlarının özlemini duyduğu eşit, adil, demokratik ve barışçıl bir yaşamın inşa edilmesi için bugüne kadar büyüttüğü mücadeleyi daha da büyüteceği inancımızla bir kez daha kongreyi selamlıyor. Kongrede seçilecek eş genel başkanlarımıza, PM üyelerimize başarılar diliyoruz.
Baluken: Kongremiz büyük bir umut ve güven kaynağı
“Saygıdeğer Divan,
Değerli partili arkadaşımız,
Evladı olmaktan onur duyduğumuz fedakâr halkımız,
Kongremiz dayanışma ve destek duygularıyla katılan değerli konuklar ve özgür basın emekçileri, Partimizin 4. Olağan Büyük Kongresi vesilesiyle sizlerle buluşmanın heyecanını paylaşıyoruz. Büyük bir moral ve coşkuyla hepinizi selamlıyoruz. Kongremizin barış, özgürlük ve demokrasi mücadelemize büyük katkılar sunacağı inancındayız.
Türkiye ve Ortadoğu başta olmak üzere tüm dünyada hak ve özgürlük mücadelesi yürüten halkları nefessiz bırakmayı amaçlayan otoriter, tekçi, baskıcı ve emperyal planlara karşı kongremiz büyük bir umut ve güven kaynağı olarak toplanmıştır. Coşkulu buluşmamız değerli ve anlamlı olduğu kadar tarihidir aynı zamanda. Tarihe Üçüncü Yol ve alternatif bir demokratik seçenek olarak yön vermenin iddiasını taşımaktadır. Halklarımızın, ezilenlerin, bütün ötekilerin barış, demokrasi ve özgürlük sevdası devam ettiği sürece hiçbir güç HDP’yi bitiremez, sesini kısamaz, onurlu yürüyüşünden alıkoyamaz. HDP’nin barış çınarı insanlığın kadim mücadele ve inanç kökleri kadar derindir. Bu çınarı besleyen can suyu insana, doğaya, yaşama duyulan sevginin ve inancın pınarlarından gelmektedir.
‘Yaşasın barış, demokrasi ve özgürlük mücadelemiz’
Bu açıdan her birimiz dallanıp budaklanan barış çınarının bedeninde birer yaprak olmanın onuru ve mutluluğunu paylaşmaktayız. Bu ağaçta yeşeren her bir yaprağın en amansız koşullarda dahi kurumamasının hatta yaşamı yeniden ayağa kaldırmasının sırrı bu kadim mücadele geleneğine dayanmaktadır. Bu anlamda bizlerin de zindan koşullarında büyük bir inanç ve kararlılıkla eşsiz bir moral ve iradeyle çalışmalarımızı, çabalarımızı sürdürdüğümüzün bilinmesini isteriz. Aramıza duvarlar örmek isteyenler olsa olsa kendi geleceklerine duvar örenlerdir. Zulümlerinin karanlığına güvenenler, pırıl pırıl aydınlık günlerin görkeminden bihaber olanlardır. Bu vesileyle; güneşli ve güzel günlerde; barış halaylarında buluşacağımıza olan inançla kongremizin bütün ezilenlerin, ötekilerin halkların mücadelesine katkı sunmasını bir kez daha diliyor, yeni görev alacak bütün arkadaşlarımıza, yoldaşlarımıza üstün başarılar diliyoruz.
Yaşasın barış, demokrasi ve özgürlük mücadelemiz,
Bijî Biratiya Gelan”