Futbolun büyük bir endüstri haline dönüşerek ruhunu yitirmesine Karadolap Spor Kulübü’nden itiraz yükseliyor. Kulüp Başkanı Engin Bozkuş: ‘Mahallede 86 madde bağımlısı genci iyileştirdik. Zaten bizim bütün paramız oraya gitti. Yine paramız olsa yine aynı şeyi yaparız.
Futbol günümüzde milyon dolarlık transferlerin yapıldığı, futbolcuların dakikalık ücretlerinin binlerce dolar olduğu büyük bir endüstri haline dönüşmüş durumda. Sektörde dönen paranın, amatör futbolcular ve seyircilere dokunan bir karşılığı yok. Eskiden ’12’nci adam’ olarak tarif edilen taraftarlar ise, kulüp yöneticilerin gözünde sadece birer ‘müşteri’. Zaman zaman ayyuka çıkan futbol-siyaset ilişkileri ise, hakikatin bir diğer yüzü.
Bütün bunlara karşı “Futbol arsada güzeldir, borsada değil” diyen eski Galatasaray oyuncusu Metin Kurt’un takipçileri de var. Bunlardan biri olan Karadolap Spor Kulübü, bütün zorluklara karşı futbolun amatör ruhunu ve heyecanını yaşatma çabasında.
İstanbul’un Eyüp ilçesinde, Kürt ve Alevi nüfusun çoğunlukta yaşadığı mahallenin takımı sadece futbolcu yetiştirmiyor, ülkenin sosyal ve ekonomik sorunlarına duyarlı gençler de yetiştiriyor.
Başkanı belediyede taşeron temizlik işçisi olarak çalışan kulübün çalışanları ise Metin Kurt’un kurduğu Spor Emekçileri Sendikası üyeleri.
Her sene gazeteci Metin Göktepe anısına turnuva düzenleyen kulüp, 2016 yılında ise Yunanistan’dan Asteras Exarhia takımı ile birlikte Berkin Elvan ve Alexis anısına ‘Direniş Kupası’ turnuvasını düzenlemişti. Düzenlenen bu turnuvaların yanı sıra kulüp yöneticileri ve oyuncularının mahallenin sosyal sorunlarına el atması, futbolun tek başına oyun olarak görülmediğinin de göstergesi.
‘Maddi değil, manevi destek istiyoruz’
Kendi imkanlar ile ayakta kalmaya çalıştıklarını söyleyen Kulüp Başkanı Engin Bozkuş, insanlarda eski ruhun olmadığını, kulübe destek bulamadıklarından yakındı. Fakat bekledikleri bu destek maddi olmaktan öte manevi. Bozkuş, “İnsanlara amatör futbol dediğimiz zaman sanki para istemişiz gibi bizden kaçıyorlar. Bütün bunların yanında bir de deplasmanlara gittiğimiz zaman zorluklar yaşıyoruz. Biz onları çiçekler ile karşılıyoruz ama gittiğimiz deplasmanlarda küfür ve hakaretler ile karşılaşıyoruz. Biz insanların birbirini iyi anlaması gerektiğini düşünüyoruz. Futbol denildiği zaman geniş düşünmek evrensel olmak gerekiyor” dedi.
‘İnsanlar daha değerli’
Taşeron bir işçi olduğunu belirten Bozkuş, amatör futbolun sokaktan geldiğini ve öyle kalması gerektiğini ifade etti. İş insanlarının menfaati olmadığı için kulübe yanaşmadıklarını dile getiren Bozkuş, şunları söyledi: “İnsanlar bir yere rant ve menfaat için yanaşır. Ama biz öyle düşünmüyoruz. ‘Ben’ değil, ‘biz’ diyoruz. Karadolap Mahallesi’nin ruhu farklı, biz bunu tüm Türkiye’ye duyurduk.” Geçen sene yükseldikleri Süper Amatör kümeden maddi zorluklar nedeniyle çekilmek zorunda kaldıklarını anlatan Bozkuş, “Tabi ki daha üst liglere gitmek isteriz. Ama her şey futbol değil, mahallece düşünmek gerekiyor. Yani insanlar futboldan daha değerlidir. Futbolla her zaman her yere gelebilirsin ama insanları kaybetmemek gerekiyor” ifadelerini kullandı.
‘Gençler parayı düşünüyor’
Bozkuş, spora ilgilerinin düşük olduğunu belirttiği şimdiki gençliğin daha çok parayı düşündüklerini dile getirdi. Gençleri kulübe çekmek için çeşitli etkinlikler yaptıklarını aktaran Bozkuş, “Burada kendi güvercinlerim var. Gençler güvercin uçursun başka yere gitmesin diye uğraşıyoruz. Yanımızda dursunlar istiyorduk ama yapamadık. Gençlik ranta dönük bizde de para olmadığı için bize yanaşmadılar. Halbuki biz bütün gençlerimizi buraya bekliyoruz” diye konuştu.
Madde bağımlısı gençleri tedavi ettiler
Kulüp olarak mahallenin sorunları ile de ilgilendiklerini ifade eden Bozkuş, şunları belirtti: “Mahallede 86 tane madde bağımlısı genci iyileştirdik. Zaten bizim bütün paramız oraya gitti. Yine paramız olsa yine aynı şeyi yaparız. Bizim önceliğimiz insanlardır. Mahalle kültürü gereği kimin başı sıkışsa yanına koşarız. Mahalle olarak birbirimize kenetlenmişiz. İnsanların birbirine maddi beklentiler ile değil maneviyat ile bakması gerekiyor. Karadolap Spor Kulübü olarak değil, Karadolap halkı olarak buradayız.”
Ticarileşmeye tepki
Kulübün kuruluşundan beri antrenörlüğünü yapan Bektaş Çiçek ise, amatör spor kulüplerinin özü itibariyle ticarileşmeye karşı olduklarını ifade etti. Amatör futbolun hevesle yapıldığını vurgulayan Çiçek, son yıllarda bunun bozulduğunu, futbolun ticarileştiğini kaydetti. Kentlerdeki eski mahalle kültürünün de bozulduğuna dikkat çeken Çiçek, “Kentsel dönüşüm ile birlikte insanların komşuluk ilişkileri sekteye uğradı, dayanışma kültürü çözüldü. Biz de onun sıkıntılarını yaşıyoruz” diye belirtti.
Futbolun içine girdiği durumdan kaynaklı bu mecrada direnmenin kolay olmadığını sözlerine ekleyen Çiçek, şunları söyledi: “Oyunu başkalarının kuralları ile oynamak zorunda kalıyoruz. Bu durum da sizi geriletiyor. Ama olabildiğince kendi dili, rengi, inancı, hayat görüşü ile var olmaya çalışan bir mahalle kültürü var burada. O kültürün spor tarafında da kulübümüz var. Ayrıca sosyal farkındalık yaratacak işler yapıldı dönem dönem. Bundan sonra da aynı yolda devam eder.”
‘Rekabeti abartmamak lazım’
Dünyada ‘başarı her şeyi unutturur’ diye bir algı olduğunun altını çizen Çiçek, “Başarmak birçok şeyi öteler, görmezden gelmemizi sağlar. Ama başarının kriteri nedir? Önemli olan o. Bizim gibi kulüpler başarıyı sadece skor olarak görüp, sonuç odaklı işler yapmamalı. Sporun içindeki rekabette kalarak ama o rekabeti de çok abartmamak gerekiyor. Yarışmacı ama dayanışmacı kulüpler olmak zorundayız. Genel olarak varlığını sürdürmek, kendi rengi ile varlığını sürdürmek daha önemli bir şeydir” ifadelerini kullandı. Başarı algısından kaynaklı taraftarların zaman zaman azaldığını söyleyen Çiçek, her şeye rağmen kendilerini destekleyenlerin de olduğunu dile getirdi.
Yaşanan bu çözülmelere karşı spor kulüpleri, çevre dernekleri gibi oluşumların yeni bir anlayış getirmesi gerektiğini vurgulayan Çiçek, şikayet etmek yerine yeniyi yaratmak gerektiğini söyledi. Kulübün amaçlarından birinin de daha yaşanabilir bir hayat kurmak olduğunu kaydeden Çiçek, şunları ekledi: “Yaşadığımız yere, sokağa, eve dair bütün fikrimizi bir başkası içinde düşünecek hale gelmemiz lazım. Yeni ve yaşanabilir bir dünya kurmak lazım. Bütün derdimiz bu olmalı.”
Kaynak: MA / Tolga Güney