Sendikacılar yaşanan intiharları ve ekonomik krizi değerlendirdi
Yadigar Aygün/İstanbul
2018 yaz ayından itibaren devam eden ekonomik krizin giderek derinleşmesiyle birlikte toplumdaki intihar vakaları da her geçen gün artıyor. Gazetemize değerlendirmelerde bulunan emek örgütleri AKP’nin savaş politikalarından vazgeçmesi gerektiğini dile getirdi.
İşçi Dayanışma Derneği Başkanı Ali Karabudak, Türkiye’nin çok zor ve sıkıntılı bir dönem yaşadığını belirtti. Neoliberal politikaların dayatmalarıyla birlikte örgütlülüğün arttığını söyleyen Karabudak, AKP iktidarının örgütlenmenin önünde ciddi engeller oluşturduğunu dile getirdi. Ekonomik krizin giderek arttığına vurgu yapan Karabudak, “Neoliberal politikalar sonucu olarak hem dünyada hem de Türkiye’de şimdi ciddi bir ekonomik kriz ile karşı karşıyayız. Bu krizde özellikle dış politikadaki uygulamalara bakmak lazım. AKP’nin Suriye, Libya’ya başlattığı savaş ülkeye büyük bir ekonomik maliyet getiriyor. AKP bu savaş politikalarından vazgeçmelidir. Savaşın faturası emekçiye çıkıyor. Geçtiğimiz günlerde Hatay’da bir işçi çocuklarım aç diyerek, iş istiyorum diyerek meydanda kendini yaktı. Meclis’in önünde de yakma girişimi oldu. Daha önce de toplu intiharlar yaşandı. Bu ülkenin içinde bulunduğu durumu gösteren vahim bir tablo.
Baskılar artıyor
12 Eylül 1980 darbesinden sonra işçi sınıfının bütün kazanımlarının alındığına değinen Karabulut, giderek baskıların arttığını vurguladı. Karabudak, “Grevler yasaklanıyor, basın açıklamasına dahi izin verilmiyor. Yasal haklarımızı kullanamıyoruz. Böyle bir süreçte bunu aşacak haklı meşru temelde mücadele ile bu çember kırılabilir. Yoksa bu çemberin içinde yuvarlanmaya devam ederiz” dedi.
Otoriterlik ekonomiye yansıyor
DİSK Genel İş Başkanı Remzi Çalışkan da, Türkiye’de adaletin, hukukun, demokrasinin olmadığının altını çizdi. Otoriter bir rejim ile karşı karşıya olunduğunu dile getiren Çalışkan, AKP politikalarının insanları intihara sürüklediğine dikkat çekti. Çalışkan, “Ülkede tek adam iktidarı var. Dolayısıyla bu ülkenin genel ekonomisine ve üretimine yansıyor. Üretimsizlik, çarkların dönmemesi gelir dağılımındaki adaletsizlik, işsizlik, açlık ve yoksulluk insanları ister istemez intihara sürüklüyor. AKP’nin politikası ayrıştırma, ötekileştirme, kutuplaştırma ve savaş politikaları olunca insanlar çareyi yaşamlarını sonlandırmakta buluyor. Üzerimizde büyük bir sorumluluk olduğuna inanıyoruz. Bu ülkenin kurtuluşu için demokrasinin, adaletin, hukukun bir an önce sağlanması gerekiyor. Bütün bunların sona ermesi için örgütlenmek ve güçlenmek gerekiyor. Halkların barışından yana bir dünya için yana yana mücadele etmeliyiz” dedi.
Geçinmek mümkün değil
Türkiye Komünist Hareketi ve İlerici Kadınlar Derneği üyesi Melek Kırhan ise, ekonomik krizin giderek derinleştiğini vurguladı. Kırhan, yeni gelen zamlar ile birlikte yurttaşların alım gücünün düştüğüne dikkat çekti. Geçinemediğini dile getiren Kırhan, “Bir ailede 3 kişi çalışıyor ama ayakta duramıyorlar. Kızımı okutuyorum. İki eve birden kira vermek zorundayım. Geçinmek mümkün değil. İnan ne yapacağımı bilemeyen bir yurttaşım. Seçim zamanı indirilen fiyatlara şimdi zam yapılıyor. Söylemlerle eylemler arasında çok fark var. Sosyolojik anlamda, siyasal anlamda, örgütlenme anlamında ülkenin artık değişmesi lazım. Herkesin artık elini taşın altına koyması lazım” diye konuştu.
‘Bilinmeyen’ intiharlar!
TÜİK verilerine göre, 2002- 2018 yıları arasında toplamda 49 bin 838 kişi intihar etti. Verilerde geçim zorluğundan kaynaklı intihar edenlerin sayısı 4 bin 481 olarak açıklanırken, bilinmeyen ve diğer sebeplerden kaynaklı intihar rakamları ise 25 bin 252 kişi olarak kayıtlara geçti.
Sıfırdan bine yükseliş
TÜİK’in bilinmeyen “sebeplerden kaynaklı intiharlar” başlığı altında yaşanan ölümlerin sebeplerini açıklamaması ise dikkat çekti. Verilerde çarpıcı bir başka nokta ise, AKP’nin iktidara geldiği 2002-2003 yıllarında bilinmeyen intiharların sayısı sıfır iken 2004 yılında bu sayı aniden bin 283’e çıkıyor ve bu sayı her yıl giderek artış göstermiş.