Van’ın Bahçesaray ilçesi Sündüs Yaylası’nda 18 Temmuz 1993’te 14’ü çocuk 24 kişinin ölümüyle sonuçlanan katliamın üzerinden 25 yıl geçmesine rağmen hala aydınlatılmadı
Adnan Bilen/Van-MA
Van’ın Bahçesaray ilçesi Sündüs Yaylası’nda 18 Temmuz 1993 yılında askeri kıyafetler giyen bir grubun uzun namlulu silahlarla taraması sonucu çoğu çocuk 24 kişi yaşamını yitirdi, 2’si çocuk 4 kişi ise şans eseri kurtuldu. Yaşanan katliamla ilgili açılan davada ise 25 yıl geçmesine rağmen hala bir sonuç çıkmadı. Katliamın son dönemdeki hukuki sürecinin takipçilerinden Van Baro Başkanı Murat Timur, Sündüs Katliamı’nın karanlık ve 90’lı yılların karakteristik olaylarından biri olduğunu söyledi. Dosyada şu ana kadar tek bir şüphelinin dahi bulunulmadığını ifade eden Timur, “Bu katliam insanlığa karşı bir suç olduğu için adalet duygularını tekrar gerçekleşmesi açısından yapılacak tek şey şüphelileri ortaya koyacak bir soruşturma yürütmektir. Ancak görülüyor ki, böyle giderse sonuç alınmayacaktır. Toplumsal barış ve adaletin sağlanması için geçmişte yaşanan karanlık olayların ortaya çıkarılması lazım. Bunlar ortaya çıkmadığı sürece toplumsal adaletin ortaya çıkması da mümkün olmayacaktır” dedi.
‘Katliam karanlıkta kaldı’
Sündüs Katliamı’nın faillerinin ortaya çıkması için yıllarca mücadele veren MAZLUMDER Van eski Şube Başkanı Yakup Aslan ise, şöyle konuştu: “Bu süreç içerisinde katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri ile görüştük. Bu görüşmelerde karanlıkta kalmış birçok noktanın olduğunu gördük. Bunlardan en önemlisi ise Mehmet Sincar’ın Bahçesaray’da ailelere; ‘Bu işin arkasında kim varsa ortaya çıkaracağız’ demesinin ardından kısa bir süre sonra Batman’da katledilmesidir. Sincar’ın ardından da bu konuyu araştırmak isteyen iki kişi yine karanlık bir şekilde katledilmişlerdir. Bu örnekler bile katliamın nasıl olduğu yönünde bize birçok emare veriyor.”
‘Oklar JİTEM’i gösteriyordu’
Katliamın yapıldığı tarihteki olaylara bakıldığında Madımak, 33 asker, Eşref Bitlisi olayı gibi yaklaşık yüze yakın faili meçhul olayın yaşandığını ifade eden Aslan, “O dönem, Tansu Çiller, Mehmet Ağar, Veli Küçük, OHAL Valisi Hayri Kozakçıoğlu gibi bir ekibin ülkeye hakim olduğu bir dönemdi. O dönem Sündüs ile ilgili yaptığımız tüm görüşmelerde tüm oklar JİTEM’i gösteriyordu. Bu olayın da koruculuğu kabul etmeyen kesimlere gözdağı verme amacı taşıyan organizeli bir katliam olduğunu düşünüyoruz. Bunun diğer bir kanıtı da, Diyarbakır’da itirafçı olarak kayda geçen Murat İpek ve Murat Demir’in konuyla ilgili yaptığı açıklamalardır. Eğer Sündüs Katliamı itiraflar ışığında ortaya çıkarılmış olsaydı, daha sonra yaşanan Roboski Katliamı benzeri katliamlar yaşanmazdı” diye konuştu.