Antalya L Tipi Cezaevi’nde 124 gündür tutuklu olan yüzde 76 engelli Devrim Ayık’ın ağız, burun ve makatından kan geldiğini söyleyen İHD Hapishaneler Komisyonu Eşsözcüsü İlhan Öngör, “Cezaevlerinde yaşamını idame ettiremeyecek ağır hasta mahpusların tahliye edilmeli” dedi
Hakkında yürütülen bir soruşturma kapsamında 4 ay önce “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklandıktan sonra Antalya L Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderilen Devrim Ayık da bunlardan birisi. Mezopotamya Ajansı’ndan Hamdullah Kesen’in haberine göre, yüzde 76 engelli ve CHRON hastası (bağırsak zehirlenmesi) olan Ayık, her geçen gün ağırlaşan sağlık durumuna rağmen serbest bırakılmıyor.
‘Engellilik oranı yüzde 76 olarak tespit edilmiştir’
İHD Merkez Hapishaneler Komisyonu Eşsözcüsü avukat İlhan Öngör, kentteki şubelerinin hasta tutukluk Ayık’la görüştüğünü ve durumunu yerinde tespit ettiğini aktardı. Söz konusu hastalığın ağızdan makata kadar bütün sindirim organlarını etkilediğine dikkat çeken Öngör, Ayık’ın 2 defa ameliyat olduğunu ve bağırsaklarının 30 santimetre alındığını belirtti. Öngör, “Atak dönemleri, bütün sindirim organlarında kanama ve emilim bozukluğuna yol açabilmektedir. Bu durum, hastanın bütün yaşamını tehdit edebilmektedir. Atağın en ağır sonucu ise, bağırsakların akut olarak tıkanmasıdır. Mahpus daha önce tıkanma nedeniyle yaşamsal tehlike atlatmış ve hekimlerin üstün başarısıyla kurtarılabilmiştir. Tek gözü görmemektedir. Engellilik oranı yüzde 76 olarak tespit edilmiştir” bilgilerini paylaştı.
‘Hapishanede kalması mümkün değil’
Öngör, Ayık’ın 12 Ekim 2019’a kadar Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi edilip, kan takviyesi de dahil, düzenli olarak bütün değerlerinin kontrol edilerek serumla vitamin-mineral desteğini içeren özel tedavi uygulandığını anlattı. Gözaltı ve tutuklanma sürecinde hastalığın yeniden akut olarak atağa geçtiğini vurgulayan Öngör, Ayık’ın durumuna ilişkin şunları paylaştı: “Mahpus; makat kanamasının yanında, ağzı ve burnundan kan geldiğini, arkadaşlarının yardımıyla ayağa kalkabildiğini, ya ishal ya da kabızlık yaşadığını, protein ağırlıklı beslenmesi gerekirken, hapishane koşullarında bunun mümkün olmadığını bildirmektedir. Hapishanede getirilen diyet yemeğinin, genel olarak bütün mahpuslara çıkan yemeğin, tansiyon ve şeker hastaları düşünülerek, tuzsuz ve yağsız şeklinden ibaret olduğunu bildirmektedir. Kendisine özel ve hatta, kabızlık-ishal durumuna bağlı olarak her gün değişmesi gereken bir beslenme programının hapishane tarafından uygulanmasının mümkün olmadığını anlatmaktadır.”
Tedavi edilmeden geri gönderilmiş
Ayık’ın, 16 Ocak günü durumunun kötüleşmesi üzerine acil olarak Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürüldüğünü ve burada jandarmanın müdahalesiyle yatış yapılmadan geri götürüldüğünü aktardığını kaydeden Öngör, şöyle devam etti: “Bu olayla ilgili hastaneye yazı yazılmış. Hastane, acil hekimin, akut atak tespit edilmediği, kan tahlili için kan alınarak geri gönderildiği şeklindeki şaşırtıcı açıklamasını derneğimize göndermiştir. Zira mahpus akut atak semptomlarından şikayetçidir ve CROHN hastalığına bakması gereken bölüme sevk dahi edilmemiştir.Tekerlekli sandalye ile gelen mahpusun yüzünün renginin donuk beyaz olduğu, konuşmada zorlandığı gözlemlenmiştir. Tablo, açlık grevlerine katılanların ileri aşamalardaki durumlarını çağrıştırmaktadır. Mahpus hastalığından dolayı tablet şeklinde vitamin desteği alamamaktadır.”
‘Bu sorun insani, vicdani ve ahlaki bir sorundur’
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan imzasıyla Madımak Katliamı faili Ahmet Turan Kılıç’ın affedip serbest bırakmasına değinen Öngör, “Cumhurbaşkanı, Sivas Katliamı failini yaş haddinden ve sağlık sebepleri nedeniyle özel af ile tahliye etmiştir. Oysaki; Sivas Katliamı failinin yaşadığı sağlık probleminden daha ağır durumda, yaşamını tek başına idame ettiremeyecek hasta mahpuslar bulunmaktadır. Eşitlik ilkesine ve ceza infaz hukukunda var olan ayrımcılık yasağı açıkça her gün her cezaevinde ihlal edilmektedir. Bir kez daha sorunu çözecek olan Adalet Bakanlığına sesleniyoruz; cezaevlerinde yaşamını idame ettiremeyecek ağır hasta mahpusların tahliye edilmesi ve yeterli sağlıklı koşullarda tedavi edilmeleri için yasal mevzuatı uygulayın. Bu sorun insani, vicdani ve ahlaki bir sorundur” çağrısında bulundu.
ANTALYA