İstanbul Esenyurt’ta 25 Kasım bildirisi dağıttıkları için tutuklanan 6’sı kadın 7 kişi yargılandıkları davanın ilk duruşmasında tahliye edildi
İstanbul Esenyurt ilçesinde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü ile ilgili bildiri dağıttıkları için 24 Kasım 2019 tarihinde gözaltına alınıp 25 Kasım günü tutuklanan 6’sı kadın 7 kişinin yargılandığı davanın ilk duruşması İstanbul 36’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuklu yargılanan Türkan Sümbül, Zübeyde Ağırbaş, Mürüvvet Kesen, Elvan Uçar Kordu, , Muynur Yılmaz, Ayfer Yılmaz bulundukları Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nden duruşma salonuna getirildi. Aynı davada tutuklu Muzaffer İpek’in ise hangi cezaevinden getirildiği öğrenilemedi.
Duruşmayı Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Züleyha Gülüm, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut, tutuklu yargılananların aileleri ve çok sayıda kişi izledi. Yer olmadığı gerekçesi ile aileler salona alınmak istenmezken, Milletvekili Züleyha Gülüm ile mahkeme başkanı arasında tartışma yaşandı. Yaşanan tartışmanın ardından ailelerden birer kişinin içeri alınmasına karar verildi.
Kimlik tespitleri ile başlayan duruşmada ilk olarak sanıklar söz alarak, savunma yaptı.
’25 Kasımda tutuklanan tek kadınlar biziz’
Kadınların Kürtçe savunma yaptığı duruşmada ilk olarak söz alan Ayfer Yılmaz, 3 aydır tutuklu olduklarını ve neden tutuklu olduklarını hala bilmediklerini söyledi. Sürekli kendilerine “Biz neden tutuklandık” sorusunu sorduklarını belirten Yılmaz “Biz 3 aydır tutuklu olan kadınlar, bu sorunun cevabını bulamadık. Belki burada bizi yargılayan siz mahkeme heyeti bize bu sorunun cevabını verebilirsiniz” dedi. 25 Kasım tarihinin Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele günü olarak kabul gördüğünü belirten Yılmaz, 25 Kasım gününde dünyanın her yerinde şiddetin her türlüsüne karşı çeşitli faaliyetlerle ayrı ayrı protestolar gerçekleştirildiğini ancak dünyada bugün dolayısı ile tutuklanan tek kadınların kendileri olduğunu söyledi.
‘Biz neden tutukluyuz?’
Tutuklu bulundukları süre zarfında onlarca kadının en yakınındaki erkekler tarafından öldürüldüğünü ifade eden Yılmaz, kadına karşı bu suçları işleyenlerin elini kolunu sallayarak serbest bir şekilde dolaştığını aktardı. Bunlara karşı çıkanların ise tutuklu olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Suçlu, kadına karşı suç işleyenler mi yoksa buna karşı çıkanlar mı? Bizler bir kez daha soruyoruz, bizler neden tutukluyuz? Kadın olduğumuz, Kürt olduğumuz için mi yoksa HDP’li olduğumuz için mi? Bu tutuklamalar hangi kriterlere göre oldu?” dedi.
Ardından söz alan Elvan Uçar Kordu, “Ben hala neden tutuklu olduğumu bilmiyorum. Kadın olduğum için mi, Kürt olduğum için mi yoksa HDP’li olduğum için mi?” dedi. Muynur Yılmaz ise, “Ben de bir kadınım, anayım, elbette şiddete karşı duracaktım. Bunu yaptığım için suç işlediğimi düşünmüyorum. Bu benim insanlığa karşı bir görevim, beraatımı istiyorum” dedi. Savunma yapan diğer kadınlar ise suçlamaları ret ederek beraat talebinde bulundu.
Ardından avukatların savunmasına geçildi. Dosyaya savunma yapmanın çok zor olduğunu söyleyen dava avukatları, dosyanın neden açıldığının hala belli olmadığını ifade etti.
Dava avukatları demokratik ülkelerde bu tür suçlamalardan kimsenin tutuklanmadığını ancak Türkiye’nin demokratik bir ülke olmadığı için bu tür absürt suçlamalarla açılan davalar ile karşılaştıklarını belirtti.
Müvekkilleri için tahliye talep etmeyen avukatlar, dosyanın açılmasının bile hukuka aykırı olduğunu söyleyerek, tüm müvekkiller için beraat talebinde bulundu.
Tüm kadınlar tahliye edildi
Ardından söz alan iddia makamı, tüm delillerin toplandığını ve tüm sanıklar için yurtdışı yasağı uygulanarak tahliye kararı verilmesini istedi. Savunmaların ardından kararını veren mahkeme heyeti tüm sanıklar hakkında tutuksuz yargılanma kararı vererek, duruşmayı 10 Mart tarihine erteledi. Aynı zamanda kadınlar hakkında yurtdışına çıkış yasağı getirildi.