HDK Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu, HDP’nin saldırılara karşı kendini savunma pozisyonundan çıkarıp, atağa geçecek bir strateji geliştirmesi gerektiğini vurguladı
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Sedat Şenoğlu, Suriye’de yaşanan son gelişmeler, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde devam eden tecrit, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 23 Şubat’ta gerçekleştireceği 4’üncü Olağan Kongre, AKP ile Ergenekon çatışmasına ilişkin Mezopotamya Ajansı’ndan Naci Kaya ve Barış Ceyhan’a değerlendirmelerde bulundu.
AKP’nin, iktidarını korumak için birçok klikle bugüne kadar ittifak kurduğunu ifade eden Şenoğlu, “Bu itibarsızlaşma ittifakı aynı zamanda kendi sonunu hazırlıyor. AKP’nin Ergenekon, Perinçek ve Sedat Peker gibi isimlerle yaptığı ittifakın devam etmesi söz konusu olmayacak. Çünkü kör, dolaysız ve çıkar ittifaklarının devam etmesi beklenemez. AKP’nin FETÖ’yle olan ittifakının bozulması, buna somut bir örnektir” dedi.
‘Birbirini yemeye başladılar’
İttifakın, “Kürt düşmanlığı” üzerinden sağlandığını ifade eden Şenoğlu, ancak son günlerde yapılan açıklamaların ittifakın bozulduğunu söyledi. Her aktörün iktidar olma arzusu olduğunu, bu arzunun ise çıkar ittifakının bozulmasında en büyük etken olduğunu ifade eden Şenoğlu, “Şimdi birbirini yemeye başladılar. Dün herkesi vatan haini ilan eden Sedat Peker, şimdi yurtdışına kaçtı. Hani vatanı savunmak en büyük erdemdi, niye kaçıyorsun yurtdışına? Perinçek hangi gücün dostudur, her dönem karanlık ilişkilere sahip politik bir figür değil mi? Perinçek, 100 bin oy bile alamayan ama Türkiye’nin geleceğiyle ilgili iktidar nezdinde söz söyleyen birisi. Kırılgan olan bir ittifak ortaklığıydı ve şimdi tüm bunların içinde felaket alametleri yaşanıyor” diye konuştu. Sedat Peker’in yurt dışına kaçması, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un son açıklamalarını, “Her daim var olan darbe kliğinin harekete geçmesi” yorumlayan Şenoğlu, PKK Lideri Öcalan’ın yaptığı “Darbe” ile ilgili uyarılarını hatırlattı.
İdlip’teki gelişmeler
İdlib’teki gelişmelere değinen Şenoğlu, yaşananların Türkiye’nin Suriye’deki politikasının çöküşü olarak değerlendiren Şenoğlu, “Bu politikalar aslında çoktan çökmüştü, ama şu an uzatmaları oynuyor. Türkiye’nin yayılmacı politikaları kendiliğinden biter mi? Bitmez. Çünkü bu stratejiye kendini bağladılar ve Ortadoğu’nun bütün dengelerini değiştirecek adımlar attılar. Buradan kendiliğinden çıkmazlar, bir şekilde çıkarılacaklar. Gelişmeler, Türkiye’nin Suriye’den çıkarılmasının ön hazırlıklarıdır. Sahada çatışmalar derinleşecek. Türkiye’nin savaş politikalarını sürdürmek dışında bir çözümü yok” dedi. Bu politikalarının bedelini iktidarın ödeyeceğini belirten Şenoğlu, “Esas olan şey; bu pahalıya mal olan bedellerin halka da mal olmamasıdır. Türkiye’deki faşist uygulamalar, bölgesel emellerinin sonucudur. Çözüm iktidarın içte faşizm ve savaş politikası iradesini kırmaktır. Bu da toplumun demokratik örgütlenmesi ve direnişiyle mümkündür. Türkiye’deki halklar savaş politikalarına karşı barış siyasetini inşa etmelidir. Bunun da hem olanakları hem de tarihsel deneyimleri var” ifadelerini kullandı.
‘İktidar çözüm rejimi değil, bir çöküş rejimi’
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun parti kurması ve eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın yeni parti kurma hazırlıklarıyla ilgili konuşan Şenoğlu, “İktidar çözüm rejimi değil, bir çöküş rejimi. Haliyle hem emperyalist güçler hem de Türkiye’nin iç dinamikleri artık bu rejimden kurtulmak istiyor. Babacan’ın kuracağı parti ve Davutoğlu’nun kurduğu parti de emperyalist güçlerin bu rejimi değiştirme isteğinin bir sonucudur. Bunlar bir demokrasi rejimi, hukuk ve eşitlik inşa etmek amacıyla yapılan girişimler değil. Yönetebileceği ve sermaye çıkarlarını sürdürebileceği bir iktidar kurmaya çalışıyorlar. O bakımdan Babacan’dan ve bunun arkasındaki güçlerden Türkiye’de demokrasi bekleyişi bir hayal” şeklinde konuştu.
‘Krizleri aşmak için ittifak yapılmalı’
Krizleri aşmak için demokratik siyasetin gelişmesi ve muhalif kesimlerin ittifak sağlaması gerektiğinin altını çizen Şenoğlu, HDP’nin bu konuda özverili olduğunu kaydetti. Şenoğlu, “Türkiye’deki demokrasi güçlerinin, Türkiye’de demokratik bir Cumhuriyet inşa etme amacı taşıyanların, tarihsel bir çözüm iradesi koyması gerekiyor. Hem dünyada hem Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler hem de Türkiye’deki mevcut rejimin handikapları, kolay bir çözümü göstermiyor. Haliyle toplumsal muhalefet güçlerinin de çok radikal bir tutum takınmaları ve çözüm önerilerini çok kapsamlı bir şekilde hem bir program hem de bir eylem hattı oluşturması gerekir. Bu başarılmadığı ölçüde tarihsel bir fırsat da kaçmış olacak” dedi.
‘HDP atağa geçmeli’
HDP’nin bu kapsamda strateji geliştirmesi gerektiğini vurgulayan Şenoğlu, şöyle konuştu: “HDP’yi var eden siyasi program, HDK programı. Türkiye’de büyük bir toplumsal dönüşüm programıdır. Türkiye’de demokratik cumhuriyeti inşa etme programıdır. Dolayısıyla faşizmin aşılması ve bunun yerine demokratik, kadın özgürlükçü, toplumsal yaşam inşa edilme iradesi zaten HDP’de var ve bu iradeyi 7 Haziran seçimlerinde net bir şekilde gösterdi. HDP’nin üçüncü yol çizgisi dediğimiz, siyasi çizgiyi daha kararlı inşa etmesi gerekiyor. Rejimin her türlü saldırısına karşı halkın umudu olarak ayakta kalan HDP, bu saldırılara karşı kendini savunma pozisyonundan çıkarıp, atağa geçecek bir strateji geliştirmeli. Nitekim toplumun da beklentisi bu yönde.”
İmralı tecridi
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik sürdürülen tecrit sistemine ilişkin konuşan Şenoğlu, “Sayın Öcalan’ın tecrit edilmesi, sadece toplumun belli bir kesiminin tecrit edilmesi değil, aynı zamanda Türkiye ve Ortadoğu halklarının tecrit edilmesi demektir. Bu nedenle en temel mesele tecrit. Çünkü bizim HDK ve HDP’de çözüm olarak konuştuğumuz fikriyat ve bunun uygulamalarının kendisi Sayın Öcalan’ın emekçiliğini yaptığı program. Bu programda Sayın Öcalan’ın emeği çok büyük. Öcalan’ın tecrit edilmesi, bu programın tecrit edilmesi anlamını taşıyor. O nedenle Sayın Öcalan’ın 2013-2015 yıllarında olduğu gibi barış için, misyonunu oynaması için, tecridin kaldırılması için, mücadele etmemiz lazım” şeklinde konuştu. Tecrit sistemiyle birlikte Türkiye’nin savaş ve yıkım siyasetine döndüğünü belirten Şenoğlu, “Türkiye’yi barış, demokrasi ve özgürlükçü coğrafya haline getirme mücadelesi, Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılmasıyla iç içedir. Tarihsel, toplumun güncel ihtiyacı ve siyasi gerçeklik bakımından da bu böyledir. Haliyle tecride karşı mücadele hep gündemde kaldı ama bunun gerekliliği güçlü bir şekilde yerine getirilemedi. Tecrit meselesi Türkiye halklarına güçlü bir şekilde anlatılamadı. İşte yeni dönemde bunu başarmak zorundayız” diye ifade etti.
İSTANBUL