Dewrêşê Evdi ve Edule’nin sevdasını yüreğime nakşeden, Zadina Şakır’ın büyülü sesi, çocukluk hafızamın en kıymetli hazinesidir. Şimdi dahi dinleyince, zaman mefhumunu yitiriyor, kendimi Erivan Radyosu’nun dinlenildiği odanın bir köşesinde buluyorum. Dewrêşê Evdi’nin köyü Oğlakçı’yı ziyarete gittiğimizde, Zadin’in sesi gün boyunca yüreğimde çınlayıp, hafızamda kelimeler biriktiriyor. Zadina için çıktığım yolculukta, Dengbêj Aslika Qadır, şair Mırazê Cemal, sanatçı Serhat Adar ve yazar Tîmûrê Xelîl, yürek heybelerindekini büyük bir teveccüh ile paylaştılar. Ve Zadina’nın acılar yumağı yüreğine erdiğimde, anladım ki hawarı, sadece Dewrêşê Evdi ve Edule’nin acısına dair değil, bir yanıyla da kendisineymiş. Ailesi 1917’de yaşanan travma ve büyük göçün mağduru. Digor’un Hesocano köyünden, Ermenistan’a göç ettikleri yıllarda doğan baba Şakır, İkinci Dünya Savaşı yıllarında doğan çocuğuna, Zadina ismini veriyor. İnternette dolaşımında olan tek kare fotoğrafı ne çok şey anlatıyor; yay gibi kaşları, zeytin tanesi gözleri, uyumlu, ufak ve biçimli yüz hatlarıyla sanki bir masal perisi. Lakin perinin kaşına, bakışına ve dudağının kıvrımına hüzün oturmuş.
Erivan Radyosu’nun kurulduğu yıllarda, kadın dengbêjlik geleneği her ne kadar toplumunda yaygınsa da sesini radyoda kayıt altına alıp, radyodan stran söylemek, ayıp karşılanıyormuş. Gulizera Etar, Susıka Sımo ve Zadina Şakır bu manada büyük bir cesaret gösterip, tüm ayıplamalara, kopartılan yaygaraya ve dedikoduya rağmen aşkla bağlı oldukları kültürün, radyodaki ilk kadın sesleri oluyorlar.
Dengbêj Susıka Sımo ile yakınlıklarından olsa gerek, benzer bir evlilik yapar. Ezidi gelenekleri dış evliliği yasaklamasına rağmen o bu yasağı yadsıyıp, bir Ermeni gencine kaçar. Babası Şakır geleneklerine çok bağlı bir insandır; Zadina en sevdiği ve ruhuyla bağlı olduğu çocuğudur. Bu kaçışı gururuna yediremeyip, kendine hakaret sayar. Zadina’nın tüm arayı bulma çabalarına yüz çevirip, af etmez ve o kahrından ölür. O andan itibaren hüzün gelip, Zadina’nın yüreğine oturur. Taziyesine gidemediği, müsebbibi sayıldığı baba acısı dert olup, ömrüne yayılır.
Zadina, Susıka Sımoya karşı tolere edilen toplumsal tecridin, kendisine karşı bu kadar katı uygulanacağını hesaplamamıştır. Yalnızlık canını yakmaya başladığında, eşinin ve çocuklarının yoğun sevgisi, yüreğindeki boşluğu doldurup, derdine derman olmaz. Huzur hüznün önüne geçip, pişmanlık yaşamasını engelleyemez.
Halbuki değil Susık’a, Ezidilikteki evlilik yasağı; Zadina’nın sesinde yankılanan Dewrêşê Evdi ve Edule’nin sevdalarına karşı da tahammüllüdür. Edule, Müslüman kızıdır. Belki de toplum, kendisi için ölüme yürüyene bu sevdayı hakir görmüyor ya da Dewrêş’in dönmeyeceğini bildiğinden midir ne, tavır almıyor. Dewrêşê Evdi’nin destan formatlarının birinde, Edule’nin gönlü, Dewrêş’in gümüş tepsiden, kahve fincanını kaldırmasına razı gelmiyor. Biliyor ki, bedeli ölümdür ve bunu Dewrêş’ine yakıştırmıyor. Ama Dewrêş bedeli gözü almasaydı, acaba ismi Edule ile anılır olur muydu?
Aşk gözü karadır. Edule ile Dewrêş’in aşkında sonun ölüm olacağı aşikârdır. Dewrêş toplumun selameti için canı göze alır ve aşıklar ölür. Zadina, toplumun kendisinden kaçışını göze alır, aşıklar değil, aşkları ölür.
Edule’nin sevdiği onu her şeyi ile sever. Zadina’nın sevdiği sadece onu sever. Edule’nin sevdiği kavmine zulmü dert edinir, başını verir; Zadina’nın sevdiğininse kavmine zulümden haberi yoktur.
Edule kavuşamadığına yanar, perişan olur; Zadina kavuştuğuna yanar, pişman olur.
Dewrêş öldüğünde Edule de ölür. Duyan herkes yanar, yasa boğulur. Zadina 2008 yılında 65 yaşındayken, Erivan’ın merkezinde, Rosiya sinemasının önünde otobüsten inerken, kalp krizi geçirip yere yığıldığında ‘wi bavo’ diye feryat eder. Nasıl ki babasının son yolculuğunda acısı ile baş başa ve yalnızdıysa; çıktığı son yolculuğunda hepten yalnızdır. Yaşama veda ettiğinde, yıllar toplumsal tecritten bir şey almadığından, sessiz, sedasız ve ‘kimsesiz’ defnedilir. Stranları ile ruhlarına dokundukları, tabutuna dokunmaz. Öldüğünü kimileri duyar, kimileri duymaz, kimileri duymazdan gelir, kimileri derinden yanar, kimileri ise…