AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, ‘FETÖ’nün siyasi ayağı araştırılsın’ diyen İlker Başbuğ ve Dursun Çiçek hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un, 2009 yılında yapılan asker kişilerin özel yetkili mahkemelerde yargılanmasının önünü açan düzenlemeyi gündeme getirmesinin ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tepkisiyle başlayan ‘siyasi ayak’ tartışması, mahkemeye taşındı. Erdoğan’ın Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunma çağrısı sonrası AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, İlker Başbuğ ve Dursun Çiçek hakkında suç duyurusunda bulundu.
Kılıçdaroğlu’na suçlama
AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, “Gerekçe dilekçemizi hazırladık. Avukat arkadaşlarımız öğleden sonra hem Dursun Çiçek hem de İlker Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunacak. Biri iftira, birisi de hakaretten suç duyurusunda bulunacak. O önergeden Sayın Baykal’ı haberdar olmaması mümkün mü? Sayın Baykal’ı kim uyarmış acaba? O gün danışma kuruluna imza atan Kılıçdaroğlu’dur” iddiasında bulundu.
CHP yalanladı
Yasanın, o dönem CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup başkanvekili olduğu CHP’nin de desteğiyle Meclis’ten geçtiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Elitaş’a CHP’den yalanlama geldi. Eski CHP grup başkanvekilleri Kemal Anadol ve Hakkı Süha Okay, Cumhuriyet’te konuştu. Anadol, “CHP’nin bu düzenlemeye destek verdiğini söylemek baştan aşağı yalan. Yasanın genel kurulda görüşmeleri devam ederken, gece yarısında bir önerge geliyor. Bu önergenin altında Bekir Bozdağ ve Mustafa Elitaş’ın imzası var. Genel kuruldaki bütün CHP milletvekilleri hem bu önergeye hem de yasanın tamamına karşı oy kullandılar ama önerge geçti. Sabah durumu inceledik ve grup başkanvekilleri olarak derhal Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) gidilmesi konusunda karar aldık. AYM’ye götürdük. AKP ile FETÖ koalisyonu, cumhuriyet tarihinin en büyük koalisyonudur” dedi. Okay ise “Deniz Baykal’ın bu konuda talimatı olduğunu söylediler. Böyle bir şey yok. Baykal’ın ne telkin, ne tavsiye ne de talimatı var. ‘Kemal Kılıçdaroğlu ile benim, Bekir Bozdağ ile Mustafa Elitaş’ı ziyarete gittiğimi’ söylediler. Bu kesinlikle doğru değil” dedi.
‘Salı açıklayacağım’
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, bir kez daha FETÖ’nün siyasi ayağını 11 Şubat Salı günü partisinin grup toplantısında açıklayacağını belirterek, “Elazığ depreminin arkasından kalkıp özel bir tartışma alanı yaratmayı doğru bulmuyorum. O nedenle bir hafta erteledim. İsim de belge de vereceğim, her şeyi vereceğim” dedi. Kılıçdaroğlu, “Başbuğ’un yaptığı açıklamalar doğrudur. ‘Efendim, Kılıçdaroğlu da oradaydı.’ Ben o zaman grup başkanvekiliyim o gece zaten ben orada yokum. Çünkü nöbetçi Hakkı Suha Okay’dı o gece orada. Kaldı ki biz bunu nasıl kabul etmişiz. Diyor ki ‘CHP de kabul etti.’ Ya biz Anayasa Mahkemesine götürmüştük. Bunlar Meclis’in tutanaklarını dahi yalanlama noktasına geldiler. Bereket versin Parlamentodaki görüşmeler tutanaklara yansıyor. Dolayısıyla tutanaklar var elde. Bu kadar yalan söylemek de ayrı bir maharet işi herhalde. Benim aklım almıyor” dedi.
Siyasi otorite iddianamede
Bu arada Cumhuriyet’nin haberine göre Ankara Başsavcılığı, ‘FETÖ’nün iktidara Meclis’te yasa değişikliği yaptırdığını, “Son olarak kendisine müzahir elemanların en az bulunduğu 1988 ve daha önceki yıllarda mezun olmuş subayları Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) tasfiye etmek için üç devreyi birden toplu olarak emekli edecek ve hizmet süresini 28 yıla indirecek kanuni düzenlemeleri siyasi otoriteye yaptırabilmiştir” ifadeleriyle iddianameye geçirdi. Ancak bu tespiti yapan savcılar, daha sonra görevden alındı
Başbuğ-Bahçeli kesişti mi?
Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, iktidar ve Ergenekon’dan yargılananlar arasında kapanmayan bir hesabın olduğunu belirterek, Başbuğ’un “FETÖ’ye siyasi ayak aranıyorsa Meclis’te o gece yarısı operasyonuna bakılmalı” ifadesinin bu hesabın bir yansıması olduğunu savundu. Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ‘FETÖ’nün siyasi ayağı’ meselesinin üstünde durduğunu vurgulayan Taşgetiren, “Acaba Başbuğ’un çıkışı ile kesiştiği bir nokta var mı? sorusu da akılda tutulacak bir sorudur” dedi.
Ne olmuştu?
İlker Başbuğ, “FETÖ”nün siyasi ayağı ile ilgili, “Bu konuda soruşturma ve araştırma yapanları 25 Haziran 2009 Perşembe gecesi TBMM’de kabul edilen, kamuoyunda Dursun ÇİÇEK yasası olarak bilinen yasama çalışmasına kim katıldı ise, ceza yasası değişikliğini kim TBMM’ye getirdi ve yasalaşmasını sağladı ise o kişiler FETÖ’nün siyasi ayağıdır” demişti. Bu sözler üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbuğ’u hedef alarak, “Burada parlamentonun hukukunu korumak üzere süratle hepiniz dava açmalısınız. Meclis’in yasama yetkisini dışarıdan birilerinin kalkıp da atıp tutmak suretiyle yere çalmaya hakkı yoktur. Bu boru göstermeye benzemez. Parlamento hukuku boruyla sindirilemez” demişti. 2009 yılında yasalaşan tasarıya imza atan AKP’li o isimler ise şunlardı: “Dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin-TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İYİMAYA, Bekir Bozdağ, Ahmet Aydın, A. Müfit Yetkin, Mustafa Elitaş, Yahya Doğan ve Mehmet Ceylan.”
HABER MERKEZİ