Kürt birliğinden umutlu olduklarını söyleyen HDP Milletvekili Ayşe Sürücü, “Ulusal birlik için önce Kürt diline sahip çıkmak gerekiyor” dedi
Kürt partilerinin birlik çalışmaları devam ediyor. Halkları Demokratik Partisi (HDP) Urfa Milletvekili Ayşe Sürücü, Kürtlerin ulusal birliğe hiç olmadıkları kadar yakın olduklarını ifade ederek, birlik için kadınların hazır olduğunu söyledi. Mezopotamya Ajansı’ndan Arjin Dilek Öncel ve Fahrettin Kılıç’a konuşan Sürücü, geçmişten bu yana Kürtlerin en umutlu oldukları bir süreci yaşadıklarını, buna kadınların öncülük ettiğini kaydetti.
‘Ulusal birliğe Kürt kadınları öncülük ediyor’
Geçmişten bu yana Kürt halkına yönelik saldırıların her geçen yıl biraz daha arttığına dikkat çeken Sürücü, “Ulusal birliğe Kürt kadınları öncülük ediyor. Böyle bir birliğe ihtiyaç var. Kürt birliğinden umutluyuz. Tarihe baktığımız zaman, iki aşiret arasında yaşanan bir kavgada kadınlar araya girip beyaz yazmalarını yere atarak kavgayı durdururdu. Kadınlar, ulusal çıkarları en üstte tutarak birliği sağlamaya hazır” dedi. Kürt kadınlarının dünya kadınlarına öncülük ettiğini dile getiren Sürücü, buna somut örnek olarak da Rojava’da Kürtlerin DAİŞ’e karşı verdiği ve kazandığı mücadeleyi gösterdi.
‘Kürtlerin kurtuluşu birlikten geçiyor’
Kürtlerin kurtuluşunun ulusal birlikten geçtiğini söyleyen Sürücü, “Kadınların ulusal birlik temelinde görev alıp kendilerini birlik çalışmalarına katması demek, ulusal birliğe ulaşmak demek. Bir yandan Kuzey’de demokratik siyaseti tasfiye etmek istiyorlar, halkların iradesini gasp edip kayyım atıyorlar, gözaltı tutuklamalar oluyor. Diğer yandan Rojava’da 9 Ekim 2019’da bir işgal gerçekleşti. Orada Kürt kazanımlarına saldırılar oldu. Güney’de inşa edilen statüye karşı bir rahatsızlık oluştu. Bunların hepsinin nedeni, Kürtlerin ayrı durmasından kaynaklı. Birlik bu saldırıların önünde kalkan olacaktır” ifadesinde bulundu.
‘Dil ve kültür çalışmalarını ulusal birlikten bağımsız düşünemeyiz’
Kürt kadınlarının ulusal birlikte üstlendikleri rolü daha çok sahiplenmesi gerektiğinin altını çizen Sürücü, “Anadile sahip çıkmak da ulusal birliğin bir parçasıdır. Halklar anadilleri ile vardır. Dil ve kültür çalışmalarını ulusal birlikten bağımsız düşünemeyiz. Hem ulusal birlik çalışmalarında hem de Kürt dili ve kültürü için yapılan çalışmalarda daha gözle görünür kararların alınmasına ihtiyaç var. Onun için de çaba içerisinde olmak gerekiyor. Egemen güçler bir halkı ortadan kaldırmak için önce dillerine müdahale eder. Türkiye de yaşayan Kürtler Türkçenin etkisi altında kaldı. Güney ve Rojava yaşayan halklar Arap dilinin etkisinde. İran’da ise Farsçanın etkisi altında kalındı. Dilin yok olması demek, Kürtlerin yok olması anlamını taşıyor” diye belirtti.
‘Kürt diline sahip çıkmalıyız’
Sürücü, Kürt yazar ve siyasetçi Celadet Ali Bedirhan’ın bir sözünü hatırlatarak, “Bedirhan, diyor ki; ‘Egemen bir güç ve ezilen bir halk birlikte yaşarsa, ezilen halkın varlığını koruması için, elinde iki silahı var. Biri din, diğeri dildir. Eğer ezilen halkın ve egemen gücün dinleri birse, elinde tek silahı kalıyor, o da dildir.’ O ezilen halkın diline sahip çıkması ve koruması gerekiyor. Oysa bugün baktığımızda, dilimize yönelik saldırılara rağmen, her yerde anadilimiz dışında başka dillerde konuşuyoruz. Ulusal birlik için önce Kürt diline sahip çıkmak gerekiyor” dedi.