Yerel seçimlerde birçok belediyeyi kaybeden AKP’nin ‘Yerel Yönetimler Taslağı’ ile birlikte iktidarın rant alanlarını yeniden ele geçirmek istediğini söyleyen HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, bu düzenlemenin belediyelere müdahaleyi kolaylaştıracağını belirtti
Yerel seçimlerde önemli birçok belediyeyi kaybeden iktidar, hazırladığı ‘Yerel Yönetimler Yasa Taslağı’nda valilikler aracılığıyla ‘zorla’ birçok görevi belediye başkanlarına yaptırmaya hazırlanıyor. Henüz taslak aşamasında olan ve çalışmaları devam eden taslaktaki maddelere göre, belediyelerin yetkileri; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Cumhurbaşkanı ve valilere verilerek mali, idari ve ticari alanda sınırlandırmayı öngörüyor. AKP’nin hazırlığını sürdürdüğü ve kamuoyuna yansıyan maddelerini Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç Mezopotamya Ajansı’ndan Diren Yurtsever’e değerlendirdi.
‘Yapmaya çalıştıkları merkeziyetçiliği güçlendirmek’
Oluç, taslağın henüz siyasi partilere ve Meclis’e sunulmadığını belirterek, yerel yönetimlerin yetkilerinin valiye, bakanlığa ve “saraya” aktarılmaya çalışılarak, merkeze alınmak istendiğini belirtti. Oluç, iktidarın yerel seçimlerde birçok yeri kaybettiğini hatırlatarak, “Özellikle büyükşehirler ve büyükşehirlerin merkez ilçelerinde çok ciddi kayıpları oldu. Bu kayıpların kendilerine açtığı zararı ortadan kaldırabilmek ve yeniden rant alanlarına ulaşabilmek için belediyelerin yetkilerini merkeze alma eğilimi her hazırladıkları teklif ve taslakta ortaya çıkıyor. Yapmaya çalıştıkları merkeziyetçiliği güçlendirmek. Yerel demokrasiyi geliştirmek ve yerel demokrasiyi büyütmek yerine var olanı da yok etmek istiyorlar” dedi.
‘Faşizmin kurumsallaşmasının adımları atılıyor’
Kayyum atamalarının gerçekleştiği dönemde hem toplumsal hem de siyasal muhalefeti uyardıklarını belirten Oluç, taslağın batıya kayyum atamanın bir yolu olma özelliği taşıdığını ifade etti. Oluç, şöyle devam etti: “Şunu hep söyledik; bugün bu kayyımları atayarak Kürt halkının iradesini gasp ediyorlar. Sandık hukukunu ve adaletini kaldırıyorlar. Bugün HDP’li belediyeler, Kürdistan coğrafyasındaki belediyelere dönük adım ama yarın bunlar batıda ki belediyelere musallat olacaklar’ dedik. Batıda kayyım atamayla bunu yapamıyorlar, onun yerine yasalarda değişiklik yaparak belediyelerin yetkilerini merkeze alıyorlar. Aslında kafalarında olan şey bir atanmışlar rejimi oluşturmak. Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne giden müfettişler, ‘belediye meclisini halk seçsin, belediye başkanlarını merkez atasın’ demişti. Yani saray atasın diyorlar. Taslağın vahim olduğunu düşünüyoruz. Yerel demokrasinin güçlendirilmesi gerekiyor. Faşizmin kurumsallaşmasının adımları atılıyor. Bizim güçlü yerel demokrasi, yerinden ve yerelden yönetim anlayışı üzerinde yükselen bir parlamenter demokrasi anlayışımızın aslında ne kadar ciddi bir ihtiyaç olduğu bir kez daha görülüyor.”
‘Rant alanlarını yeniden ele geçirilmek isteniyor’
Taslakla birlikte iktidarın rant alanlarını yeniden ele geçirmek istediğine işaret eden Oluç, İstanbul’un iktidarın en büyük kaybı olduğunu dolayısıyla başta İstanbul olmak üzere birçok büyükşehir belediyesinin hedefte olduğunu söyledi. Oluç, devamla şunları söyledi: “İstanbul, Antalya, Adana, Mersin, Ankara gibi kentler iktidar açısından önemli. Taslaktaki düzenlemeler bu belediyeler ile birlikte merkez ilçeleri de içeriyor. Bu adımları ile bu iktidar demokratik meşruiyetini tamamen yitirmiş bir hale gelecektir. Zaten meşruiyeti şuan yok ama bu yerel yönetimlerinin yetkilerinin gasp edilmesi ile ilgili adımların atılması halinde bu katlanmış olacaktır. Bütün dertleri ülke sınırları içindeki kaynakları nasıl elde etmektir. Ciddi yerel demokrasi mücadelesi önümüzdeki dönemin en önemli konularından bir tanesi olacaktır.”
‘Belediyelere müdahaleyi kolaylaştıracak’
Taslakta yer alan kritik maddelerden biri “Hizmetlerde aksama” maddesi ile ilgili düzenleme. Düzenleme, devletin ülke ölçeğinde belirlediği plan ve programlar kapsamında gerçekleştirdiği büyük projeler için belediyesi veya bağlı idaresine yapılması gereken hizmetlerin yerine getirilmemesi halinde valiye, 3 kişilik bir komisyon kurma yetkisi veriyor. Vali tarafından kurulacak komisyon, projelerin uygulanabilirliğine veya erişilebilirliğine engel olunduğunu tespit edebilecek. Belediyelere müdahaleyi kolaylaştıran bu düzenlemenin Kanal İstanbul Projesi’ni yakından ilgilendirdiğini sözlerine ekleyen Oluç, “Kanal İstanbul için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tutumu çok açık. ‘Ya kanal ya İstanbul’ dediler. İktidar Kanal İstanbul için ‘yetki İBB’de değil’ diyordu. Ama işin gerçeği öyle değil. Kanal İstanbul başta olmak üzere bütün büyük projelerde büyükşehirlerin yetkileri var. Şimdi belediyelerin ellerinden bu yetkileri almaya çalışıyorlar. Bu yetkileri mümkün olduğu kadar atanmışlara vermek istiyorlar. Kanal İstanbul’u bu dönemde çok önemsiyorlar. Kanal İstanbul’daki asıl dertleri ranttır” dedi.