Memlekette erkeklerin başını çektiği, organize ‘kadınları linç günleri’ndeyiz. Kendisi pek bir ‘makbul’ olan erkek şarkıcı Alişan’ın başını çekmesi ile iyice ilerleyen Berna Laçin’e saldırı furyası sürüyor. Kadın, sosyal medya hesaplarında doğadan, gündelik yaşamdan bir şeyler paylaşıyor örneğin, ardından harala gürele sövgüler, hakaretler… Berna Laçin bir insanın sabrını çoktan taşıracak bu hakaretlere sabırla ve nazikçe cevap veriyor. Söven kitle içinde kadınlar da var tabi, yok değil. Fakat tahakküm kurma, sövme, ötekini ezme ve farklılığa tahammül etmeme erkek egemen bir davranış şekli olduğu için bu kadınların da erkek egemenliğe hizmet eden, oradan beslenen kadınlar olduğu çok açık. E zaten ‘’kadın doğulmaz kadın olunur.’’
Erkek egemenliğinin ne kadar yalan ve hile seven, linçten beslenen bir olgu olduğunu da görüyoruz tüm bunlar meydana gelirken. Berna Laçin’in ben Medine’yi bir şehir olarak söyledim demesine rağmen, hala asıl meselenin üzerini örtme çabasından olan, ‘hayır Medine’de öyle şeyler olmaz’, ‘sen dinimize sövdün’, diyen, hilebaz, provakatör ve iftiracı insanlar bilerek ve isteyerek, gerçek durumun da farkında olarak Berna Laçin’e saldırıyı sürdürüyorlar. Tabi yine en çok bağıranlar, sövenler erkekler. Algılama yetisi yerinden olan her insan ne söylenmek istediğini anlar. Anlamıyorsa kendi içi kötüdür ve kendi yaşamının altından fanatizmle kamufle edilmiş bir şiddet, bir kötülük, bir ‘sıkıntı’ muhakkak çıkar.
Birkaç gün önce ise iki kadının hedef gösterilmesine yol açan bir olay yaşandı. Kadınların hedef gösterilmesine sebep olan fiili (video görüntülerini basına sızdırma) ise bu kez başka bir ‘makbul’ erkek şarkıcı Mustafa Ceceli’nin gerçekleştirdiği iddia ediliyor. İki kadının romantik video görüntüleri basına servis ediliyor ve bu görüntüler hukuka aykırı şekilde elde edilmiş görüntüler. Videodaki kadınlardan biri olan eski eşi ile anlaşmalı olarak boşanıp yollarını ayırmış hayatına kaldığı yerden devam eden bir adam kendisi.
Şimdi nöbetçi aile mahkemesine başvuruyor, çocuğunun velayetini istiyor ve nafakanın da kaldırılmasını talep ediyor. Neden? Önce hukuka aykırı biçimde elde edilen videoları servis ettiği iddiasını yalanlıyor. (Kendisi daha önce de pek çok şeyi yalanlamıştı.) Çocuğunun ruhsal gelişiminden, yaşadığı travmalardan bahsediyor. O travmaları öncelikle kendisinin yaşattığını ya bilmiyor ya da bilmiyormuş gibi yapıyor. Ardından iki kadının aşkını velayet değişimi ve nafaka ödeme yükümlülüğünün ortadan kaldırılması için BAHANE ediyor.
O videodaki kişilerden biri erkek olsa idi Mustafa Ceceli ne yapardı merak konusu. Muhtemelen bu denli travmadan, ruhsal gelişimden bahsetmeyecekti ama muhakkak mesele yapacaktı. Çünkü erkekler evli ya da bir ilişki içerisinde iken karılarını aldatabilir, kafalarına estiği gibi davranabilir ama boşanmış ve özgür bir kadın ilişki yaşayamaz, ömrü billah yalnız kalmalı, aşık olmamalı, flört dahi etmemelidir. Neticede iki kadının hayatı alt üst oluyor. Kadınlardan birinin bağlı olduğu plak şirketi onun işine tek taraflı son veriyor. Toplumdaki kadın düşmanlığının ve homofobinin ne boyutlarda olduğunu görüyoruz, biliyoruz. Organize erkek çetesi kadınların yaşamlarını kontrol etme, edemediği noktada o yaşamı zindana çevirme konusunda yeminli. Kadınlar ise kapı artlarında her türlü oyunu çevirip kapı önünde namus bekçiliği yapan ‘makbul’ erkeklerin önünde diz çökmemeye ve kadın dayanışmasını büyütmeye…