Doktor Pınar Saip, corona virüsünün bulaşmaması için gerekli sağlık önlemleri ve hijyenin önemine vurgu yaptı. Önlemler alınmadığı taktirde her ülkede gözükebileceğini belirten Saip, hijyen kurallarına uyulmasının büyük önem taşıdığını söyledi
Yadigar Aygün/İstanbul
Çin’de yüzlerce can kaybına neden olan corona virüsü giderek diğer ülkelere de yayılıyor. Virüs salgınında 4 Şubat itibariyle ölü sayısı 500’ü aştı. Virüsü kaptığı tespit edilen kişi sayısının ise 20 bin 438’e çıktığı duyuruldu. İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, corona virüsüne karşı alınması gereken önlemleri gazetemize anlattı.
Toplumdan gizlenmemeli
Prof. Dr. Pınar Saip, corona virüsünün yeni bir virüs türü olduğuna dikkat çekerek şu an herhangi bir tedavisinin olmadığını söyledi. Saip, Türkiye’de sağlık sistemin kötü olmadığını dile getirerek tanı gözlendiği taktirde toplumdan gizlenmemesi gerektiğini vurguladı. Saip, “Çin’in Wuhan kentinde başlayan virüs diğer ülkelere yayılmaya başladı. Hayvanlardan insanlara bulaştığı düşünülüyor. Çin’den seyahat eden insanlardan diğer ülkelerdeki insanlara bulaşabiliyor. Türkiye’deki şüpheli vakalar Ankara’ya gönderilip inceleniyor. Şu an herhangi bir vaka saptanmadı. Gerekli önlemler alınmadığında bütün ülkelerde gözükebilir. Hastalığa bilgisizce yaklaşmak yerine gerekli sağlık tedbirlerinin alınması gerekiyor” dedi.
Hijyen çok önemli
Dr. Pınar Saip, corona virisüne karşı alınması gereken önlemleri şu şekilde sıraladı: “Çok ihtiyaç olmadıkça toplu ortamlarda bulunmamak gerekiyor. Maske takmak önem arz ediyor. Toplu ulaşımın sürekli hijyenik tutulması gerekiyor. Toplu ulaşımda dokunduğumuz yerlerden virüs bulaşabilir bu alanlara dokunurken kağıt mendil kullanmalıyız. Ellerimizi sık sık yıkayarak gerekli hijyen önlemlerini almalıyız. Bol sıvı tüketimi ve günlük alınması gerekli kalorinin alınması vücut direnci açısından önemli. Sağlıklı insanları çok etkileyeceğini düşünmüyorum ama özellikle yaşlılar, kalp, akciğer, diyabet gibi kronik hastalığı olanlar risk taşıyor.”
Tarihte yaşanan büyük salgın hastalıklar
Tarihte meydana gelen salgın hastalıklara baktığımızda çok sayıda can kaybı yaşanırken ülkelerin ekonomilerine büyük zarar verdi. Veba salgını 1347-1351 yılları arasında Avrupa’da 100 milyona yakın kişinin hayatını kaybetmesine sebep oldu. O zamanlar Avrupa’da yoğun nüfus artışı yaşanmış, bunun sonunda da kıtlık dönemine girilmiştir. Büyük veba salgınının kıtlık döneminin hemen arkasından gelmesi haliyle Avrupa’nın bu durumla mücadelesini çok zorlaştırmıştır. Veba, Çin ve Orta Asya’da başlamış buradan tüm dünyaya yayıldı. Veba’nın Avrupa’ya ulaşması Asyalı tacirlerin Çin’den satın aldıkları vebalı kürkleri Avrupa’ya satması yoluyla bulaşmıştır. Gemide yaşayan pire ve farelerin de bu hastalığın yayılmasında etkili oldukları söylenmektedir. O sıralar Kırım Tatarları’nın reisi Canıbek, Ceneviz limanını kuşatmış ve kendi vebalı insanları mancınıkla şehrin içine fırlatıp hastalığı İtalyanlara bulaştırdı. İtalyanlara bulaşan vebayla ilk karşılan şehirler Cenova, Messina ve Venedik olmuştur. Sonrasında veba salgını, 1348 yılında Paris’e kadar gelmiş 1349’da ise Londra’yı etkisi altına almış, İskoçya ve İskandinavya’dan sonra da başlangıcı olan Tatarların yurduna tekrar ulaşmıştır. Floransa’da 90 binden 45 bini, Fransa’da 125 bin İngiltere de 1 milyon kişi ve Venedik’de ise nüfusun yüzde 75’i veba salgınından öldü. Suriye, Lübnan, Mısır, Hatay, Mekke, Yemen ve daha birçok şehir, toplamda tüm dünyanın büyük bir kısmı veba hastalığından yaşamını kaybetti.
Ekonomiye etkisi
Avrupa’da 18. yüzyılın başlarından itibaren belirli aralıklarla salgınlar halinde Sığır virüsü seyretti. Bu yüzyıl içerisinde milyonlarca hayvanı öldürdü. Osmanlı İmparatorluğu’nda 19. yüzyılda, özellikle Doksanüç Harbi’nden sonra, etkili olmaya başladı. Bu yüzyılın son çeyreğinden itibaren görülme sıklığı arttığı gibi büyük çaplı sığır ölümlerine yol açtı. Bilgisizlik, yetersizlik, duyarsızlık ve ihmallerle hastalık belirli aralıklarla tekrarlayıp yayılırken uluslararası boyutta ticaret, savaşlar ve göçlerle taşınıp bulaştı. Sığır vebası salgınları çok fazla büyükbaş hayvan ölümüyle sonuçlandığı için tarım ve hayvancılığı doğrudan etkileyip devleti ve halkı çok ciddi ekonomik gelir kaybına uğrattı.