HDP son derece ağır saldırılar altında bir mücadele veriyor. 2015 tarihinden beri iktidarın saldırı hedefinin merkezinde bulunuyor. HDP üzerindeki saldırı sistemli bir süreklilik içinde yürütülmekte.
HDP, iktidarın resmi ve gayri resmi, açık ve gizli ittifaklarını sandıkta hep yenilgiye uğrattı. İktidarın sandık üzerindeki ağır baskılarına, hile ve gaspına rağmen tüm seçimlerden zaferle çıkmayı başaran bir parti HDP. Özellikle 7 Haziran 2015 genel milletvekilli seçimleri ve 31 Mart yerel yönetim seçimlerindeki başarısı iktidarın ve müttefiklerinin kimyasını bozdu. İktidar, 7 Haziran’da aldığı yenilgi karşısında savaşa sarılarak bu temelde yaptığı fiziki ve psikolojik saldırı furyası altında kasım seçiminde Meclis’te çoğunluk elde edebildi; o zamandan günümüze kadar da savaşla ayakta duruyor.
Tayyip Erdoğan seçim mitinglerinde kitlelere, “Bir merminin kaç para olduğunu biliyor musunuz?” diye soruyordu. Kürt halkına ve onun temsiline karşı yürüttüğü savaşı hatırlatarak ve mermi ile sembolize ederek kitlelerin desteğini istiyordu.
AKP iktidarı Türkiye’nin demokratik temelde değişim ve dönüşüm imkanlarına, birikimine ve ihtiyacına karşı Gezi Direnişi’nden bu yana siyasi, psikolojik ve fiziki olarak başlattığı saldırıyı 2015’te Kürtlere karşı savaş düzeyine çıkardı. Savaşın temel hedefini Kürt halkının siyasi kazanımlarını ortadan kaldırmanın ötesine taşıyarak onu yurtsuz ve mekansız bırakma düzeyine vardırdı. Bir halka bundan daha büyük bir kötülük yapılamaz. İktidar; Kürt halkının yaşadığı mekanları yıkma, halkı göçertme ve Kürt illerini Kürtsüzleştirme şeklinde bir konsept uyguladı. İktidar hem Kürt sorununun barışçı ve demokratik temelde çözümünün hem de Türkiye’nin demokratik temelde değişim ve dönüşümünün önünü savaşla kapattı. Türkiye’nin geleceği, Kürt ve Türk halkının özgür, eşit ve demokratik geleceği iktidarın savaş engelini aşıp aşmamakla alakalı bir durumdur.
HDP, Türkiye’nin demokratik temelde değişim ve dönüşümünü gerçekleştirme hattında büyük bir tarihsel birikime, toplumsal ve sosyal dinamiklerin güçlü desteğine sahip, özgürlükçü bir fikriyatın temel gücü konumunda olan bir partidir. HDP siyasi, politik duruşunun yanı sıra, kararlılığı ve direngen tavrıyla topluma güç ve moral veriyor. HDP, demokrasi arayışında olanların, hak ve adalet arayışında olanların, demokratik bir ortam arayışında olanların görmezden gelemeyecekleri kadar kuşatıcı bir güç ve değerdir.
Devletin-iktidarın sürekli HDP’yi budama amacının altında HDP’nin bu konumu yatıyor. HDP’nin konumu, değeri ve önemi hem artmakta hem de daha fazla anlaşılmaktadır. Toplum nezdinde, demokratik değerler ölçüsünde ve gelecek açısından HDP daha can alıcı, daha itibarlı bir güç konumuna yükselirken iktidar ise her gün daha fazla itibar kaybına uğramakta, daha geniş kesimlerin, milyonların bedduasını üzerinde toplamaktadır.
İktidar içeride olduğu gibi Türkiye dışında da benzer konuma düşmüş durumdadır. Bir zamanlar Ortadoğu’da ilgiye mazhar olan AKP iktidarı şimdi ise tepkiye, öfkeye ve milyonların bedduasına maruz kalmaktadır. İç ve dış politikada bir tükeniş sürecine giren iktidar başta HDP olmak üzere demokratik muhalefete ve demokrasi güçlerine karşı sürdürdüğü savaşla ayakta kalmaya çalışıyor. İktidarın saldırıları başta HDP olmak üzere demokrasi güçlerinin ve demokratik muhalefetin alanını daha da genişletmesine ve güçlendirmesine yol açmaktadır.
HDP önemli iç ve dış gelişmelerin yaşandığı bir süreçte 4. Olağan Kongre’ye gidiyor. Aralarında eski eşbaşkanlar Sayın Selahattin Demirtaş ile Sayın Figen Yüksekdağ’ın da olduğu çok sayıda milletvekilinin, belediye başkanlarının, il ve ilçe yöneticilerinin, kadın ve gençlik temsilcilerinin ve çalışanların olduğu 10 binin üzerinde HDP’li cezaevlerinde. Böyle bir birikimin hapiste olmasının partide ciddi bir sıkıntı oluşturduğu ortada. HDP 4. Olağan Kongre’siyle buna cevap olmayı önüne hedef olarak koymuştur.
Daha örgütlü ve güçlü bir toplumsal mücadele, örgütlü ve işlevsel bir demokrasi bloğu ve demokrasi mücadelesi dönemin en temel ihtiyacı olarak öne çıkmaktadır. Devrimci-demokratik muhalefetin ve demokrasiden yana güçlerin HDP ile ortak bir mücadelede buluşmaları ve karşılıklı dayanışmayla iktidarın Türkiye’yi içine soktuğu karanlık koridordan çıkılabilir