15 Temmuz sonrası ilan edilen OHAL’in ardından Hakkari’de 3 yıldır düzenli olarak kentteki tüm eylem ve etkinliklerin yasaklanmasına tepki gösteren STÖ’ler, ‘Demokratik çerçevede bu yasaklar kaldırılmalı’ dedi
Hakkari Valiliği, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal’i (OHAL) ardından da güvenliği gerekçe göstererek 15 veya 30 günde bir düzenli olarak kentteki tüm eylem ve etkinlikleri yasaklıyor. Bölgenin birçok kentinde aynı uygulamanın yaşandığını hatırlatan kentteki sivil toplum örgütü temsilcileri, söz konusu uygulamanın AKP’nin halkı baskı altında tutma aracına dönüştüğünü söyledi.
‘Hiçbir hukuki mantık yok’
Eylem etkinlik yasağı ile sendikal hakların önüne bir set çekildiğini dile getiren Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Şube Başkanı Süleyman Aşkan, “Yasağın nedenlerine baktığımızda nedenler çok absürt ve hiçbir hukuki mantığının olmadığını görüyoruz. Ne anayasadaki ilgili maddeler, ne toplantı ve gösteri yürüyüş yasasındaki haklarımız, ne uluslararası anlaşmalardan doğan haklarımızın kısıtlanması için bir neden yok. Bu kararların alınması iktidarın tamamıyla toplumu yönetme biçimiyle ilgilidir” dedi.
‘Sendikaların bir anlamı kalmıyor’
AKP Hükümeti’nin, sorgulamayan, hak aramayan ve araştırmayan bir toplum yaratmaya çalıştığını belirten Aşkan, “Hak aramayacaksın, itaat edeceksiniz, ülkedeki yolsuzluğu ve yoksulluğu dile getirmeyeceksiniz. Örgütleme faaliyeti ve fikirlerimizi açıklama faaliyeti engellendiği zaman sendikaların bir anlamı kalmıyor. Gösteri, yürüyüş, düşünceyi dile getirme, eylem etkinliklerle düşünceyi topluma iletme, demokrasinin, şeffaflığın ve birlikte yaşamın ölçütüdür. Yasaklar toplumda var olan sıkıntıları sadece bastırır. Her bastırma başka bir patlamaya ortam hazırlar” dedi.
‘Basın açıklamalarını binamızın içinde yapıyoruz’
3 yılı aşkın süredir devam eden durumun açıklanabilir hiçbir yanının bulunmadığına dikkat çeken Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şube Eşbaşkanı Musa Bor da “Genel merkezimiz tarafından gönderilen basın açıklamalarını dahi sendika binamızın içinde yapıyoruz. Bu durumda bile sendika binamızın önüne onlarca polis ve zırhlı araç çekiliyor. Toplumun sıkıntılarını dile getirmek için sendikaların bir açıklama yapması gerekiyor; ancak bunu yapamıyoruz.
Kentteki eylem etkinlik yasağının kırsal bölgelerde “güvenlik bölgesi” ilanlarıyla başka bir bir boyuta ulaştığına işaret eden İnsan Hakları Derneği (İHD) Şube Yöneticisi Pınar Yılmaz ise “Güvenlik bölgesi ilan edilmesi dolaşım özgürlüğünü kısıtlamaktadır. OHAL sürecinden sonra bu ihlaller başladı; ancak 3 yıldır OHAL kalkmasına rağmen halen OHAL süreci fili olarak uygulanmaktadır. Bu da bir hak ihlaldir. Bir an önce son bulmalı ve demokratik çerçevede bu yasaklar kaldırılmalı” diye konuştu.