Cezaevlerinde hak ihlalleri sürüyor. Tarsus ve Türkoğlu cezaevlerinde tek sıra uygulaması dayatılırken tutuklular revire çıkarılmıyor. Konya Cezaevi’nde de Kürtçe mektuba soruşturma açılırken tutuklular ayakta sayıma maruz kalıyor
Maraş’taki Türkoğlu 1 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Serhat Yıldırım (23) ile Mersin Tarsus 1 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu Erkan Taşkan, Konya Ereğli T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan tutuklu İbrahim Sütçü, aileleriyle yaptıkları görüşmede cezaevlerinde maruz kaldıkları hak ihlallerini aktardı.
Türkoğlu Cezaevi’nde ayakta sayım dayatması
Türkoğlu Cezaevi’nde tutuklu bulunan ve “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 13 yıl hapis cezasına çarptırılan Serhat Yıldırım, söz konusu ihlalleri telefon görüşmesinde ailesine iletti. Yıldırım’ın ağabeyi Reşat Yıldırım (32), kardeşinin daha öncede cezaevinde darp edildiğini belirtti. Kardeşinin cezaevinde tutuklulara ayakta sayım dayatmasının yapıldığını söylediğini ifade eden ağabey Yıldırım, “Gardiyanlar koğuşa girdiği zaman tutukluların ayakta hizaya girmesini istiyor. Tutuklular koğuşlarından çıkarıldığı zaman tek sıra halinde ve kolları koridor duvarlarına sürtecek şekilde yürünmesi dayatılıyor. Gardiyanlar, ‘dur, dön, devam et’ gibi komutları tutuklulara dayatıyor” diye aktardı.
Görüşe gittikleri zaman gözleri önünde kimi zaman tutukluların darp edildiğini ve kötü muameleyle karşılaştıklarını anlatan ağabey Yıldırım, karşı çıktıklarında ise, “Görüş yasağı uygularız” tehdidine maruz kaldıklarını kaydetti. Yıldırım, şöyle devam etti: “Tutuklulara kitap ve gazeteler verilmiyor. Tutukluların haftalık sosyal faaliyetleri engelleniyor ve diğer koğuşlar ile görüşme yapmaları yasaklanmış. Adli tutukluların açık görüş süreleri 80 dakika iken, siyasi tutukluların açık görüşleri 40 dakika yapılıyor. Bu uygulamalar haksız ve hukuksuz.”
‘Kantinde fiyatlar fahiş’
Tarsus Cezaevi’nde tutulan ve yaklaşık 5 yıl önce “örgüt üyesi olmak” suçlamasıyla 13 yıl 6 ay hapse çarptırılan Erkan Taşkan ise, hak ihlallerini kendisini görmeye giden annesi Rasime Taşkan’a (45) anlattı. Taşkan, hastalanan arkadaşlarının revire çıkarılmadığını ve ısınma ile sıcak su sorunlarıyla karşı karşıya kaldıklarını aktardı. İhtiyaçlarını karşılamak için alışveriş yaptıkları cezaevi kantininde her şeye fahiş fiyatlar uygulandığını kaydeden Taşkan, kendilerine verilen yemeklerin her geçen gün azaltıldığını söyledi.
Mezopotamya Ajansı’ndan Berivan Altan’ın haberine göre, oğlunun daha önce Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulduğunu aktaran anne Rasime Taşkan da “Hapis cezası alan çocuklarımızı böyle uzak yerlere götürülmesi aileleri de cezalandırılmasıdır. Oğlumun yakınımıza getirilmesini istiyorum. Ben bir anneyim. Oğlumun içerde yaşadığı bütün zorlukları biz de yaşıyoruz” dedi.
Osmaniye’den Konya’ya sürgün
Sevim Sütçü, kardeşi İbrahim Sütçü’nün yaklaşık 4 yıldır Osmaniye Cezaevi’nde kaldığını ve 26 Eylül 2019’da Ereğli Cezaevi’ne sevk edildiğini belirtti.
Kardeşinin yaklaşık 4 aydır tek kişilik hücrede tutulduğunu belirten Sevim Sütçü, kardeşinin sosyal hiçbir etkinlikten faydalanmadığını, gazete verilmediğini, kardeşinin cemaat yargılanması olanlarla aynı koridorda tutulduğunu ve günde sadece bir saat havalandırmaya çıkarıldığını söyledi.
Anne Sütçü: Günah değil mi?
Kürtçe mektuplarının disiplin soruşturmasına neden olduğunu söyleyen Sütçü, “İbrahim’in her adımı disiplin cezası olarak dönüyor. Kardeşimin tek kişilik hücrede tutulmasını ise cezaevi idaresi ‘örgütleme yapacak’ diye götürmediğini açıklamış. Kardeşim Osmaniye’de iken fiziksel şiddete maruz kalıyordu, Ereğli Cezaevi’nde ise psikolojik şiddete maruz kalıyor. Gençlere işkence yapıyorlar, devlet yok, adalet yok. Cezaevlerinde bu kadar işkence olması normal mi? Günah değil mi?” diye konuştu.
ÖHD Raporu
Konya Ereğli Cezaevi’ne giden Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şubesi, hazırladığı raporda ailelerin iddialarını doğruladı. ÖHD raporunda, Hasan Muhammed İbiş’in de tek kişilik hücrede tutulduğu ve hak ihlallerine maruz kaldığına yer verildi. İbiş’in 26 Aralık 2019’da Konya Ereğli Cezaevi’ne sevk edildiği ve girişte çıplak arama dayatıldığı, bunu kabul etmeyince görevli baş memur ve 3 personel tarafından ağır şekilde darp edildiği, arama sonrası baş memurun odasında ve hücrede kameraların görmediği noktalarda bu işkenceye devam edildiği, bu işkence sebebiyle vücudunun birçok yerinden yaralandığı belirtildi.
İbiş’in yaşadığı hak ihlallerine ilişkin raporda, “Hapishane girişinde gerçekleştirilen bu işkence olayıyla ilgili olarak savcılığa şikayet dilekçesi göndermişse de kendisine bugüne kadar herhangi bir dönüş olmadığı, darp raporu almak istemesine rağmen bu durumun cezaevi idaresi tarafından engellendiği, tek kişilik hücrede tutulduğu, günde sadece 1 saat havalandırmaya çıkma izni verildiği, radyo ve gazete gibi iletişim araçlarından mahrum bırakılıyor.’ ifadelerine yer verildi
İhlallerle ilgili aranan cezaevlerinin telefonlara cevap vermediği belirtildi