TMMOB 5 yıl sonra ilk kez yıkım ve ablukanın sürdüğü Sur’a girdi
Diyarbakır Sur’da 2 Aralık 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasakları sonrası birçok tarihi yapı ve ev yerle bir edilirken, ilçeye girmek isteyen hiçbir kuruma ise izin verilmiyordu. TMMOB, defalarca kez yaptığı başvurunun sonucunda ilk kez Sur’un yasaklı bölgesine girebildi. İçinde mimar, inşaat ve harita mühendisleri, şehir planlamacıların olduğu ekip hazırladığı raporu açıkladı.
TMMOB Diyarbakır Şube Başkanı Şerefhan Aydın tarafından yapılan açıklamada şimdiye kadar girişlerine izin verilmedi ve başvurularına verilen cevapta 49 tescilli yapının yıkıldığının söylendiğin belirtti. Aydın, “Kentsel sit alanı olan Sur’un bu bölgesinde yıkımla başlayan ve yeni yapılaşmayla devam eden süreci değerlendirdiğimizde Diyarbakır’ın, özellikle de Sur’un özgün kent mimarisine yabancı, kimliksiz, ‘modern’, ‘soylulaşmış’ bir kent inşa edilmek istendiği görülmüştür” dedi.
Ardından hazırladıkları raporu paylaşan Aydın, yıkılan 49 tescilli yapının kalıntılarının dahi kalmadığını belirterek, yüze yakın tescilli yapının ise zarar gördüğünü belirtti. Aydın, “Yıkılan yapılara ait tekrar kullanılabilecek orijinal yapı malzemeleri alanda bulunamamıştır” dedi.
‘İş makineleriyle yıkılmış’
Çatışmalardan ziyade yıkımların iş makineleriyle yapılan çalışmalardan kaynaklandığını belirten Aydın, çalışmalarda Kültür Bakanlığı yetkililerinin olması gerektiği ama tüm çalışmaların kontrolsüz, özensiz yapıldığını vurguladı. Birçok sokağın Sur’un tarihi yapısına aykırı genişletildiğini belirten Aydın, birçok korunması gereken yapının da yıkıldığını söyledi.
‘Definecilerin hedefi olmuş’
“Yaşanan yıkım ve 2016 yılında revize edilen Koruma Amaçlı İmar Planı (KAİP) ile yüzlerce yıldır korunan ada, parsel ve sokak sınırlarının değiştirildiği, parsellerin birleştirilerek kütlevi ticari amaçlı yapıların inşasına olanak tanındığı, dolayısıyla kentsel sit alanı olan Sur’un özgün sokak dokusunun ve bütünlüğünün, otantikliğinin tamamen yok edildiği görülmüştür” diyen Aydın, yapıların define amaçlı kazılarla tahrip edildiğini söyledi. Yapılan çalışmalarla Sur’un tarihi dokusunun yok edildiğinin altını çizen Aydın, “Aynı zamanda yeni yapıların cephesinde yapıştırma yöntemiyle kullanılan bazalt taşın Diyarbakır’ın özgün bazalt taşı olmadığı, yapıların cephelerinde sokak dokusunu bozan geniş boyalı sıvalı bölümler yapıldığı gözlemlenmiştir” dedi. Aydın, “Tüm bu gözlemler sonucunda görülmüştür ki kentsel sit alanı Sur büyük bir yıkıma maruz kalmıştır. Tahribatın bu kadar büyük ölçekte olmasında yetkili kurumların kentsel sit alanı olması itibariyle Sur’a daha bir ciddiyetle yaklaşmaları gerekirken tam tersine özensiz yaklaşımı bu tablonun oluşmasında etkili olmuştur” diyerek tahribat büyümeden biran önce yanlıştan dönülmeli dedi.
DİYARBAKIR