Tam da Osman Kavala’nın yargılandığı, Adana’da bir çocuğun öldüresiye dövüldüğü gün Dışişleri Bakanlığı mizah sınırını zorlayan bir rapor yayınlayarak ‘Özgür Türkiye’ manzarası çizdi: Basın özgür, cezaevleri bomboş ve isteyen sokağa çıkabiliyor
Gazeteci tutuklama konusunda yıllardır dünya rekoruna imza atan, hükümeti eleştiren tek bir basın toplantısına bile izin verilmeyen, insanların sorgusuz sualsiz işten atılarak ‘sosyal ölüm’e mahkum edildiği ve kadın cinayetlerinin katliama dönüştüğü Türkiye’nin aslında bütün gezegene örnek olacak bir özgürlükler ülkesi olduğu devletin resmi raporunda iddia edildi. Dün Cenevre’de düzenlenen İnsan Evrensel Periyodik İnceleme (EPI) için hazırlanan raporda, cezasızlık, yaşam hakkı, hasta tutukluların durumu ve sokağa çıkma yasaklarının ise hiç yer almadığı belirtildi.
Basın kuşlar gibi özgür
Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi için hazırladığı ‘Ulusal Rapor’da “Türkiye’de ifade ve medya özgürlüğünün Anayasa tarafından korunduğu, ayrıca ülkede uluslararası medya özgürlüğü standartlarında görev yapan aktif ve çoğulcu bir basın camiası” olduğu iddia edildi. Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (CPJ) yayınladığı oldukça eksik olan 2019 yılı raporuna göre bile Türkiye’de tutuklu gazetecilerin sayısı 47 olarak verilirken, bakanlığın sözkonusu bilgileri hangi ülkeden derlediği merak konusu oldu. CPJ’nin raporunda Cumhurbaşkanı Erdoğan hükümetinin 100’ün üzerinde haber kurumunu kapattığı ve çalışanlarından çoğunun “terörizmle suçlandığı” belirtilir ve “bağımsız habercilik ve eleştirinin yok edilmeye” çalışıldığı ifade edilirken, rapor, basının tümüyle özgür olduğunu iddia etti.
‘Ayrımsız kart’ iddiası
Dışişleri Bakanlığı basın kartlarının yabancı ve Türk gazetecilere “hiçbir ayrımcılık gözetmeksizin verildiği” iddiası da yer aldı. Bakanlık bunu iddia etse de Türkiye’de geçen hafta iptal edilen, daha sonra tepkiler karşısında geri verilen basın kartları konuşulmuştu. Hükümet tarafından ‘muhalif’ olarak nitelendirilen birçok gazeteci de yıllardır sarı basın kartlarını yenilemekte zorluk çekiyor.
Cop ve gazı kim kullanıyor?
Raporda Türkiye’de toplanma ve bir araya gelme hakkının koruma altında olduğu da ileri sürülürken, 2018’de 46 bin 389 gösteri ve (Ekim itibariyle) 2019’da 39 bin 918 gösterinin gerçekleştiği ve polisin bu gösterilerin 2018’de 0.8’ine, 2019’da da 0.7’sine müdahale ettiği iddia edildi. Cumartesi Anneleri dahil olmak üzere Türkiye’de yıllardır polisin saldırmadığı tek bir basın açıklaması yapılamıyorken, raporun hangi Türkiye’den söz ettiği anlaşılamadı. Öte yandan, özellikle Kürt köylerinde toplu işkence örnekleri orta yerde dururken raporda 2003’ten bu yana işkenceye hiçbir şekilde tolerans gösterilmediğinin iddia edildi. Raporda OHAL’in ise “vatandaşların hak ve özgürlüklerini korumak için ilan edildiği” öne sürüldü.
Kadın cinayetleri yok sayıldı
Raporda kadın hakları başlığı altında da “kadınlara karşı ayrımcılığı bitirmek, her alanda eşit haklar ve fırsatlar sağlamak”tan söz edilirken, 2019’da 474 kadının öldürüldüğüne dair veriye yer verilmedi. Raporda 2002’de parlamentodaki kadın vekillerin oranının yüzde 4.4 olduğu 2018’de bu oranın yüzde 17.4’e yükseldiği belirtilirken, bu sayının yükselmesinin HDP sayesinde olduğuna değinilmedi. Buna karşın Bakanlık, hükümette sadece 2 kadın bakan olmasını başarı olarak sundu.
Türkiye’den canlı izlendi
Birleşmiş Milletler (BM) Evrensel Periyodik İnceleme 2020 Türkiye Oturumu’nda üçüncü kez Türkiye’nin insan hakları sicili ele alınıyor. En son 2015 yılında yapılan değerlendirmenin ardından 5 yıllık süreç içerisinde Türkiye’nin insan hakları performansı bir kez daha gündemde. İnsan Hakları Platformu’nun (İHOP) ev sahipliğinde bir çok insan hakları örgütü, Cenevre’de yapılacak oturum öncesi internet üzerinden canlı yayını izliyor. İHOP Genel Koordinatörü Feray Salman, 30 Ocak’ta oturum raporunun yayınlanacağı bilgisini paylaşarak, dünkü oturuma sivil toplum örgütlerinin sadece gözlemci olarak katılma hakkı olduğunu belirtti ve “Türkiye’den de STK temsilcileri şu anda Cenevre’de bulunuyor. 2020-2025 Türkiye için BM tavsiyelerinin uygulanması ve izlenmesi bakımından önemli bir süreci oluşturuyor” dedi.
İşkence üstüne işkence
Adana’da gözaltında maruz kaldığı şiddet ve ajanlık dayatmalarını basına anlatan 15 yaşındaki F.Ç., polis tarafından durdurularak, röportaj verdiği gerekçesiyle yeniden darp edildi. Adana’nın Seyhan ilçesi bağlı Denizli Mahallesi’nde 20 Ocak’ta bir ihbar sonucu “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla gözaltına alınan 15 yaşındaki F.Ç. adlı çocuk, götürüldüğü karakol ve çocuk şubesinde ajanlık dayatmasını kabul etmediği için polis şiddetine maruz kaldı. Savcılık ifadesi alınan F.Ç., aynı gün tutuklanma talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. F.Ç., adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakıldı. Gözaltında maruz kaldığı polis şiddeti ve hak ihlallerini Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlatan F.Ç., akşam saatlerinde Adana’nın Seyhan ilçesi bağlı Denizli Mahallesi’nde polis tarafından durduruldu. F. Ç.’ye hakaret eden polis, “Neden röportaj verdin?” diyerek, bir kez daha darp etti. Darp sonucu F.Ç.’nin kaşı yarıldı.
HABER MERKEZİ