Bu köşede genellikle, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine katkı sunabilecek makaleler kaleme almaya çalıştım. Ve mümkün olduğu kadar, cezaevinde yaşanan sorun ve sıkıntıları konu alan yazılar yazmamaya gayret ettim. Zira hak ihlalleri zincirinin ilk halkası olan “düşüncelerini açıklama ve siyaset yapma özgürlüğü/hakkı” gasp edilen bizler için, diğer ihlaller, peşi sıra gelen zincirleme trafik kazası gibi…
Ancak birkaç aydan beri uğraştığımız “kitap yasağını”, gelinen aşamada kamuoyu ile paylaşmak bir zorunluluk haline geldi.
Cezaevi idaresi, geçen Eylül ayında, dışarıdan getirilen/gönderilen kitapları yasaklayan bir karar aldı. Kararda, mahpusların cezaevi kütüphanesindeki kitaplardan yararlanabileceği veya parasını ödeyerek kitap alabileceğini, dışarıdan kitap kabul edilmeyeceğini belirtiyordu.
Üç-dört aydan beri, bu manasız yasağı kaldırmak için verdiğimiz hukuki mücadele sürecinde, aslında “yukarıdan” bir müdahale olduğu, yasal mevzuatın sağından solundan dolanarak, kitap okumayı engellemek isteyen bir zihniyetle karşı karşıya olduğumuz anlaşıldı.
Süreç şöyle gelişti; Kocaeli 1 Nolu F Tipi Cezaevi Gözlem Kurulu tarafından alınan yasaklama kararına karşı, Kocaeli İnfaz Hakimliği’ne itiraz ettik. Kitap okumanın önemine dikkat çekerek; süreli ve süresiz yayınlara erişimin bir hak olduğunu ve cezaevi idaresinin temel bir hakkı kısıtlayan karar alamayacağını belirttik. Ve yasaklama kararının kaldırılmasını istedik.
Kocaeli İnfaz Hakimliği, itirazımızı kabul ederek, Cumhuriyet Savcısı’nın da cezaevi idaresinin aldığı kararın hukuka uygun olmadığı yönünde görüş bildirdiğini görünce, İnfaz Hakimliği’nin verdiği kararın kesin değişeceğini ve bir süre sonra kitaplarımızı almaya başlayacağımızı zannettik. Kitap okumayı engelleyecek, zorlaştıracak, hatta neredeyse imkansız kılacak büyük bir yanlıştan dönüldüğü için sevindik.
Fakat yaklaşık bir ay sonra Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yeni bir karar gelince, her zaman olduğu gibi yargının üzerindeki “Demokles’in kılıcının” yine sallandığını ve hak hukuk ne varsa kağıt doğrar gibi doğranıp bir kenara atıldığını gördük.
Meğer, yasağın kaldırılması yönünde mütaala veren Cumhuriyet Savcısı “izne ayrılmış”, yerine bakan bir başka savcı İnfaz Hakimliği’ne “yasağın kaldırılması” yönündeki kararına itiraz etmiş. Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi de bu savcının itirazını “haklı bularak” kitap yasağı kararının devam etmesine kesin olarak karar vermiş.
Yargıya siyasi müdahalenin ayyuka çıktığı bir süreçte; olumlu görüş bildiren savcının “tesadüfen” izne ayrıldığına inanmak pek mümkün değil. Anlaşılan siyasi iktidar elini kitaba kadar uzattı.
Cezaevindeki insanlar için kitap, ekmek/su kadar elzemdir. Hele ki F Tipi hücrelerde. Yalnızlıkla baş edebilmenin, hiç değilse hayal kurabilmenin, hasret kaldığı kırlarda dolaşabilmenin, ruhunu doyurmanın yegane yoludur kitap okumak.
Üç kişiyle sınırlandırılmış sosyal ilişkiyi çoğaltmanın, hücre duvarlarını aşabilmenin, her bir kitapta tanıştığı karakterlerle sohbet edebilmenin, iletişim dünyasını zenginleştirmenin imkanıdır.
Bazen bir belgesel izleme tadında, yaşamın gizemine tanık olmak, bilmediği diyarlarda dolaşmaktır. Cümle alemin sevincini/ üzüntüsünü paylaşmak, güç ve direnç kazanmak; evreni keşfetmek, yıldızlara doğru yolculuğa çıkmak, başka bir dünyanın mümkün olduğunu görmektir kitap okumak.
Kitap insanın ruhuna, duygularına, düşüncesine, zihnine hitap eder. Kitap yasağı, zaten sosyal, siyasal ve ekonomik tüm faaliyetlerden yoksun bırakılan kişinin; ruhunu kurutmaya, dimağını felç etmeye yönelik ağır bir hak ihlalidir.
Ayrıca kitap okumak bilinçli bir eylemdir. Ne okuyacağını seçebiliyorsan; ilgi ve ihtiyaç duyduğun konularda okuma, araştırma yapabiliyorsan; istediğin kitaba erişimin önünde bir engel yoksa, okumanın tadına varabilir; bir fayda yaratabilirsin.
Dışarıdan gönderilen/ getirilen kitapları yasaklayıp, kütüphanedeki kitapları okumaya mecbur bırakmak, kişinin okuma tercihlerini değiştirmeye, zihnini yönlendirmeye yönelik bir başka amacı da içinde barındırıyor. Bu karar “eleştirel düşünceye erişimi” fiili olarak engelleyen bir karardır. Tabii ki cezaevindeki insanların okuma ihtiyacına hizmet etmek amacıyla, zengin bir kütüphane kurmak devletin sorumluluğudur, ancak kişinin tercih hürriyeti varsa bu yükümlülük anlam kazanır, aksi halde hüketmenin bir aracına dönüşür.
Cezaevindeki insan, dışarıdaki aile bireylerinin, arkadaşlarının, dostlarının desteği ve dayanışmasıyla hayatını sürdürüyor. Bu karar, bir kitap göndererek dayanışma duygularını ifade eden dostlarının, arkadaşlarının ilgisinden mahrum bırakarak, cezaevindeki insanı manevi olarak cezalandırma niteliği taşıyor.
Kaldı ki polemik olarak zaten birilerine bağımlı olarak yaşamak zorunda olan mahpusların büyük çoğunluğu, en zaruri ihtiyaçlarını (temiz içme suyu, bir kutu süt, el sabunu, şampuan, bulaşık deterjanı gibi temizlik malzemeleri, çay, şeker sigara vs.) bile karşılamakta zorlanırken; parayla kitap almaya zorlamak; açıkça “kitap okuma” demektir.
“Paran varsa kitap alırsın” diyen bu zihniyetin iler tutar yanı yoktur. Kitap nedir? Alınıp satılan, üzerinden kâr elde edilen bir meta mı? Okunduktan sonra değeri kalmayan, bir tüketim maddesi mi? İçindeki ürün alındıktan sonra çöpe atılması gereken bir kabuk mu?
Başkası ile paylaşılamayacak, özel/kişisel bir eşya mı?
Çağdaş, demokratik bir ülkede insanların daha fazla kitap okuyabilmesi için, çok çeşitli yol ve yöntemler denenirken; kitap okumayı kısıtlamak için özel bir çaba içerisinde olmak; kitaptan korkmak değil de nedir?
Zaten özellikle son bir yıldan beri, bu cezaevinde hiç de olağan şeyler yaşanmıyordu. Önce Yeni Yaşam gazetesi yasaklandı. Makul ve kabul edilebilir hiçbir gerekçe olmadan hâlâ bu yasak sürdürülüyor. Sonra kitap yasağı geldi. Aslında “kitap yasağı” diyoruz ama “süreli/ süresiz tüm yayınları” kapsayan bir karar olduğu için “tüm dergi ve kitapları” kapsıyor yasak. Aylardan beri hiçbir muhalif dergi/ yayın alamıyoruz.
Okumak, nefes almak gibidir… Canlı kalabilmenin olmazsa olmazı ise nefes almaktır. Nefesimizi kesmelerine izin vermeyeceğiz. Bu yasağın kaldırılması için elimizdeki tüm imkanlarla mücadele edeceğiz. Sizleri de kitap yasağını kaldırma mücadelesinde, bizlere destek sunmaya davet ediyoruz.