Son zamanlarda artan cinsel istismar vakaları ve Gülistan Doku’dan haber alınamaması Dersim halkını tedirgin ediyor. DAD Eş Genel Başkanı ise ‘Bugün 38’i yaşıyoruz. Yaşananlar 38’lerde de vardı’ dedi
Alevilere dönük son dönemde artan baskı, şiddet olaylarının yanında, Alevi kimliği ile bilinen Dersim’de 5 Ocak’ta şüpheli bir şekilde kaybolan ve kendisinden haber alınamayan üniversite öğrencisi Gülistan Doku’nun hala bulunamamış olması, Pertek’te çocukların cinsel istismara maruz bırakılması da hala gündemde. 2008 yılında kurulan Demokratik Alevi Derneği’nin (DAD) 12 Ocak tarihinde gerçekleştirdiği 3’üncü Olağan Genel Kurul’unda Eş Genel Başkan olarak seçilen Saime Topçu, Dersim’e ve Alevilere dönük politikaları değerlendirdi.
‘Devlet zulmü reva görüyor’
İktidarın, Rehak inancına sahip çıkan Alevilerden rahatsız olduğunu söyleyen Saime, “Sistematik olarak devlet hali hazırda geniş sürece yayılmış, geçmişten bugüne asimile etmeye çalışarak, baskı altına alarak, ötekileştirerek bir zulmü reva görüyor” dedi.
Rehak inancında istismarın kabul görmediğini, rızaya ve razılığa dayalı bir topluluk olduklarını ifade eden Saime, “Ocak kültürümüz yok oldu. Ocaklarımız kapatıldığı için de örgütlenemez olduk. Aile içerisinde, toplum içerisinde bir yanlış oluyorsa kendi hakikatini yaşayamadığı içindir. Bizim için rızasız olan her şey bir tecavüzdür, istismardır. Bu manada bizler bunun karşısındayız ve her zaman da takipçisi olacağız” şeklinde konuştu.
‘Her gün Gülistan nerede diye soruyoruz’
“Dersim özelinde yürütülen politikaların zaman zaman kendini daha fazla gösterdiğine ve yaşananların 1938 dönemini hatırlattığına dikkat çeken Saime, Dersim’de Gülistan’ın kaybolması ile ilgili kayda değer bir açıklamanın yapılmamasına tepki gösterdi.
“Her gün Gülistan nerede diye soruyoruz. Biz koruyamadık. Bizim topraklarımızda böyle şeyler olmuyordu. Ne oldu da bugünlere geldik” diye soran Saime, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün 38’i yaşıyoruz. Kadınlara, çocuklara yönelik taciz, tecavüz olması, 38’lerde de böyleydi. Dersim bugün askeriye kenti olmuş. Bu bizi ziyadesiyle hem çok üzüyor hem de incitiyor. Halk sokaklarda. Bu basit bir mesele değil. Biz bunun sebeplerinin daha derin olduğunu düşünüyoruz.”
‘Bu saldırıları kabul etmiyoruz’
Saime, Alevilerin evlerine ve ibadethanelerine yönelik saldırılarla Aleviliğin tekçiliğe indirgenmeye çalışıldığına işaret etti. Alevilerin sık sık kapılarının işaretlendiğini, cemevlerinin basıldığını kaydeden Saime, “Sürekli bir korku hegemonyası yaratmaya çalışıyorlar. En son Sultanbeyli Pir Sultan Abdal Cemevi’mize karşı böyle bir saldırı gerçekleşti. Bu saldırıları kabul etmiyoruz. Yani bu saldırı basit bir hırsızlık gibi gösterilmeye çalışılıyor ama bunun böyle bir şey olmadığını görüyoruz yani tamamen planlı bir akıl tarafından planlanarak yapıldığı ortada. Yani kendisinden başka hiçbir aklı kabul etmeyen nehak zihniyetle karşı karşıyayız” dedi.
Baskılar karşısında örgütlenemediklerini belirten Saime, bu örgütlenmeyi kurumlar aracılığıyla gerçekleştirmeye çalıştıklarını kaydetti.
‘Anayasada karşılığı olmalı’
Mecliste Alevilerle ilgili gündemlere değinen Saime, “Mevzu tamamen anayasaldır. Ancak bu anlamda da İzmir’de CHP bir çalışma yaptı. Daha önce HDP de yapmıştı. Bizim için kıymetlidir. Ama bu, anayasada karşılığı olduğu zaman bizim için anlamlı olacaktır” diye ifade etti.
‘Tabiat kendini en güzel kadında var etmiştir’
Rehak inancında kadının yerine değinen Saime, Aleviliğin kadınla başlayıp kadınla bittiğini dile getirdi. “Tabiat en güzel kadında kendini var etmiştir. Dolayısıyla diyoruz ki yol anadır ana müşrik bir kamülattır yani olmazsa olmazdır. Çünkü yolu götüren kadınlardır” diyen Saime, ancak kadına yüklenen anlamın yok edilmeyle karşı karşıya olduğunu ifade etti.
Saime, “Kadına bir çok misyon bir çok sorumluluk verilmiştir. Çünkü yolu götüren analarımızdır eskiden bir cem, bir cıvat yaptığımızda posta ana oturmadan cem yapılmazdı. Ama bugün cemlerimizde, cıvatlarımızda kadın yok. Eril zihniyet daha baskın olmuş, eril zihniyet daha kuşatmacı davranmış” dedi.
‘Sistemin Alevisi olmayacağız’
Artık cem ritüellerinin İslam ritüelleriyle Şiileşmeye başladığını ifade eden Saime, “Bizim kendi Rehak inancımızda bu yok. Pirlerimiz, müşriklerimiz gelirdi. Biz cemhanelerimizde cemlerimizi yapardık, cıvatlarımızı yapardık, hizmetimizi görürdük. Ama bugün böyle değil” ifadelerini kullandı.
Cemevlerine yönelik de ciddi bir asimilasyonun olduğuna dikkat çeken Saime, “Biz orada sadece hakka yürüme, cem erkanları yaptığımızı sanıyoruz ama aslında onu da yapmıyoruz. Sistem merasime dönüştürmüş onu da. Kendi içlerinde kendi kurguladıkları İslami Şii anlayışına göre yapılandırmış, sunmuş ve maalesef bizim birçok canımız bunun hala farkında değil” diye konuştu. Saime, “Bize dayatılan hiçbir şeyi kabul etmiyoruz. Sistemin Alevisi olmayacağız bu uğurda da mücadelemizi vermeye devam edeceğiz” dedi.
JinNews