Elazığ’da gerçekleşen depremden sonra STK’lerin ve yurttaşların bireysel yardımına ihtiyaç duyulması deprem vergilerinin nereye harcandığı sorusunu hatırlattı
26 Kasım 1999’da depremin yaralarını sarmak üzere sadece 1 yıllığına yürürlüğe giren Özel İletişim Vergisi 21. yaşına giriyor. AKP döneminde kalıcı hale getirilen ÖİV ile 2004 ile 2018 arasında halkın cebinden 60,6 milyar lira para toplandı. Miktarın şu anda 70 milyarı tahmin ediliyor. Ancak bu para, genel vergi gelirleri havuzuna aktığı için, ne kadarının depremle ilgili harcandığını kimse bilmiyor.
Dönemin Bayındırlık Bakanı Koray Aydın, kamuoyunda “dayanışma vergisi” olarak adlandırılsa da kısa sürede “deprem vergisi” olarak anılmaya başlanan verginin ‘bir defaya mahsus’ getirildiğini ve bu vergiye “zengin vergisi” demenin daha doğru olacağını söylüyordu. Dönemin başbakanı Bülent Ecevit ise deprem vergisi ile toplanacak paraların depremzedeler dışındaki diğer alanlarda kullanılacağı dedikodusu üzerine, “Doğrudan doğruya depreme uğrayanların ivedi ihtiyaçlarını, insani ihtiyaçlarını karşılamak için tam bir saydamlık içinde kullanılacaktır” sözü vermişti.
Yol yaptık, daha ne?
Ancak daha sonraki yıllarda verginin zamanı sürekli uzatıldı ve 2003 yılında artık ÖİV artık vergi mevzuatının kalıcı bir vergisi haline getirildi. 1999 ile 2003 yılları arasında toplamda 4,6 milyar liralık tahsilat yapıldı ve depremzedeler için zarar gören altyapının yeniden inşa edildiği iddia edildi. Ancak dönemin Maliye Bakanı AKP’li Mehmet Şimşek, deprem paralarının duble yollara harcandığını açıklamıştı. Bir önceki Maliye Bakanı Kemal Unakıtan da “Bu vergiler deprem için getirilmiş olsa, alınır biterdi. Bütçenin ihtiyacı olduğu için toplandı, milleti aldatmanın alemi yok” demişti.
Havuz denetlenemiyor
Vergi uzmanı Ozan Bingöl ise söz konusu verginin tüm vergilerin havuzuna aktığını belirterek, “Sadece ÖİV değil, KDV, gelir vergisi damga vergisi yani bir sürü vergilerin toplandığı bir havuzdan harcıyorsunuz bu paraları. Yani o parayı takip etmek mümkün değil. Ayrı bir fon olması gerekirdi. Örneğin işsizlik fonu dediğimiz fon dahi işsizler dışında her şeye harcandı” diye endişelerini dile getirmişti. Bingöl, “Bütçenin şeffaflığının çok zayıf olması ve bu verginin ayrı bir kaleme, ayrı bir fona gitmemesi bu vergilerin de harcamaların takibini de imkansız kılıyor. Zaten hesap sorma bilinci çok yüksek olmayan bir toplum olarak, hesabını da bunun soramıyoruz. Paranın miktarını bilmediğimiz için bu kadar para nereye gitti de diyemiyoruz” diyerek durumu özetlemişti.
Haber Merkezi