Görüşmeyeli 23 yıl oluyor. Yıllar sonra önce mazlumların karanlığı nasıl yırttığına dair çektiğin belgeseli izledim. Ümraniye ilçe binasının merdivenlerini 1997’de birlikte çıkışımızı, toplumsal özgürlük için yoğunlaşmalarını ve çabanı düşündüm. Annen Kayışdağı’nda yalnızken bile gece yarılarına kadar çalışmalarda kalışını hiç unutmadım. Sonra Dersim’in patikalarında Bakur’u çektin. Maalesef Bakur’u izleme şansım olmadı. İzleyen arkadaşlardan duydum; soluksuz dinledim. Yine koşulları zorlayarak özgürlük arayışı için nasıl çırpındığını düşündüm. “Amed zindanını Dersim’le buluşturmak tam da Çayan hevalcedir” dedim.
Bugün önce gazetedeki gülümseyen -her zamanki gibi- fotoğrafına ilişti gözüm. İçimden “Bizim Çayan!” dedim. Haberi okuyunca… Evet; acıtan haberi aldım. 2015’ten beridir kalbin direniyormuş. Günde sadece birkaç saatliğine kapısı açık olan hücrede birlikte kaldığım arkadaşlara “Tam da bizim Çayanca bir direniş” dedim. Çünkü tarihi sarsan en önemli tarihi kesitleri belgeleyen ve yaşayan bir yüreğin kolay kolay pes etmeyeceğini tarihçe de ispatlanmıştır.
Hapishanede ilk aylarımdı. Çocukluk arkadaşım bir kart göndermişti bana. Kartta uçsuz-bucaksız bir deniz vardı. Dalgaların içinden giden bir ayak izleri ufka doğru uzanıyordu. Karta dikkatlice bakınca ayak izlerinden oluşan şeyin özlemini duyduğumuz ve hayallerimizin kalbi olan ülkemiz olduğunu gördüm. Arkadaşım kartta sadece “suda iz bırakmak” cümlesini yazmıştı.
Ülkemizde hiçbir şey kolay elde edilmiyor, yaşanmıyor. “İğneyle kuyu kazmak”, “suda iz bırakmak” gibidir her şey. Amed ve Dersim çığlığını duyuyordun! İnan hevalim senin yaptığın “suda iz bırakmak”tır. Yıllar önce her birimiz hakikat arayışı için farklı yönlere gittik. Ama hepimizin tek yönü vardı: Hayallerimizin kalbi! Halen de öyledir.
Koşullardan dolayı malesef ziyaretine gelemiyorum. Hevalim olarak ben de bu satırlarla gelmek istedim. Umarım kabul edersin. Büyük hakikat arayışı için direnen yüreğinden öpüyorum. Hayallerimizin kalbinde buluşmak dileğiyle, dirençle kal…
* Bolu F Tipi Cezaevi
* Yazar Ergin Atabey, arkadaşı Çayan Demirel için 24 Ocak 2020’de Cezayir Salonu’nda ilk gösterimi yapılan “Arkadaşımız Çayan” belgeselinde okunması için bu yazıyı kalem aldı. Biz de yazarın bu dayanışma mesajına gazetemizde yer veriyoruz.