Bu hafta değişik bir şey yapacağım. Yakın çevremde bulunan birçok insanla gazetemizin son bir haftasını değerlendirdik. Dahası zaman zaman iletilen eleştiri ve önerileri de buraya ekleyince aşağıdaki metin ortaya çıktı. Bakalım gazetemizin editoryası ne diyecek?
8 Temmuz Pazar günkü “Skandal şerh” manşeti ve “Meclis iki eksikle açıldı” ikinci başlığının sözleri çok iyiydi. Katliamcıların cezalandırılması yerine, mitinge gelenleri suçlu göstermeye çalışan yargı mensuplarını tarih hiç de iyi yazmayacak herhalde. Milletvekili seçilen tutuklu kişinin tahliye edilmemesi, geçen dönemle, bu dönemi ayırt eden bir husus olmalı.
Pazartesi günü gazetemiz, ikinci yılını doldurmakta olan OHAL’i manşet yapmış. Oysa o gün, parlamenter rejimin bitip, tek kişinin belirleyici olduğu yeni bir rejime geçişin resmileştiği gündü. Bu konu, sadece o günün değil, günlerce, yıllarca ele alınması gereken bir durum.
Salı günkü “Sistem raydan çıktı” manşeti şahaneydi. Çünkü olayı, çok ölümlü ama herhangi bir tren kazasının da ötesine taşımış. “Yas yok, tören var” başlıklı ikinci haber de, pazartesi günkü şatafatlı töreni anlatmada çok başarılı olmuş.
Çarşamba günü “Patronun devleti” başlıklı manşet ve esasen bakan olarak ismi okununca, esas duruşa geçen eski genelkurmay başkanının fotoğrafı, tarihe şerh düşülecek bir an.
Perşembe günkü “Soma’ya ikinci tekme” manşeti, olayı en iyi anlatacak sözdü herhalde. 301 canın bedeli birkaç yöneticiye verilen komik cezalar oldu. Ailelerin dinmeyen-dinmeyecek öfkesi, gazetemizin sürekli takip etmesi gereken bir vakıa olmalı.
Cuma günü, ekonomideki durum “Dikiş tutmuyor” manşetiyle verilmiş. Bir gün önce de bu durum “Hanedan yatırıma engel” ikinci başlığı ile irdelenmişti. Dünyadaki sıcak paranın azalması, gidebileceği daha güvenli limanlar bulmaya başlaması, üretmeden tüketme alışkanlığındaki Türkiye ekonomisinin çarkları için gereken parayı bulmasında zorlanması anlamına geliyor. Para yine bulunur ama daha yüksek faizle. Yani borçlar artacak.
Cumartesi günkü “Kanlı tehdide beraat” manşeti, yeni dönemde yargının nasıl çalışacağına çok güzel örnek. Bu arada, “barış” dediği için cezaevindekiler -daha güçlühatırlatılabilir miydi, acaba. İkinci başlıktaki “1. Meclis’te tek başına” yaşanan durumu anlatmada zayıf kalmış gibi.
Geçen hafta boyunca, Tayland’da bir mağarada mahsur kalan çocukların kurtarılma sürecini çok yakından takip eden gazetemizi kutlamak gerekir. İnsan hayatı, her şeyin üstündedir.
Devletin ve medyasının çok sevdiği bir olay, söz konusuydu geçen hafta: Adnan Oktar ve teşkilat üyelerine yönelik operasyon. Gazetemizin bu olayı, bol bol ‘kedicik’ fotolarıyla vermemesi yaklaşımı çok iyiydi. Belki tarikat-devlet ilişkileri olarak köşelerde irdelenebilir.
Okurlarımız, gazetemizin sade-sakin mizanpajını beğendiklerini söylüyorlar. Ancak duvar gibi uzun haberler, hele hele fotoğraf ya da grafik gibi görsel malzemesi yoksa kötü oluyormuş.
Haydi, bir de benden eleştiri: Gazetedeki haber ya da köşeler, internet sayfamıza konulurken, kimi eksiklikler olabiliyor. İnternet sayfamızda geçenlerde bir röportaj okudum. Ama metnin hiçbir yerinde kiminle konuşulduğunu bulamadım!
OKUR TEMSİLCİSİ:
e-mail: aykol267@gmail.com
Adres: Hüseyin Aykol
Posta Kutusu: 253
Yenişehir-ANKARA