İkili görüşmenin ardından ortak basın açıklaması yapan Erdoğan ve Merkel arasında, bir Alman gazetecinin Libya sorusu üzerine tartışma yaşandı
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in de katıldığı Türk-Alman Üniversitesi’nin yeni eğitim ve sosyal tesis binalarının resmi açılışında konuştu. Açılışta ilk sözü Merkel aldı.
Merkel, önce bilimin özgür yapılmasına dikkat çekerek, iki ülke arasında kurulan üniversitenin önemine dikkat çekti. Ayrıca Türkiye Almanya arasındaki uzun yıllardır devam eden müttefikliğe değinen Merkel, mülteci konusunu gündeme getirerek Türkiye’nin Almanya ve Avrupa’nın desteğiyle 3 milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yaptığına vurgu yaptı.
Tezkere çark etti
Suriye’de yaşanan savaş ortamına ilişkin Erdoğan, Son 9 yıldır Suriye’de devam eden çatışmalarda sadece bizim gibi komşu ülkeler değil, başta Almanya olmak üzere bütün Avrupa etkilenmiştir.” dedi
Çıkarılan Libya tezkeresi sonrası gerçekleşen Berlin Konferansı’nda Türkiye’nin asker göndermesi kabul edilmemişti Erdoğan Libya’ya ilişkin zirve kararını Barış planı olarak değerlendirdi ve sözlerine şöyle devam etti: “Libya’daki kaos ortamı tüm Akdeniz havzasını etkileyecektir. Libya’daki krizi sonlandırmak en büyük hedefimiz. Almanya ile bu konuda ortak çalışıyoruz. Berlin Zirvesi’nde alınan 55 maddelik barış planı kararları, Libya’da istikrarın tesisi için önemli bir adımdır”
Merkel ve Erdoğan daha sonra Vahdettin Köşkü’nde görüştü. Basına kapalı yapılan ve yaklaşık 1 saat 20 dakika süren görüşmenin ardından ortak basın açıklaması yapıldı.
İdlib için rejime baskı kurulmasını istedi
Ortak basın açıklamasında ilk olarak konuşan Erdoğan, Almanya’da Türkiye vatandaşlarına yönelik saldırı olduğunu belirterek, “Almanya’dan sorumluları cezalandırmasını bekliyoruz” dedi. Erdoğan İdlib konusunu da Merkel ile görüştüklerini belirterek, “Sayın Merkel’e bu konuda neler yaptığımızı, özellikle barınma konusunda, anlattık. İdlib konusundaki vahşetin son bulması için herkesin rejim üzerinde baskı kurması lazımdır” dedi.
Libya konusunda ‘kararlıyız’ mesajı
Merkel’e Libya’da ‘barış sağlanması için çabalarından dolayı teşekkür’ eden Erdoğan, “Darbeci Hafter ve destekçilerinin son birkaç gündür saldırılarını artırması, bu şahsın uzlaşı gibi bir niyeti olmadığını anlatmaktadır. Libyalı kardeşlerimizi bu zor gününde yalnız bırakmamaya kararlıyız” sözlerini ifade etti.
Erdoğan’ın ardından sözü alan Merkel ise tutuklu Alman vatandaşlarına dikkat çekti. Merkel, “Alman vatandaşı olan ve yurt dışına çıkış yasağı olan tutuklu Alman vatandaşlarının durumlarında bir ilerleme kaydetmek için görüşmeye niyetli olduğumuzu ifade ettik. Alman gazetecilerin akreditasyonların konusu da konulardan biriydi” dedi.
Merkel, devamla şunları söyledi: “İdlib’deki insani durum konusuyla ilgili de ele aldığımız hususlar oldu. Kaçan insanlar çadırlarda barındıklarını ve durumları düzeltmek için maddi katkıya hazır olduğumuz söyledik. Yasa dışı insan kaçakçılığı konusunda Almanya’nın, bu ziyaret ve daha önce içişleri bakanımızın yaptığı ziyaret sırasında sahil güvenlik konusunda maddi destekleri olacak. Suriye’deki siyasi konuları ele aldık. Siyasi olarak Anayasa komitesi başkanı Pedersen’in süreci devam ettirmesi gerektiğini düşündük. Fransız Cumhurbaşkanı ile bir araya gelmişti. Bu tür görüşmeler bu yılın ilk çeyreğinde devam etmeli. Libya konusu konularımızdan biri. Sağlam bir ateşkes için çaba sarf edilmeli. Sarraç da bu sürece katkı sağlamalı. Umuyoruz ki Hafter tarafından olumlu adımlar atılır.Türkiye’nin mülteciler konusunda sağladığı destekleri taktir ettik.”
Hafter tartışması
Bir Alman gazetecinin Erdoğan ve Merkel’e, Hafter’le ilgili bir soru yöneltmesi ise ikili arasında ateşkes tartışmasına neden oldu.
Erdoğan, Libya’ya eğitim için asker gönderdiklerini belirterek, “Biz Saraç’ı yalnız bırakmayacağız. Elimizden gelen desteği vereceğiz. Askerimiz orada eğitim çalışmalarına gerekli desteği vereceğiz. Biz tanınırlığı olmayan birine değil, BM tarafından tanınan Saraç’a veriyoruz. Hafter bazı ülkeler tarafından tanınıyor bunu anlamıyoruz. Moskova çağrıldı, oradan kaçmıştır. Berlin sürecine de davet edildi ve 55 maddelik metine imzasını koymamış, daha sonra koyacağı söylenmiştir. Bunlar tutarlı şeyler değil, bu tür insan şımartılır, destekler verilirse, ki bu destelerin arkasında Abu Dabi var Mısır var, bunlar her türlü silah desteğini veriyor. Wagner var bu işin arkasında ve Wagner arasında kimin olduğu malum. Bütün bunlar olurken, 500 yılık maziye sahip olan Türkiye’yi davet edilmesine “hayır” demek mümkün değil” ifadelerini kullandı.
Merkel ise, ateşkesin yer yer ihlal edildiğini belirterek, “Fakat konferanstan beri Rusya’dan beri çatışmalar epey azalmıştı. Şu anda önemli olan bu askeri komitenin toplanması. Ben tabi ki bütün çatışmaların hemen son bulacağını beklemiyordum, bu kırılgan bir denge. 55 maddeyi kabul etmeleri çok önemli. Biz yoğun olarak süreci takip ediyoruz. Diğer toplantıda bulunan diğer ülkeler de ellerinden geleni yapacaklarını ifade ettiler” dedi.
Bunun üzerine Erdoğan tekrar söz alarak, “En önemli konu 55 maddeyi sözde kabul etmek başka bir şey, altına imza koymak başka bir şey. Hafter imza koymadı sadece sözde kabul etti. Hafter’in yarın ne yapacağı belli olmaz, onun da buradan size söylemiş olayım” dedi.
Merkel ise, “Bu 55 madde toplantıda kabul edildi. Sayın Saraç da kabul etti. Hafter sadece ateşkesi kabul etti. VE askeri komite için isim bildirdi. İlk hedef tarafların bir araya gelmesi” dedi.
Erdoğan tekrar söz alarak, “Sayın şansölye kabul etti ama imza koydu mu, imza yok” dedi.
Merkel ise, “Belki bir yanlış anlama söz konusu. Hafter 55 maddeyi kabul etmedi gerçekten sadece ateşkesi kabul etti. Moskova olduğu gibi imzalamadı” dedi.
‘Güvenli Bölge için kimse olumlu dönüş yapmadı’
Türkiye’nin Suriye’de kurmayı planladığı güvenli bölgeye dair bir soruya da Erdoğan, “32 km derinliğindeki bölgedir. Bugüne kadar da başta ABD olmak üzere Rusya, tüm batılı ülkelere, planımız hazır dedik. Evleriyle okuluyla, kaymakamlık, valilikleriyle şehir inşa edelim dedik. Bize olumlu bir dönüş olmadı. ABD ve Rusya yaptığımız görüşmelerde, YPG bu bölgeden çıkarılmış değil. Onların bu bölgeden çıkarılması lazım” yanıtını verdi.