Türkiye’nin Kuzey-Doğu Suriye’ye yönelik saldırısından sonra diplomasi trafiğine hız verdiklerini ve bazı Batı ve Arap ülkerindeki dışişleri bakanlarıyla ilk defa görüşmeler yapabildiklerini kaydeden DSM Eşbaşkanı Riyad Derar, görüşmelere ilişkin bilgiler verdi
Türkiye’nin Suriye Milli Ordusu (SMO) adlı paramiliter grubuyla birlikte 9 Ekim 2019’da Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik başlattığı saldırılarına karşı Özerk Yönetim’in diplomasi trafiği de üst düzeye çıktı.
Demokratik Suriye Meclisi (DSM) ve Özerk Yönetim yetkililerinin geliştirdiği diplomasi trafiği kapsamında Ortadoğu ülkelerinden, Avrupa’ya birçok ülkenin üst düzey temsilcileriyle görüşmeler gerçekleştirdi. Görüşmelerin perde arkasına ilişkin ANHA’ya konuşan DSM Eşbaşkanı Riyad Derar, görüştükleri tüm kesimlerin Özerk Yönetim modelini ve geliştirdikleri çözüm projesini Suriye krizinin çözüm yolu olarak gördüklerini, kendilerine aktardıklarını söyledi.
‘Brüksel toplantısı önemliydi’
Diplomasi çalışmalarının halen devam ettiğini ifade eden Derar, “Ancak şimdiye kadar yaptığımız ziyaretlerden en önemlisi Brüksel’e yaptığımız ziyaretti. Orada Avrupalı temsilcilerle bir araya geldik. Kuzey ve Doğu Suriye’ye destek ve Türk devletinin saldırılarıyla beraber bölgedeki durumun değerlendirildiği toplantı önemliydi” dedi.
‘Değişik diplomasi kanalları açıldı’
Üst düzey yetkililerle görüşmeler yaptıklarını söyleyen Derar, Arap ve Avrupa ülkelerinin dışişleri bakanları ve meclis başkanlarıyla görüşmeler gerçekleştirdiklerini, bunlardan Vatikan ve Danimarka dışişleri bakanlarıyla yaptıkları görüşmelerin ise dışişleri bakanları düzeyinde gerçekleştirdikleri ilk görüşmeleri olmaları nedeniyle önemli olduğunu kaydetti:
“Önceden bölgeye yapılacak hizmetin yanı sıra değişik alanlara ilişkin resmi olmayan görüşmelerimiz oluyordu. Şu an dışilişkilerinde güçlü bir pozisyondayız. Öyle ki bu tür görüşme talepleri dışarıdan geliyor. Türk devletinin bölgemize yönelik saldırıları bizim için değişik diplomasi kanalları açtı. Bu şekilde Suriye krizine yönelik çözüm projelerimizi değişik ve farklık birçok kesime anlatabilme olanağını bulmuş olduk.”
Arap Birliği toplantısına davet
Derar, Arap ülkeleriyle yürütülen diplomatik faaliyetlere ilişkin ise şu değerlendirmeleri yaptı: “Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan, Ürdün ve Mısır gibi ülkelerde çok sayıda görüşme gerçekleştirdik. Bu görüşmelerde Suriye’nin gerçek durumu, Türk devletinin saldırıları ve yarattığı etkiler ile bu saldırılara ilişkin yapılacak görüşmeler masaya yatırıldı. Öte yandan Mısır Dışişleri Bakanlığı’nın davetiyle, Türk devletinin Suriye’ye yönelik saldırılarının tartışılacağı Arap Birliği Dışişleri Bakanları toplantısına katıldık.”
Riyad Derar, Arap Birliği Dışişleri Bakanları toplantısının önemine ve Mısır’ın rolüne ilişkin ise, “Bu toplantıya katılmamız Arap yetkililer tarafından büyük nezaketle karşılandı. Toplantı, Arap ülkelerinin Türk devletinin saldırılarına karşı birliğini oluşturan bir mekanizma görevi gördüğü için önemliydi. Mısır büyük ve öncü bir ülkedir. Arap ülkelerini bir araya getirebilir. Suriye krizinin çözümü için Mısır’a destek verebiliriz” şeklinde konuştu.
‘Ülkeler tepkilerini gösterdi’
DSM Eş Başkanı, yaptıkları görüşmelerde Türk devletinin saldırılarının bölgeye etkilerini, yanı sıra çözüm projelerini, tutuklu IŞİD’liler ve yakınlarının geleceği gibi konularda taraflara kendi görüşlerini aktardıklarını, belirtti.
Derar, “Tabii en önemlisi Kuzey ve Doğu Suriye’nin, Suriye krizine çözümünde nasıl bir role sahip olacağını taraflara aktardık” diyerek, yapılan görüşmelerin Kuzey ve Doğu Suriye’nin geleceğine olası etkilerinin de bu görüşmelerin ana konularından biri olduğunu belirtti. Arap ve Batı ülkelerinin, Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarından dolayı tepkilerini kendilerine aktardığını belirten Derar söz konusu tepkilere şunları ifade etti:
“Bütün ülkeler Türk devletinin bölgeye yönelik saldırılarına tepki gösterdi. Fakat Türk devletinin Avrupa üzerinde büyük bir etkisi var. Ziyaretlerde Türk devletinin saldırılarıyla bölgenin ve Avrupa’nın geleceği üzerinde yaratacağı olumsuz etki, Türkiye destekli grupların kınanması ve terörist ilan edilmesi hakkındaki görüşlerimizi de karşılıklı paylaştık” dedi.
IŞİD’liler nerede yargılanacak?
Tutuklu IŞİD’liler ve yakınları konusunda Avrupa ülkelerinin de Özerk Yönetim’in de girişimlerinin olduğunu, ancak bu konuda somut bir mutabakat sağlanmadığını belirten Derar, “IŞİD’lier konusuna ilişkin birçok senaryo tartışıldı. Bunların başında da IŞİD’lilerin Kuzey ve Doğu Suriye’de yargılanmaları vardı. Gerekli belge ve kanıtların bu bölgede bulunmasından dolayı her bir ülkenin ferdi yargılamasını burada yapması önerisinin yanında Irak’ta da yargılama yapılabileceği tartışıldı. Fakat bu, yüksek bütçe gerektirdiğinden zayıf bir ihtimal” diye konuştu.
Derar, bu konuda somut bir mutabakata varılmadığını da sözlerine ekledi.
Kuzey ve Doğu Suriye temsilcileri olarak Suriye krizinin çözümünün ve ülkenin geleceğinin önemli bir parçası olacaklarını vurgulayan Derar, “Bütün ziyaretlerimizde Kuzey ve Doğu Suriye temsilcilerinin, Suriye’nin geleceğine ve krizin çözümüne katılması gerektiği çağrısını yaptık” dedi.
‘Ülkelere gerçekçi raporlar sunduk’
Derar, Suriye krizi ve Kuzey ve Doğu Suriye ile ilgili görüşmeler ve diplomatik faaliyetlere ilişkin devamla şunları söyledi: “Hepimizin bildiği gibi her ülke eline ulaşan raporlara ve kendi amaç ve hedefleri doğrultusunda siyaset belirler. Gerçekleştirdiğimiz görüşmelerde, bölgemize dönük mevcut politikaların değiştirilmesi yönünde de girişimlerde bulunduk. Bunun için de krizin çözümünü sağlayacak gerçekçi raporlar sunduk” şeklinde konuştu.
Derar, ileriki dönemde diplomatik faaliyetlerini hızlandıracaklarını, çözüm projelerini karşıt kesimlere de ulaştıracaklarını ve bu şekilde kafalardaki soru işaretlerini gidereceklerini belirtirken, bu yönlü önümüzdeki süreçte olumlu siyasi gelişmelerin yaşanacağına dair olumlu sinyaller aldıklarını da sözlerine ekledi.
QAMİŞLO