Sultanbeyli Cemevi’ne yapılan saldırısını alevi yurttaşlar Kadıköy’de gerçekleştirdikleri eylemle protesto etti. Basın açıklamasında ‘eşit yurttaşlık’ talebi vurgusu yapıldı
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) ve Alevi Bektaşi Federasyonu, inanç özgürlüğü ve eşit yurttaşlık talebiyle İstanbul Kadıköy’deki Süreyya Operası önünde basın açıklaması yaptı. “Cemevi ibadethanemiz, Pir Sultan sözümüz, Kerbela yolumuz!” pankartının açıldığı açıklamada, sık sık “Aleviyiz haklıyız, kazanacağız”, “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Cemevi ibadethanemizdir” sloganları atıldı. Çok sayıda kişinin destek verdiği açıklamada konuşan PSAKD İstanbul Sultanbeyli Şube Başkanı Erdal Aksoy, en son Sultanbeyli’de bir cemevine saldırı yapıldığını belirtti.
Yine geçen hafta İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi tarafından cemevlerinin imar planlarına ibadethane olarak işlenmesine dair teklifinin AKP ve MHP oylarıyla reddedildiğini anımsatan Aksoy, teklif sonrası Alevilere ve cemevlerine dönük artan saldırıların tesadüf olamayacağını vurguladı. Aksoy, “Yıllardır Alevilere dair sözde çalıştaylar yapanlar, yerellerde oy almak için cemevlerine yardım edenler, seçim zamanları cemevlerini ibadethane olarak görenler, kendi Alevi’sini yaratmak için Alevileri karşı karşıya getirmek için özel programlar yapanlar, vekil, siyasi ve kişisel ikbal sözleri söyleyenlerin ne kadar ikiyüzlü olduklarını biliyorduk. Bilmeyenler de öğrenmiş oldu. Geçtiğimiz günlerde İstanbul Büyük Şehir Belediye meclisinde gündeme getirilen tartışılan, oylanan ve karşı oyların çoğunluğuyla reddedilen cemevlerinin inanç yeri olup olmadığı Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından araştırılsın, sorulsun denmektedir. AKP ve MHP Meclis üyeleri öncesinden de anlayış olarak bilip tanıdığımız yok sayan, inkârcı duruşlarında tutarlılık göstermişlerdir. Ne tesadüftür ki bu durum sonrası Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Sultanbeyli Cemevi’ne saldırı olmuştur. Bizler buna benzer durumlara tanıklık etmiş inancın insanlarıyız” diye konuştu.
‘Ayrımcılığı kabul etmiyoruz’
Alevilerin eşit yurttaşlık talebinin artık yasalaşması gerektiğinin altını çizen Aksoy, eşit yurttaşlık talebinin bir bütünen tek tipleştirmenin, doğa talanının, orman yangınlarının, HES’lerin, savaşların, Kanal İstanbul projesinin, çocuk istismarının, kadına yönelik şiddetin karşısında olmayı; gençliğin yanında, sanatçıların başlattıkları açlık grevlerine yönelik baskılara karşı ses olmayı; ötekileştirmeyi, ayrımcılığı, yok saymayı kabul etmemeyi ve buna karşı mücadele etmeyi içerdiğini ifade etti.
Saldırılara karşı mücadeleyi yükseltmeye devam edeceklerini belirten Aksoy, şöyle devam etti: “Evlerimiz işaretleniyor çünkü haklarımız yok ya da raflarda bekliyor. Cemevlerimiz saldırıya uğruyor çünkü haklarımız yok ya da raflarda bekliyor. Okullarda çocuklarımıza zorunlu din dersi eğitimi veriliyor çünkü haklarımız yok ya da raflarda bekliyor. Her gün katlediliyoruz, katliamın sorumluları yargılanmıyor çünkü haklarımız yok ya da raflarda bekliyor. Gün haklarımızı hatırlama, hatırlatma günüdür. Gün esas olan ‘temel yurttaşlık’ talebimizi hatırlatma ve uygulama günüdür. İktidarlar tarafından toplumsal huzur ve güven denilen şey daima bir haksızlık üzerine inşa edilmiş eşitsiz bir güvendir. Biz Aleviler bu eşitsizliğe karşı eşit yurttaşlık taleplerimizi dillendirmekten ve bunun için mücadele etmekten geri durmadık bundan sonra da durmayacağız.”
Açıklama zılgıt, slogan ve alkışlar eşliğinde sona erdi.