21. yüzyılın Kürtlerin yüzyılı olacağını, bunun için de ulusal birlik şemsiyesinin zorunlu olduğunu söyleyen DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, ulusal birliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu vurguladı
Diyarbakır’da hafta sonu gerçekleştirilen Ulusal Birlik Çalıştayı’nın ardından ANF’ye konuşan DTK Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven, Kürt ulusal birliği, bu birlik etrafında parçalanmış Kürdistan’ı birleştirme tartışıldığı zaman tarihsel bağlamına uzanmak ve dersler çıkarmak zorunda kaldıklarını söyledi. Aslında hem uzaktan gelen egemenlerin hem de bölgedeki egemenlerin ortak bir anlayışlarının olduğunu kaydeden Güven, “Kürtlerin ruhen ve zihnen birbirinden kopmasını hedefleyen bir zihniyetti. Bu zihniyete karşı Kürtler ayaklandı, kabul etmedi, bu isyanlarda çok büyük acılar yaşandı. Bu acılara rağmen Kürtler bu kadere razı olalım, artık bu böyle oldu, biz de bulunduğumuz ülkenin bütün kurallarına uyalım, Kürt olmaktan çıkalım demediler. Kürtler hep direndiler” dedi.
‘Kimsenin emrinin altında değildik’
İşte bu direnişlerin sonuncusuyla birlikte muhasebesinin yapıldığını; Kürtlerin nasıl bölündüğü, o dönemde Kürtleri temsilen anlaşmaları imzalayanların kimliğinin sorgulandığını hatırlatan Güven, şunları dile getirdi: “Şêx Said’den Seyîd Rıza’ya kadar o dönem kendi içinde oldukça ilerici olan ayaklanmalar, çünkü Kürt kimliği esastır, detaylar bir yana, orda dillendirilen Kürtlüktür. Biz Kürt’üz, biz burada Kürt kimliğimizle yaşamak istiyoruz, geçmişten bu zamana kadar da böyle yaşadık. Mirlikler, aşiretler, beglikler olarak yaşadık ama bizdik. Kimsenin emrinin altında değildik. Bu konudaki isyan ve başkaldırılar kuşkusuz önemliydi.”
‘Öcalan ulusal birlik önemi üzerinde durdu’
Öcalan’ın çok önceden ulusal birliğin önemi üzerinde durduğunu ve çaba gösterdiğini kaydeden Güven, ‘biz Kürtler, 4 parçaya bölünmüş, zorla yerlerinden yurtlarından edilmiş insanlarız, en çok da bizim ulusal birliğe ihtiyacımız var’ dediğini hatırlattı. Öcalan’ın bu konudaki ciddiyetine dikkat çeken Güven, Barzani ve Talabani’ye gönderdiği mektupları hatırlattı. DTK Eşbaşkanı Güven, süreci şöyle özetledi: “Bu mektuplarda ‘sizler de Kürtlerin liderlerisiniz, ben esirim şu anda, ama sizler dışardasınız, bu konuda bir çalışma yürütün, bu birliği gerçekleştirmek için kongre gerçekleştirin’ dedi. Önerilerde de bulundu, eşbaşkanları olmalı, delegeler seçilir, 4 parçada temsiliyetleri olur. Öneriler çerçevesinde çalışmalar yürütüldü. Kongre olma aşamasına geldi, delegeler belirlendi vb. bu da yapabileceğimizin aslında göstergesidir. Tam da neredeyse ilan edilecek bir aşamaya gelmişti. Bir el bu işi durdurdu. Bu el kimdir, kuşkusuz Kürtler de bunu çok iyi biliyor.
‘Bir araya gelme ihtiyacı duyduk’
Diyarbakır’daki son çalıştay da yeniden birlik ruhu, bir şeyler yapmamız gerektiğinin ihtiyacı üzerinden gayret edildiğini belirten Güven, “Şu anda Ortadoğu III. Dünya Savaşı’nın merkezindedir, Kürtler en örgütlü halktır. Bunu yapmak mümkündür, biz bunun için tekrar bir araya gelmeye ihtiyaç duyduk. Amed’de bir ittifak vardı, bunu nasıl Kürdistani bir ittifaka dönüştürebiliriz, bunu nasıl kalıcılaştırabiliriz, içerisine neler koyabiliriz, herkesin görüşünü nasıl katabiliriz, gibi konuları görüşüyoruz” diye belirtti.
‘Ulusal birlik ruhu gerekiyor’
Her zamanınkinden daha fazla ulusal birliğe ihtiyacın olduğunu vurgulayan Güven, “Bugüne kadar egemenlerin anlayışları, sömürgeci, soykırımcı politikalar karşısında çok önemli direnişler sergiledik. Her serhildan başlı başına tarihe altın harflerle ismini yazdırdı fakat eksiğimiz ulusal birliğimizi sağlamamış olmamızdır. Sadece Bakur halkı olarak değil, birlik olmuş bir Kürdistan halkı olarak ulusal birlik ruhuyla Türkiye’ye Başur’da gelişen referandum konusundaki itirazlarımızı dile getirdiğimizde başka olurdu/olur. Rojava’da dünyanın egemenleri pay kampa peşindeler. Kürt halkı öncülüğünde gelişen demokratik Suriye projesini boğmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bakur, Başûr ve Rojhilat olarak hayır doğru değil, diyoruz ama böyle değil. Tam bu noktalarda ulusal birlik ruhu gerekiyor. Sözü, ulusal birlik adına söylersin ve herkes bu sözü dikkate almak zorunda kalır. Bir partinin, kurumun, derneğin sözü değil, Kürt halkının sözüdür” diye konuştu.
‘Ulusal birliğimizi sağlamış olsaydık bu noktada olmazdık’
Mahmur Kampı’nın 6 aydır abluka altında olduğunu ve halkının cezalandırıldığını anımsatan Güven, “Böyle olamaz, bunu yapan bizim Başûr’daki hükümetimiz, yetkililer, yöneticilerdir. Şimdi biz burada tabii ki kırgınız, eğer ulusal birlik ruhumuz olsaydı, ulusal birlik şemsiyesi altında olmuş olsaydık birbirimize daha rahat ulaşırdık, oradaki yetkililere ne yapıyorsunuz, halkı cezalandıramazsınız, o halkın bir suçu yok, derdik. BM şemsiyesi altındaki bu kampa 6 aydır ambargo uygulanıyor. Dolayısıyla çok ciddi sorunlar var, bu sorunları konuşabilmenin mekanizması ulusal birliği yeniden, yeniden aklımıza getiriyor. Ulusal birliğimizi sağlamış olsaydık bu noktada olmazdık, sesimizi bir ses olarak dünyaya duyurabilirdik” şeklinde konuştu.
‘Ulusal birlik zorunlu’
21. yüzyılın Kürtlerin yüzyılı olacağını, onun için de ulusal birlik şemsiyesinin zorunlu olduğunu vurgulayan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, “KNK’nin, Başûr’dan girişimler oldu. Biz de Bakur’dan tartışıyoruz, kadınlar ulusal birlik çalışmaları platforma dönüştürüldü, şimdi geneli oluşturuluyor. Alacağımız kararlarla birlikte Bakur’da oluşturduğumuz bu ittifakın daha büyüğünü 4 parça için oluşturabileceğiz” dedi.