Alternatif gerçeklerin dünyası hızla alternatif bir gerçeklik halini alıyor. Büyük boy The Australian gazetesinin (fosil yakıtların yakılmasıyla başlayan iklimsel bozulma ve ülke çapındaki felaket arasında bağlantı kuramayan, ülkedeki birkaç önemli uluslararası yayından biri) kontrol altına alınamayan yangınların acil durumunu ele alışını başka nasıl açıklayabiliriz?
Geçen yılın kasım ayından beri bu yangınlar 6 milyon hektardan fazla çalılığı, ormanı ve park alanını yok etti, 24 insanın ve sayısız hayvanın canına mal oldu. Kanguru Adası’nda son dönemde 20 binden fazla koalanın öldüğünden korkuluyor.
Peki, The Australian yaşananlara nasıl tepki verdi? Avustralya Meteoroloji Dairesi ülkede kaydedilen en sıcak günün yaşandığını 18 Aralıkta açıklarken The Australian, Çin’e kömür satışındaki artışı kutluyordu. Avustralya hükümeti ülkenin geleceğinin, Avustralya topraklarında yatan zengin kömür madenlerinde olduğuna hala inanıyor ve buna kimse karşı çıkmıyor.
Fosil yakıtların ülke iklimine etkisi açık: Avustralya ekosistemini ve topluluklarını yok eden uzun sıcaklık dalgalarında, kuraklıklarda ve kontrol edilemeyen yangınlarda payları var. Buna rağmen, hükümetin duruşunu yansıtan ulusal gazete baş köşesinde, kontrol edilemeyen yangınları iklim değişikliğiyle ilişkilendiren herkesin “dikkat çekme rahatsızlığı” olduğunu ve “sahte iklim aciliyeti” yarattığını öne sürdü.
Bu alternatif gerçeklikte madenciliği, kömür satışını ve yakılmasını azaltmak için hiçbir sebep yok çünkü ölümcül sıcak hava dalgaları ve şiddetli yangınlar mevsimsel sapmalarla izah edilebiliyor. Ve bu olaylar insanların iklime etkisiyle daha muhtemel hale gelmişse bile ilerlemenin tek yolu daha fazla fosil yakıtla büyümek, kendini iklim iflasından izole edebilecek kadar büyük ekonomiler inşa etmek için daha fazla kömür yakmak.
Ancak Avustralya çalılıkları ve okyanuslarındaki asıl gerçeklik, bu anlatıya uymayı inatla reddediyor.
Sydney, bir halk sağlığı acil durumuyla karşı karşıya. Çünkü sakinleri kontrol altına alınamayan yangınların dumanında boğuluyor. Büyük Set Resifi’nin önemli bir kısmı, deniz suyundaki artan sıcaklıklar yüzünden yok oldu. İklim değişikliği, Avustralyalıların en çok değer verdiği şeyleri tehdit ediyor.
Çoğu Avustralyalı birkaç yıl süren kuraklıklara ve kontrol edilemeyen yaz yangınlarına alıştı. Lowry Enstitüsü’nün yakın zamanda yaptığı anket, Avustralyalıların yüzde 64’ünün artık iklim değişikliğini “ciddi tehdit” olarak gördüğünü ortaya çıkardı. İklim değişikliği, başka ülkelerden gelen siber saldırıların ve uluslararası terörizmin önüne geçti. Ayrıca çoğu kişi ülkenin karbon yoğunluğunu azaltmak istiyor.
Avustralya, dünyanın en büyük ikinci termal kömür satıcısı. 2018’de Avustralya 208 milyon ton maden çıkararak ekonomisine 26 milyar dolar (yaklaşık 150 milyar TL) kazandırdı. İklim değişikliğine karşı çabalar ve iklimi mahveden kömür madenciliği arasındaki gerilimi çözme teşebbüsünün, bir dizi Avustralya başbakanının sonunu getirdiği iddia edilebilir. Yakın zamanda Malcolm Turnbull’un karbon azaltma planlarının iş imkanları ve refah için tehlikeli olduğuna dair başarılı bir algı yaratan Scott Morrison, Turnbull’un görevini devralmıştı.
2017’de Morrison Avustralya parlamentosunda bir parça kömür tutmuş ve “Bu kömür. Ürkmeyin. Korkmayın” demişti. Daha sonra meclisin diğer tarafındaki parlamenterlere bu kömürün, onlara oy veren erkek ve kadınlar tarafından çıkarıldığını hatırlatmıştı.
The Australian’ın yayıncısı Rupert Murdoch’a ait News Corp’un sağlam bir Scott Morrison destekçişi olduğu sır değil. Söz konusu kurumun Avustralya genelinde 140 gazeteye sahip olduğu düşünüldüğünde bu destek, aralıksız bir medya baskısı olarak da düşünülebilir. Bu yıl mayısta Avustralya’nın muhalefet lideri Bill Shorten, genel seçimler öncesinde Morrison’un partisi için yürüttüğü kampanya düşünüldüğünde News Corp’un bazı kısımlarının kendini “siyasi parti” ilan etmesi gerektiğini öne sürmüştü. Bu kampanya, hızla değişen iklimin gezegeni attığı tehlikeyi önemsiz göstermenin yanı sıra iklim dostu politikaların ekonomiyi riske atacağı vurgusunu yapmayı sürdüren gazeteleri içeriyordu.
Ve böylece The Australian, Sydney’deki ofislerinin yanı başında gelişen iklim krizine karşı kömüre methiyeler diziyor ve kontrol altına alınamayan yangınları doğal afet gibi göstermeye devam ediyor.
Bu duruşu sonsuza kadar sürdürmek mümkün değil. Er ya da geç, giderek aşırılaşan hava durumu bunu savunulamaz hale getirecek.
Elbette tehlike şu: Gerçeklik acıttığında harekete geçmek için çok geç olabilir.
*Ata Türkoğlu tarafından çevrilen bu yazı www.independentturkish.xn--comdan-5h0c alınmıştır.