Önceki gün, Pazar günü, aslında Maltepe’de parti ilçe kongremizi yapmalıydık. Fakat bir hafta erteleme kararı aldık. O gün Hrant kardeşimiz ve yoldaşımızın anması olduğu için böyle bir karar almıştık. Kürt halkı ve partimiz için Hrant’ın ve onu anmanın önemi hem tarihsel hem güncel olarak büyüktür. Ve bunu her zaman dost düşman herkese gösteririz.
Hrant Dink, bu toprakların bir hakikat anlatıcısıydı ve tarihsel olarak bu topraklarda ezilen halklara, kadim halklara yapılmış olanları, yani katliamları, gerek söyledikleri gerek kendi yaşam serüveniyle ortaya dökmekle kalmıyor, barışa ulaşmanın yollarını da göstererek sorunu güncelleştiriyordu.
Onun katledilişi de zaten hem bu toprakların kadim halklarına yapılanların bir özeti ve tekrarı olarak geçmişteki büyük bir acıyı, bir soykırımın acısını ve yakın tarihteki, 1990’lardaki faili meçhullerin izlerini 2000’lere taşıyordu, hem de sonrasındaki dava süreci boyunca devlet kurumlarının bu katliam ve cinayetlerdeki yeri geldiğinde dahlini yeri geldiğinde kayıtsızlığını ortaya seriyordu. Her halükarda davanın 13’üncü yılında görülen oydu ki dava boyunca devlet gerçekleri gizleme, örtme işlevini hassasiyetle yerine getiriyordu. Bu acı ve sonrasında yaşananlar Kürt halkının bütün hukuk mücadelesi boyunca çok iyi tecrübe ettiği bir durumdur ve bu yüzden Kürt halkının Dink Ailesi ile dayanışması hep çok güçlü olmuştur. Bu sene de, 19 Ocak’ta halkımız ve partimiz bu bilinçle anma etkinliklerine koşmuştur.
Bu coğrafyada İttihatçılar’dan bu yana ulus devlet inşası ve Türkleştirme projesi, kadim halkları soykırımın farklı veçheleriyle katletme, asimile etme, topraklarından sürme eylemleri ile iç içe sürmüştür.
Halklar birbirlerine karşı kışkırtılmıştır.
Kürt siyaseti, bazı bölgelerde atalarımızın kimi kanlı olaylarda, özellikle Ermeni halkına karşı yürütülen katliamlarda kullanılmış olmasının özrünü açık yüreklilikle ifade etmiştir.
Bu tavır bu toprakların ihtiyacı olan şeydir işte: Özür ve yüzleşme.
Ulus devlet projesi bu topraklara mutluluk ve refah getiremedi. Nefret ve şiddet girdi halkların arasına.
Barış ve demokrasinin, gelecek kuşakların refahının önünde bir engel oldu bu politika. Hâlâ da bunda ısrar ediliyor.
Kürt siyaseti bu coğrafyada halklar için bir gelecek vizyonu inşa eder ve bu yüzden geçmişteki acılarla yüzleşme talep ederken, güncel olarak da eşit temsiliyet ve statü mücadelesi veriyor.
Ape Musa’dan Hrant Ahparig’e kadar kaybettiğimiz nice kıymetli insanın anısı bize bu mücadelede görev ve sorumluluk vermektedir.