Diyarbakır Barosu’ndan avukat Müzeyyen Nergiz, “çocuk istismarına evlilik yoluyla af” düzenlemesinin “istismarın üstünü kapatmaya” yönelik bir çaba olduğunu söyledi
AKP’nin çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarında mağdur ve failin evlenmesi halinde, cezanın ertelenmesini ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını öngören düzenlemeyi yeniden gündeme getirmesine yönelik tepkiler sürüyor. Başta kadın kurumları olmak üzere hukukçular çocuk istismarını artıracağı gerekçesiyle düzenlemeye karşı.
Getirilmek istenen düzenlemeyi değerlendiren Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi üyesi Avukat Müzeyyen Nergiz Mezopotamya Ajansı’ndan Arjin Dilek Öncel’e getirilmek istenen düzenlemeyi değerlendirdi.
Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği maddeler
Anayasa Mahkemesi’nin yakın tarihte bu yönlü iptal ettiğini iki yasa maddesini hatırlatan Nergiz, “Cinsel suçlarda mağdur ve sanık arasında 5 yaştan fazla yaş farkının olması durumunda cezalar arttırılıyordu. Bu madde Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Aslında bu kısmi bir af niteliğindeydi. Yani aslında bugün istismarcısı ile evlendirme tartışılır duruma getirilirken, bu yolda küçük küçük taşlar döşenmeye başlanmıştı. AYM’nin iptal ettiği diğer madde ise, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) resmi nikahtan önce dini nikah kıyıldığı durumlarda ceza öngören maddeydi. AYM kadınları koruyan ve bir yandan da çocuk yaşta evliliklerin önüne geçmeyi hedefleyen bu maddeyi iptal etmekle geri bir adım atmış oldu. Zira bunun bir cezasının olması henüz resmi evlilik yaşına gelmemiş çocukların dini nikahla evlendirilmesi önünde küçük de olsa bir engeldi. Dolayısıyla çocuk yaşta evliliği teşvik eden ya da onu engellemeye dönük olan yasaları iptal eden bir sistem, ‘ben kadın haklarını savunuyorum, kadınları erkeklerle eşit bir konuma getirmeye çalışıyorum, kadına yönelik şiddeti önlemeye çalışıyorum’ iddiasında bulunamaz. Çünkü çocuk yaşta evlilikler direk şiddettir, istismardır” dedi.
‘Aslında fiilen uygulanıyor’
Av. Nergiz, çocuğa yönelik cinsel istismar suçlarında mağdur ve failin evlenmesi halinde, cezanın ertelenmesi düzenlemesinin öncelikle 13 yaş ve 13 yaş altı çocukları riske attığını kaydetti.
Nergiz, şunları söyledi: “Çocukların istismarcısı ile evlendirilmesi olayı aslında fiilen maalesef uygulanıyor. Birçok 15-18 yaş arası çocuk hamilelik sebebiyle sağlık kuruluşlarına başvurduğu zaman istismar ortaya çıkıyor. Bu çocukları gayri resmi olarak evlendirildikleri ve hamile oldukları anlaşılıyor. Ancak bu fiil TCK’ da 15-18 yaş arasındaki, reşit olmayanlarla cinsel ilişki olarak düzenlendiği ve ‘şikayete’ bağlı kılındığı için bu durumda çocuğun ailesinin şikayet etmemesi durumunda bir ceza uygulanmıyor. Fiiliyatta da bu çocuklar aslında evlendiriliyor. Dolayısıyla 15 yaşın üstü için zaten fiilen uygulanan bu durum yeni düzenleme ile 15 yaş altı çocuklar için de uygulanır hale getirilmek isteniyor. Birçok dava dosyasında cinsel istismar suçu mağduru 14-15 yaştaki çocukların yaşlarının büyütülmek için nasıl çabalandığını ve bunun maalesef başarıldığını bildiğimiz için asıl bu düzenlemeyle 13 yaş altı çocukların hedeflendiğini görüyoruz. Ancak bu bambaşka yansıtılmaya çalışılıyor. Düzenlemenin 11-13 yaşındaki çocukların cinsel istismarının üstünün kapatılması için bir uğraş olduğunu görmek gerekiyor. Bu ciddi bir suç olan istismarın cezalandırılmaması demek, istismarın artması demek.”
‘Tam bir taslak yok’
Çocuk ve kadın hakları açısından Türkiye’de ciddi gerilemelerin yaşandığını da dile getiren Av. Nergiz, kadın örgütlerinin son düzenlemenin hayata geçirilmesine izin vermeyecekleri kaydetti.
Düzenlemenin yasalaşması halinde çocuk ve kadın hakları açısından ciddi bir gerileme olacağı uyarısında bulunan Av. Nergiz, “Kadın örgütlerinin bu konuda zaten ciddi tepkileri var. Henüz kamuoyuna yansıyan tam bir taslak yok. Toplumun bu kadar karşı çıktığı bir konuda düzenlemenin geçmeyeceğini düşünüyorum” diye belirtti.
‘Sözleşmeler sadece kağıt üstünde kalıyor’
Av. Nergiz, İçişleri Bakanlığı’nın kadına yönelik şiddetle mücadelede alınacak tedbirlere ilişkin yayımladığı “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Genelgesi” üzerinde de durdu.
Bu genelgenin kadınları heyecanlandırmadığını dile getiren Nergiz, ancak genelgeden önce Başbakanlık Genelgesi olduğunu hatırlatarak yasalar ve sözleşmelerin sadece kağıt üstünde kaldığının altını çizdi.
Bu konuda ciddi ve kapsamlı bir politika geliştirilmediğini söyleyen Nergiz, “Mesela hala aynı kültürel kodlarla çocuklar eğitilmeye çalışılıyor. Bu kodlar çocukların eğitim kitaplarıyla aşılanıyor, şiddet ve ayrımcılık her gün yeniden üretiliyor. Kadın örgütlerinin, sivil toplum örgütlerinin çabalarıyla birçok şey değişiyor, ancak küçük adımlar bunlar. Yavaş ilerliyor. Kadın erkek eşitliğini sağlama ve çocuk istismarının önüne geçme konusunda hala devletin ciddi bir hedefinin, bir isteğin olmadığını düşünüyorum” dedi.
‘Böyle bir ailenin parçalanması daha hayırlı’
‘Ailenin parçalanmaması adına’ getirilmeye çalışılan düzenlemelerin iktidarın zihniyetini ortaya koyduğunu ifade eden Nergiz, şunları ekledi: “İktidarın temel hedefi kadına yönelik ayrımcılığı, şiddeti önlemek, sonlandırmak değil, aslında aileyi parçalamamaktır. Tabi tırnak içinde aile, çünkü zaten şiddet ve ayrımcılık barındıran ailenin olmaması lazım. Böylesi bir ailenin parçalanması kuşkusuz toplumun daha çok hayrına olacaktır. Söz konusu ailede bir şiddet varsa, o aile şiddet üretiyorsa, parçalanması önünde engel oluşturmamak lazım. Getirilen yasalarla şiddetin aile içinde kalması amaçlanıyor.”
‘Düzenlemeye izin vermeyeceğiz’
Kadın ve çocuk hakları savunucularının, çocukların kendilerini istismar eden kişilerle evlendirilmesi düzenlemesine izin vermeyeceğini bir kez da vurgulayan Nergiz, “Kadınlar bu ülkede kadın ve çocuk haklarının bir gerilemeye gitmemesi konusunda bir kalkandır. Çocuk istismarının önünü açan bu düzenlemeye izin vermeyeceğiz” dedi.