Ferhat Çelik/İstanbul-MA
Katledilmesinin üzerinden geçen 13 yılda Hrant Dink’in yokluğunu daha çok hissettiklerini dile getiren arkadaşlarından gazeteci Aydın Engin, “Bugün yaşasaydı büyük olasılıkla cezaevinde olurdu” dedi
Gazeteci Hrant Dink, kuruculuğunu ve başyazarlığını üstlendiği gazetesi Agos’un önünde katledildiği 19 Ocak 2007 gününe kadar kalemini hakikatlerden ve barıştan yana tutan bir isim oldu. Adım adım işlenen bu cinayetin üzerinden geçen 13 yılda katledildiği noktada bir kez daha buluşacak olan Hrant’ın Arkadaşları, bu kez “Utanmak İçin Geç Değil” diyecek. Arkadaşları, katledilişinin 13. yılında Dink’i anlattı.
Estukyan: Perde yırtıldı
Gazetemizin yazarı Pakrat Estukyan, Hrant’ın en büyük kaygısının Türkiye’deki Ermeni toplumunun kendisini ifade edecek bir mecralarının olmaması olduğunu dile getirdi. Bu açığı gidermek için de Agos’u kurmak istediğini belirten Estukyan, Dink’i şu sözlerle anlattı: “Hrant yapısı itibariyle sözünü esirgemeyen bir insandı. O yüzden kimi çevreler onu ‘deli’ olarak adlandırıyorlardı. Hrant insanların duymak istemedikleri şeyleri yüzlerine haykırdı. Aslında Hrant hayatı boyunca anlatmak istediği şeylerin büyük bir çoğunluğunu anlatamadı. Çünkü karşılarındakiler sağır, kör, dilsiz olmayı, görmemeyi, bilmemeyi, duymamayı tercih ettiler. Ama Hrant’ın öldürülmesi bu perdenin de yırtılması anlamına geliyordu. Hrant’ın ölümüyle hayatı boyunca anlatmak isteyip de anlatamadığı, duyuramadığı mevzular duyurulur oldu.”
Bebek: Onun gibiler ihtiyaç
Tatyos Bebek ise, Dink’in sadece Ermeni olmadığını, bu toprakların insanı olduğunu vurguluyor. Dink’in bu topraklarda bütün insanların bir arada, özgürce ve barış içerisinde yaşaması için çabaladığını söyleyen Bebek, “Türkiye ile Ermeni insanları arasındaki ilişkilerin kopuk olması çok zoruna gidiyordu. Bu tür ilişkilerin her iki tarafa da yararlı olacağını söylerdi. Çünkü 100 yıl önce yaşanan olaylar sonucunda toplumda derin travmalar oluştu. Bunları aşmak için karşılıklı diyaloglardan söz ederdi. Pozitif, doğru bildiklerinde mücadele eden, yılmayan bir insandı. Bu toprakların o tür insanlara ihtiyacı var. Bu toprakların bir arada yaşamaya, barışa ihtiyacı var. Bunlar gerçekleşirse Hrant’ın bunda büyük bir payı olmuş olacak” dedi.
Kurma: İkna ediciydi
Emel Kurma, Dink için “Kendi ülkesinde, kendi adıyla, kimliği sebebiyle güven içinde ferahlıkla yaşayamayanlar oldukça ülkenin ülke, toplumun da toplum olamayacağını bilen, bunun değişmesi için uğraşan has insanlardandı” diye konuştu. Kurma, “Düşündürme, ezberi bozma kabiliyeti ve haliyle giderek ikna etme potansiyeli çok kuvvetli bir adamdı. Kulaklarını tıkamış, ‘duymuyorum, duymuyorum’ diye bas bas bağıran, ikbalini hınçta arayan bir kalabalığa, dinlemenin, kulak vermenin yolunu açacağı bir toplum olabilme hikmetini sezdirdi. Hâlâ da sezdiriyor bana kalırsa. Bu memlekette yaşayan ahalinin kendisiyle, geçmişiyle ilgili konforlu körlükten, narkozdan çıkması için uğraştı hep” ifadelerini kullandı.
Ergin: Bedelden kaçmazdı
Gazeteci-yazar Aydın Engin’e göre, Dink bugün yaşasaydı ve Agos’un başında olmaya devam etseydi büyük olasılıkla cezaevinde olurdu. Dink’in korkacak ve bedel ödemekten kaçacak birisi olmadığını ifade eden Engin, dolayısıyla bugün AKP hükümetinin art arda aldığı kararlar ve uygulamaların Dink’in çok şiddetle karşı çıkması için yeterli olacağını belirtti.
Aydın: Barış mücadelecisiydi
Hrant’ın Arkadaşları İnisiyatifi’nden Bülent Aydın, bir “barış mücadelecisi” olarak tanımladığı Dink’in aynı zamanda bir “hakikat anlatıcısı” olduğunu söyledi. Aydın, “Hakikat cesareti gösteren insanlar vardır. Hrant da onlardan biriydi. Nitekim bu sorumlulukla sesini yükseltmek ve yazmak tehlikeli bir işti. Hrant bunu yaptığı için vuruldu. Hakikat cesareti göstermiş olan ve bu yolda vurulan insanlara, onların anısına, mücadelesine sahip çıkmak aynı zamanda demokrasi umudunu canlı tutan bir şey” ifadelerini kullandı. Bu nedenle işlenen cinayetinin üzerinden geçen 13 yıldır ‘adalet’ talep ettiklerini vurgulayan Aydın, “Bu cinayet ilk günkü ağırlığını koruyor. Bu davanın takibi Hrant’a karşı görev ve sorumluluklarımızdan birisidir” dedi.