Eğitim Sen Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Arzu Koç, Cumhuriyetin tekçi anlayışının ürünü olan mevcut sistemin çağa uygun toplumun gereksinimlerini karşılayan bir eğitim sistemi oluşturulamadığını belirterek, anadilde eğitim çağrısı yaptı
Eğitim Sen Diyarbakır 1, 2 ve 3 Nolu Şubeleri, 2019-2020 eğitim ve öğretim yılının dönem sonu raporunu açıkladı. Eğitim Sen Diyarbakır 1 Nolu Şube’de düzenlenen basın toplantısında konuşan Eğitim Sen 2 Nolu Şube Eşbaşkanı Arzu Koç, Cumhuriyetin kuruluşunun 96’ncı yılında olunmasına rağmen çağa uygun toplumun gereksinimlerini karşılayan bir eğitim sistemi oluşturulamadığını kaydetti. Koç, eğitimin gelişmesine en büyük engelin iktidara gelen her hükümetin bilimsellikten uzak tamamıyla iktidarının gereksinimlerini karşılayacak bir model kurmaya çalışmasından kaynaklı olduğunu belirtti.
Eğitim sistemi sorun yaratıyor
Cumhuriyetin tekçi anlayışının ürünü olan mevcut eğitim sisteminin ülkede farklı kültürlerin ve dillerin yok edilmesinin bir aracına dönüştüğüne dikkati çeken Koç, diğer hükümetlerde olduğu gibi AKP’nin de eğitim politikasını sürekli değiştirmesinden dolayı içeriği boşaltılan eğitim sisteminin sorunları çözmek yerine sorun yaratan bir hal aldığını kaydetti.
‘En düşük ücret Türkiye’de’
Eğitimde dinselleştirmenin bütün hızıyla devam ettiğini aktaran Koç, milli eğitim bakanlığının Diyanet İşleri Başkanlığı’nın alt bir kuruluşu haline getirildiğini söyledi. Müfredatın dinselleştirilmesi ile bilimsel eğitimden vazgeçildiğini belirten Koç, eğitim sisteminin tarikatlarının ve vakıfların örgütlenme alanlarına dönüştürüldüğünü kaydetti. Eğitimde piyasalaştırmaya da değinen Koç, OECD ülkeleri içerisinde en fazla çalışıp en az maaş alan eğitimcilerin Türkiye’de olduğunu kaydetti.
Anadilde eğitim sorunu
Anadilde eğitim sorununu da anlatan Koç, milyonlarca çocuğun en temel hakkı olan anadilde eğitim hakkından bir eğitim yılında daha mahrum bırakıldığını söyledi. Koç, “Her ne kadar farklı dillerde seçmeli dersler ve üniversitelerde yaşayan diller enstitüsü açılmış olsa da siyasi iktidar politik olarak arkasında durmadığı için fiilen bu alanlar anlamını yitirmiştir” dedi. Eğitimde toplumsal cinsiyet sorununa değinen Koç, MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Genel Müdürlüğünün 2019-2020 programında 26 hedef arasında yer alan ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği”nin tüm etkinliklerinin eğitim programından çıkarıldığını belirtti. Koç, çocukların sağlıklı gelişimi açısından önemli bir uygulama olan karma eğitim uygulamalarına son verilmeye çalışıldığını söyleyerek, kız çocuklarına gelinlik giydirilip erkek çocukların ayakları yıkatılmasıyla toplumsal cinsiyet rollerinin pekiştirilerek kadının ikincil durumda olduğu bir toplumun devamının hedeflendiğini ifade etti.
Öğrencilerin talebi şiddetle bastırıldı
Barış taleplerinden dolayı ihraç edilen akademisyenleri anımsatan Koç, ”Boşalan kadrolara getirilenler üniversiteleri bilgiyi üreten konumdan uzaklaştırıp siyasi iktidarın propaganda aracına dönüştürmüştür. Bu sözde akademisyenler her akşam medyada AKP propagandasını yapmaktadırlar. Üniversitelerde öğrenciler üzerinde yoğun bir baskı oluşturulmuş, öğrencilerin öğrenim yaşamlarıyla ilgili en haklı talepleri şiddetle bastırılmıştır. Üniversiteler bilim yuvasından ziyade öğrenci hapishanelerine dönüştürülmüştür” şeklinde konuştu.
‘Anti demokratik uygulamalardan vazgeçilsin’
KHK ile görevlerinde ihraç edilen öğretmenlerin sorunlarının devam ettiğini söyleyen Koç, “Hukuki zemini olmayan OHAL komisyonu kurularak yurttaşların savunma hakları elinden alınarak açlığa mahkum edilmiştir. Süresi uzatılan OHAL komisyonu bu yaşanan hukuksuzluğun devamlılığı için araç olmuştur. Bizler Eğitim Sen olarak bir an önce iktidarın bu hukuksuzluk ve anti demokratik uygulamalardan vazgeçmesini bekliyoruz” dedi.
Koç, eğitimdeki sorunları anlattıktan sonra sendika olarak taleplerini şöyle sıraladı:
“ * Anadilde, demokratik, laik, bilimsel ve kamusal eğitim verilmeli.
* Müfredatın çağa uygun hale getirilerek gerici yoz ve cinsiyetçi söylemlerden arındırılması sağlanılmalı.
* Güvenceli istihdam sağlanılmalı
* Kadrolaşmaya son verilip objektif kriterlere göre idareci atamaları yapılmalı.
* Toplumsal vicdani yaralayan ve yozlaştıran taciz ve tecavüz ve şiddeti teşvik edici cezasızlık sisteminden bir an önce uzaklaşıp , ciddi yaptırımlar uygulanmalı.
* Cemaat ve tarikatların eğitim sisteminden bir an önce uzaklaştırılıp sosyal devlet ilkesine göre inancına kimliğine bakılmadan insanları eğitimden faydalanması sağlanmalı.
* OHAL komisyonunda işletilen oyalama sürecinden bir an önce vazgeçilip kamu emekçileri koşulsuz bir şekilde görevlerine iade edilmelidir.”