Evrensel Gazetesi’ne “ilan kesme” cezasını değerlendiren Gazetenin Haber Müdürü Ercüment Akdeniz, iktidarın kontrol edemediği medya organlarını yok etmek istediğini ifade etti
Evrensel Gazetesi’nin Basın İlan Kurumu’nun (BİK) bayi satışlarına dair verdiği ilan ve reklam kesme cezasına yaptığı itiraz skandal bir kararla gerekçelendirdi. BİK, Evrensel okurlarının 3’ten fazla aldığı gazeteleri suç unsuru sayarken, kararda 28 Kasım 2019 tarihinde Adana, Ankara, Diyarbakır, İstanbul, İzmir ve Kocaeli’nde tek tek bayilere gidilerek, “Son noktalı bayilerde satışların makul ve kabul edilebilir gerekçelerle birden fazla yapılan satışlar istisna olmak üzere fiilen ve birer birer yapılmış olması” hükmüne aykırılık teşkil ettiğini, Evrensel okurlarının “birden fazla gazete aldığını” belirlediğini aktardı.
Kararı Mezopotamya Ajansı’ndan Erdoğan Alayumat’a değerlendiren gazetenin avukatı Devrim Avcı, kararın tamamen hukuka aykırı olduğunu söyledi. Yasal haklarını kullanacaklarını dile getiren Avcı, uygulamanın hiçbir hukuksal yanının olmadığını ifade etti. BİK’in, “Resmi ilan yayınlamasına” dair yönetmeliğe dayanarak böyle bir işlem yaptığını ancak burada yer alan düzenlemelerin kötüye kullanıldığına işaret eden Avcı, BİK’in gazeteler arasındaki ilan dağıtımında eşitlik ilkesine aykırı davrandığını belirtti.
Uygulamanın gazete satışının bayilere ulaşmasının değil, bayilerden kimin aldığı ve aldıkları gazetenin nasıl dağıtıldığına dair bir kararın olduğunu, bunun da BİK yönetmeliğinin kapsamı dışında olduğunun altını çizen Avcı, “BİK yılda 2 defa denetleme yapıyor. Herhangi bir şey olduğu zaman da ihtarname ve uyarılarda bulunuyor. Bu denetleme mekanizmaları içinde gazetelerin nasıl dağıtıldığını, tirajını, hangi bayilere gittiğini zaten takip edebiliyor. Burada sıkıntı bizim gazetemizin bayiden kim tarafından alındığı ve nasıl satıldığı, yani 30 gazete alıyor birisi ama bunu dağıtıyor. Dağıtıldığının bilinmesine rağmen böyle bir uygulamanın yapılmasının taraflı ve hukuka aykırı bir işlem olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Basın özgürlüğüne karşı yapılan bir hamledir
Gazetenin Haber Müdürü Ercüment Akdeniz ise BİK’in aldığı kararın Türkiye basın tarihinde arşivlik ve skandal bir belge niteliğinde olduğunu söyledi. Gazetenin 25 yılını doldurduğunu, 25 yıllık yayın hayatında ilk defa böyle bir uygulamayla karşılaştıklarını dile getiren Akdeniz, uygulamanın sadece Evrensel Gazetesi’ne değil, bir bütün olarak basın özgürlüğüne, halkın haber alma hakkına ve gazetecilik faaliyetlerine karşı yapıldığını dile getirdi.
Akdeniz, Türkiye’de “Tek adam” rejimine geçildikten sonra ülkenin basın özgürlüğünün yüzünün de değiştiğini belirtti. Ülkede karar mekanizmasının tek elde toplanmasından sonra basın ve ifade özgürlüğüne ilişkin değişikliklerin çok rahat yapıldığını, istenilen kişiye basın kartı verilip, istenilmeyene verilmediğini ifade eden Akdeniz, yaşananların BİK’in tutumuna da yansıdığına dikkat çekti.
‘Gazeteleri kapatmak istiyorlar’
Türkiye’de medyanın yüzde 95’inin tek elde toplandığını, finansal ve dağıtım gücünü de büyük oranda ellerinde tuttuklarını söyleyen Akdeniz, “Geriye sadece yüzde 5’lik bir oran kalıyor, o da günlük olarak yayın faaliyetini yürüten Cumhuriyet, Birgün, Evrensel ve Yeni Yaşam gibi gazetelerdir. İktidar bu gazeteler de olsun istemiyor. İktidar bu uygulama ile ‘Ben seni kapatmıyorum sen kendini kapat’ diyor. Çünkü doğrudan bir kapatma olursa, uluslararası alanda ve kendilerini daha demokrat ve ilerici gösteremeyecekler bu yüzden gazeteleri kapatmak yerine bu uygulamalar ile gazetelerin kendi kendilerini kapatmasını amaçlıyor” diye konuştu.
‘Hapis ya da ekonomik kıskaç’
Zayıf olmadıklarını sözlerine ekleyen Akdeniz, “Tirajımızdan, ekonomik imkanlarından bağımsız olarak çok güçlü bir yerde duruyoruz ki 3 gazeteye bile tahammül etmemelerinin nedeni budur. 31 Mart seçim sonuçları, gelişen halk hareketleri ortada tüm bu yaşanan gelişmelerden bu gazeteleri ayrı tutamayız. Bu gazeteler ciddi bir rol üstleniyor ve koşullar ne olursa olsun halkın tepkisini sesini duyurabiliyorlar. İktidar bütün bunlara tahammül edemediği için bu gazeteleri kıskaca alıyor” şeklinde konuştu.
Kürt medyasının kapatmalar ve tutuklamalarla sindirildiğini, muhalif, ilerici, sol ve sosyalist basın kurumlarının finansal olarak sıkıştırıp bitirmek istendiğini dile getiren Akdeniz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim okurlarımız en zor zamanlarda kendi gazetesine sahip çıkmasını iyi biliyor. Metin Göktepe öldürüldüğünde de bunu yaptı, şimdi de her baskılar olduğunda okurlarımız bir yerine 5 gazete alır ve halka ulaştırır. Dolayısıyla biz uzun yıllar boyunca Basın İlan Kurumu’ndan tek bir ilan alamadan da yayın hayatımızı sürdürdük. Dolayısıyla bundan sonra da bunu yapmaya devam edeceğiz. Biz halka dayalıyız, bu yüzden bizi zorlasalar da çok bir şey elde edemeyecekler”