Daha önce çektiği korku filmleriyle farklı bir tarz yakalayan yönetmen Can Evrenol, bu defa çocukların odakta olduğu Peri/Ağzı Olmayan Kız ile post apokaliptik bir hikâye anlatıyor
Suzan Demir
Peri/Ağzı Olmayan Kız’ın, yönetmeni Can Evrenol’un izlediğim ilk filmi olduğundan diğer işleriyle kıyaslamak gibi bir imkânım olmayacağı gibi Netflix’e çektiği Hakan Muhafız ile de bir değerlendirme yapmayacağım.
Serbest bir uyarlama
Film, Cem Özduru’nun çizgi romanının serbest bir uyarlaması. Fakat Evrenol senaryoyu Kutay Ucun ile birlikte yazmış. Korku sinemasında Türkiye’deki türlerini geride bırakan bir yönetmen olduğunu en azından takip edenlerinden biliyoruz. Evrenol bu defa fantastik ama minik de olsa yer yer korku ögelerini sığdırdığı bir çocuk masalı anlatıyor. İlk olarak !f İstanbul’da yarışan ve ayrıca Kayseri Film Festivali’nde Halk ile Jüri Özel Ödülü alan Peri/Ağzı Olmayan Kız, tam bir tanımlama gerektirecekse post apokaliptik, yani kıyamet sonrası bilim kurgu türünde sayılabilir.
Yönetmen kaçışa odaklanıyor
Büyük dünya savaşının sürdüğü, bir santral patlaması sonrası kuzeyde bir ormanda geçen film, babasıyla yaşayan ve doğuştan ağzı olmayan Perihan’ın hikâyesi. Peri, ormanın içindeki evde yaşarken babası tarafından nehrin öteki tarafına geçmemesi için sıkıca tembih edilmiş, onun yanından ayrılmadan belli ki kısıtlı bir alanda yaşamını sürdürüyor. Bir gün eve gelen ve “Barışın” olacağını söyleyen santral görevlisi yüzünden evden kaçmak zorunda kalan Peri, ormanda kendisi gibi doğuştan eksik uzuvlu üç çocukla tanışıyor. Gözleri, kulakları ve burnu olmayan bu çocuklar Peri ile birlikte eksik bir bedenin parçaları gibi birleşip Peri’nin peşindeki kötü adamlardan kaçmaya başlar. Bu arada anladığımız kadarıyla santral yetkililerinin, bu uzuvları eksik çocukların peşinden gitme sebepleri, patlama sonrası ortaya çıkan sonuçların üstünün kapatılması bir nevi. Bir şekilde bu patlama sonucu ki Çernobilvari bir patlama olduğunu anlıyoruz, birçok sakat çocuk doğmuş ve askerlerin de emir komuta zincirinde olduğu bu santralde olanlar bir şekilde gizlenmeye çalışılıyor. Aslında Evrenol bu ayrıntılarla çok ilgilenmiyor. Daha çok çocukların kaçışı ve yaşadıkları macera üzerinde duruyor. Film de zaten tüm omurgasını bunun üzerine kuruyor.
Post apokaliptik bir masal
Evrenol, post apokaliptik bir masalı daha önce çok da benzerine rastlanmadığı için belli bir oranda kuruyor. Ama benzerlerine elbette Türkiye’de rastlamadığımız. Yoksa dünyadaki örneklerle pek yarışabilecek bir düzeyde değil. Ama bütçesi ya da büyük bir prodüksiyon ürünü olmadığı için kendi yağında kavrulmayı beceren bir film. Fakat bazı detayları fazlasıyla atlıyor yönetmen. Niye büyük bir savaş olduğu, santralin ya da bunu koruyanların kim olduğu gibi şeyleri bilmiyoruz. Bunları atladığı için sona doğru bazı açıklamaları yapmak zorunda kalıyor. Bu da tam anlamıyla hikâyenin tümünü açığa kavuşturmuyor. Öte yandan film bazı sahneleri itibarıyla çok küçük çocuklara hitap etmeyebilir. Daha çok ergenliğe yeni adım atmış bir kitleye anlatılan, çocuk çetesi macerası olarak izlenebilir. Can Evrenol, kendi korku türünün dışına çıkan bu işi ile yeni bir şeyler deniyor. Eksik noktaları olsa da ilerisi için en azından çok iddialı değil ama cesaretli bir adım sayılabilir.
Künye
Peri/Ağzı Olmayan Kız
Yönetmen: Can Evrenol
Oyuncular: Elif Sevinç,
Denizhan Akbaba
Süre: 97 dk.
Tür: Fantastik