Türkiye’nin 2 yıldır kontrolünde olan Efrîn’de paramiliter gruplar tarafından yapılan yargısız infaz, işkence, fidye ve taciz gibi baskılar nedeniyle on binlerce kişi yaşadıkları yeri terk etmek zorunda kaldı
Türkiye, 18 Mart 2018’de Efrîn’i ele geçirdikten sonra varlığını meşrulaştırmak için oluşturduğu askeri ve siyasi mekanizmalara rağmen iki yıldır Hatay Valiliği ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile yönetiyor. Türkiye’n saldırısı öncesinde Kürtler, Araplar, Ermeniler, Süryaniler, Êzidîler, Aleviler ve Sünniler, Demokratik Özerk Yönetim bünyesinde bir arada yaşıyor ve yönetimde yerlerini alıyordu. Türkiye’nin ve Türkiye güdümündeki paramiliter grupların ağır bombardımanları ve yargısız infazları artarak şehre yaklaşınca Efrîn halkı şehir merkezine doğru göç etmek zorunda kaldı.
ANF’den Beritan Sarya ve Hivda Hebun’ın Efrîn’e ilişkin hazırladığı dosyanın ikinci bölümünde yer alan habere göre Türk ordusu, 18 Mart 2018’de Efrîn kent merkezi çevresine ulaştı ve saldırılarını yoğunlaştırdı. Sivil yerleşim yerleri de bombalanınca Demokratik Özerk Yönetim’in aldığı karar doğrultusunda Efrîn halkının yaklaşık yüzde 80’i şehirden çıktı. Büyük bölümü Şehba alanına geçen Efrînlilerin bir kısmı ise Halep ile Cizîr ve Kobanê kantonlarına göç etti.
Paramiliter gruplar yerleştirildi
Türkiye 18 Mart 2018’de Efrîn’i tümden ele geçirdikten sonra “güvenlik” adı altında yerel halk üzerine baskı mekanizmaları kurdu. Yine şehri Suriye Milli Ordusu )(SMO- eski adıyla ÖSO) adlı paramiliter gruplar arasında paylaştırdı. Birçok defa güdümündeki paramiliter grupların Efrîn şehir merkezinden çıkacağı ve savaş cephesi olan Efrîn kırsalına geçeceği propagandası yapmasına rağmen şehir merkezinde neredeyse saldırıya katılan tüm paramiliter gruplar bulunuyor. Şimdilik Efrîn’in nahiyeleri bazı paramiliter grupların kontrolüne bırakılmış durumda.
Paramiliter grupların yerleştirildiği alanlar şöyle:
Şiyê: Sultan Murat Tümeni, Hamzat Tugayları, Sultan Süleyman Şah Tugayları, Liwa El Weqas ve Semerkand Tugayı.
Cindirês: Feylaq Şam, Ahrar El Şam, Ahrar El Şarqiye.
Bilbilê: Feylaq Şam, Liwa Siqur El Cebel, Muntasır Billah Tugayı (Türkmen), Hamzat, Nuxba güçleri, Sultan Murat Tümeni, Ehfat El Resul ve Siqur El Şam.
Mabatê: Sultan Muhammed Fatih Tugayı, Muntasır Billah Tugayı, Ehwad Tugayı, Hamza Tugayları, Semerqand, Sultan Süleyman Şah Tugayı ve Cephe El Şamiye.
Raco: Hamza Tümeni, Sultan Murad, Feylaq El Şam ve Ahrar El Şarqiye.
Şera: Sultan Murat Tümeni.
Şerewa: Feylaq el Şam, Hamza Tümeni, Ahrar El Şam ve Ahrar El Şarqiye.
Her gruba uyarı: 15 yeni genç alın
Efrînliler hatta Efrîn’e taşınan yerleşimciler birçok defa bu paramiliter grupların hırsızlık ve talan çatışmaları arasında kalıyor. Yine paramiliter gruplar tarafından baskı, işkence, fidye için kaçırılma uygulamalarıyla yüz yüzeler.
Bölgedeki kaynaklar, son birkaç aydır Serêkaniyê ve Girê Spî saldırısı, ayrıca Libya savaşına katılmak için Efrîn’den çıkan paramiliter grupların yerini doldurmak için Efrînli gençlere büyük baskılar yapıldığını aktardı. Elde edilen bilgilere göre; MİT, 25 Aralık’ta Efrîn’deki tüm paramiliter gruplara talimat vererek hepsinin 15 tecrübeli elemanını Fırat’ın doğusu ve Libya için ayırmasını, bunlar yerine 15 yeni elemanı bünyesine katmasını istedi.
Şu anda MİT gözetimindeki paramiliter grupların işkence, fidye ve katılım baskıları nedeniyle gençler bölgeden kaçıyor.
Diğer baskı mekanizmaları
Kentte Türk askeri ve paramiliter gruplara ek olarak ‘güvenlik’ için üç mekanizma daha kuruldu. Bu üç mekanizma da tıpkı paramiliter gruplar gibi Efrînli Kürtleri ve yerli halkı baskı, zor ve işkenceyle şehirden göç ettirmek için kullanılıyor.
Siyasi güvenlik (istihbarat): Ana merkezi Efrîn’de olup, ilçelerde çeşitli şubeleri vardır. Baskın ve kaçırma operasyonlarına katılıyor.
Askeri polis: Kente taşınanlardan ve paramiliter gruplardan seçilen kişilerden oluşan bu grubun genel merkezi Efrîn şehir merkezindedir. Genellikle özerk yönetim ile bağlantısı olan Kürtlere yönelik baskın ve insan kaçırma eylemleri gerçekleştirir. Emir el Ghobari lisesi ve ezher Efrîn okulunu kendileri için merkez olarak kullanıyorlar.
Sivil polis: İlk oluşturulduğunda içinde ENKS’li Kürtler de yer alıyordu fakat bunların çoğu, zamanla paramiliter grupların baskılarından dolayı Efrîn’den ayrıldı ya da çeşitli gerekçelerle bu mekanizmadan çıkarıldı. Baskın ve insan kaçırma olaylarına katılıyorlar.
Formalite meclis bir ay dayanmadı
Türkiye sadece “güvenlik” mekanizmaları değil, aynı zamanda kendini meşrulaştırmak için şehirdeki halk üzerinde hakimiyet kurmak için “sivil” ve “siyasi” mekanizmalar da oluşturdu.
Efrîn’in alındığı gün olan 18 Mayıs 2018’de Antep’te MİT koordinasyonunda 100’e yakın Efrînlinin katıldığı iddia edilen bir toplantı gerçekleştirildi ve “Afrin Kurtuluş Kongresi” ismiyle basına deklare edildi. Toplantı sonucu olarak “Afrin Yerel Meclisi”nin kurulduğu ilan edildi. Bu oluşumun sözcülüğüne ise Rojava Devrimi sürecinde Efrîn’de kontra faaliyetler ve bazı patlamaların talimatını veren kişi olan Hasan Şindi getirildi.
Böyle bir kongre ve oluşumla amaçlanan, katı PYD düşmanlarını bir araya getirip Efrîn’de kendine bağlı bir yönetim oluşturmak; “Efrîn kendi kendini yönetiyor” propagandasını yapmaktı. Şindi ve sözcülüğünü yaptığı meclis, Efrîn’de bir ay dayanmadı. Türkiye tarafından hiçbir şekilde ciddiye alınmayan, Efrîn yönetiminde pay verilmeyen ve paramiliter gruplar tarafından sürekli taciz edilen meclis üyelerinin çoğu Avrupa, Türkiye veya Federe Kürdistan gibi alanlara kaçtı.
Hatay’dan yönetiliyor ama ‘yerel’!
Efrîn yönetimi, Mart 2018 sonunda Hatay Valiliğine bağlandı ve Hatay’ın bir ilçesi gibi ele alınmaya başlandı. Türkiye Nisan 2018’de ise kendine bağlı sivil meclis oluşturdu. Şehir merkezi de dahil toplam 7 nahiyeden oluşan Efrîn’in her bir nahiyesinde Türkiye’ye bağlı bir meclis oluşturuldu.
Bu meclisler yerleşimcilerden, bazı yerel halklardan, özellikle Araplardan ve ENKS’nin bazı üyelerinden oluşturuldu. Başlangıçta bu meclislerin kendisi de MİT kontrolündeki Suriye Muhalif ve Devrimciler Ulusal Koalisyonu (SDMK) bünyesindeki Halep Yerel Meclisine bağlanacağı belirtildi fakat meclislerin kontrolü direkt MİT ve Hatay Valiliğine bağlandı. Türkiye’nin bu meclisleri kurmasındaki amaç Efrîn’in kendi kendini yönettiği propagandasını yapmak ve bu meclisler yoluyla halk ve bölge üzerinde hakimiyetini kurmaktı. Fakat plan tutmayınca bu sefer farklı yöntemler kullanmaya başladı.
Bu meclislere sadece sivilleri sayma, Türk kimliği ve Araplara kâğıtlarını çıkartma, Türkiye ve Katar’dan gelen bazı yardım kuruluşlarına yardımcı olmak gibi görevler verildi. Efrîn’in yönetiminde ise hemen hiçbir rol ve misyonları olmadı, tüm talimatlarını MİT ve Hatay Valiliğinden alıyorlar.
Nahiye meclislerin görevlerinde kimi değişiklikler de olabiliyor. Örneğin Bilbilê’de meclisin yaptığı şey, Türk, Arap ve Türkmen arasında sayım; arazi ve mal paylaşımı yapmak. Bu malların bir bölümü ilçenin güvenlik sorumlusu olan Sultan Murad adlı paramiliter gruba, diğer bölümü ise MİT’e gidiyor.
MİT’in gözde muhbirleri: Muhtarlar
Efrîn’e bağlı 365 köyün hepsinde ise muhtarlar belirlendi. Bu muhtarlar MİT’in o köydeki gözü olarak görevlendirildi. Bu muhtarların hepsine 600 TL maaş bağlandı. Süreç içerisinde bazıları değiştirildi. MİT son dönemde bu muhtarları parça parça Türkiye’ye taşıyıp bazı eğitimlerden geçiriyor.
MİT, ayrıca Efrîn’de birçok kişiyi ajanlaştırarak tıpkı muhtarlar ve yerel meclis gibi onlardan da kendilerine daha önce Efrîn Demokratik Özerk Yönetimi’yle çalışmış kişileri ihbar etmesini istedi.
Hristiyanlar göçertildi
Saldırıdan önce Efrîn’de 250 Hristiyan aile yaşıyordu. Bölgede 20 adet kilise ve tapınakları (manastır) bulunuyordu. Bu kiliselerden en büyüğü Rai Salih Kilisesi, Nisan 2011’de ibadete açılmıştı.
Saldırıyla birlikte hem bombardımanlar hem de paramiliter grupların ‘kafirlerin kafasının kesilmesi’ tehdidi üzerine bölgede kalan 250 Hristiyan aile de Halep’e göç etti. Kiliseler ve kutsal mekanları yerle bir edildi. Savaş uçakları, Hristiyanların kutsal mekanları olan Qedîs Maron Şefî türbesi ve dünya üzerindeki en eski kiliselerden olan Jolyanos’u bombaladı. Öte yandan Sultan Murad ve Ceyş El-Şerqiyê adlı paramiliter gruplar, kutsal yerlerde talan gerçekleştirerek elde ettikleri ‘ganimetleri’ aralarında bölüştü.
Sünni İslam dayatması
Saldırıdan önce bölgede Êzîdîlere ait 15 adet türbe ve kutsal mekan bulunuyordu. Bununla birlikte Özerk Yönetim tarafından açılan din eğitimi okulları da vardı. Efrîn şehir merkezinde bulunan Êzidî Birliği dahil olmak üzere 10’dan fazla türbe imha edildi. Efrîn İnsan Hakları Örgütü’nün verilerine göre saldırıdan önce Êzidî Kürtlerin Efrîn’de toplam 22 köyleri vardı ve sayıları 25 bindi. Fakat bugün yapılan işkence ve hak ihlallerinden dolayı Efrîn’de sadece 7 bin Êzidî kalmış durumda. Êdidî köylerinde camiler yapıldı. Êzidîlere işkence edilerek İslam dinini kabul etmeye ve camilere gitmeye zorlandı. Bu uygulamalar ilk olarak Basûfan köyünde başladı ve giderek tüm köylere yayıldı. Efrîn’in Qibare köyü sakinlerinden Ömer Memo Şemo, İslam dinine geçmediği için katledildi.
İşgalden önce Efrîn’deki Alevilerin sayısı 20 binden fazlaydı. Alevilerin birçoğu 18 Mart 2018’de Türk devletinin Efrîn’i tümden işgal etmesiyle şehirden ayrıldı. Şehirde kalan Alevilerin evleri yağmalandı. Alevilere de Sünni İslam dayatıldı. Yağmalanan 3 binden fazla ev çeteler tarafından camiye ve şeriat okuluna dönüştürüldü. Hamzat grubu, Mabata ilçesindeki Kaxre köyü okulunu yalnızca İslami konuların işlendiği bir şeriat okuluna dönüştürdü. Efrîn İnsan Hakları Örgütü, şu anda Efrîn’de kalan Alavilerin sayısının çok çok az olduğunu belirtiyor.
İşbirliği yapan Kürde bile rahat yok
Saldırıya rağmen Efrîn’de kalmakta direnen Kürtlerin büyük bölümü daha sonra katledilme, işkence, fidye, tutuklanma vb. nedenlerle ayrıldı. Türkiye Efrîn’de kendisiyle işbirliği içerisindeki Kürtlere bile tahammül edemedi. Efrîn’de MİT ve Hatay Valiliği güdümünde kurulan meclislerde yer alan Kürtlerin hepsi saldırıya ortak olan ENKS üyesi kişiler olmasına rağmen onlar da MİT gözetimindeki paramiliter grupların baskı ve işkencelerinden paylarını aldı. İşbirliği yapan Kürtlerden de birçok kişi bu baskılar nedeniyle Efrîn’den kaçarak Halep, Türkiye, Avrupa ve Federe Kürdistan’a gitti.
Efrîn İnsan Hakları Örgütü’nün verdiği bilgilere göre yazın 64 Kürt öğretmenin işlerine siyasi gerekçelerle son verildi. Son 15-20 günde Efrîn’de yerel meclislerde bulunan birçok kişi tutuklandı ve bunlardan bazılarının akibeti belli değil. Tutuklananların çoğu meclislerde yer alan Kürtler. 29 Aralık 2019’da tutuklananlar arasında Mühendis Hemid Yusuf, Sekwan Hesen, Bangin adında genç bir kadın var. Bunlar hepsi Efrîn Sivil Meclisi üyesiydiler. Ardından aynı meclis üyeleri Basil Ereb ve Mihemmed Ebdil de gözaltına alındı ve şu ana kadar da akıbetleri belli değil.
Efrîn İnsan Hakları Örgütü, Türkiye’nin süreç içerisinde “Afrin Meclisi” içindeki Kürtleri bir şekilde tasfiye ederken daha çok Türkmen ve Arapları yerleştirdiğini belirtiyor. Efrîn’deki AKP görevlisi Selçuk isimli kişinin meclise gelerek, “Tüm Kürtler PKK’lidir. Siz zorunluluktan bizimle birliktesiniz” dediği belirtiliyor.
Şiye’lilerden haraç
Efrîn’in yerlilerini göçe zorlamak için kaçırma, işkence, fidyenin yanı sıra her yöntem deneniyor. Süreç içerisinde saldırıya rağmen Efrîn’de kalan Kürtlerin önemli bir bölümü de baskıdan dolayı göç etmek zorunda kaldı. Şiye ilçesinde ise durum biraz daha farklı. Şiye’den çok fazla göç olmadı, saldırı sürecinde çıkanların ise bir bölümü geri döndü.
Efrîn İnsan Hakları Örgütü’nün verdiği bilgilere göre Sultan Süleyman Şah adlı parsamiliter grup, yılbaşından itibaren ağırlığı Kürtlerden oluşan Şiye nahiyesinde maddi durumu iyi olanların kendilerine her ay 15 bin Suriye lirası, normal olanların ise 10 bin Suriye lirası vermesi gerektiğini belirtti. Yerel kaynaklar, Sultan Süleyman Şah elemanlarının, bazı yerlerde kira olarak bazı yerlerde ise “PKK burdayken onlara yardım ediyordunuz. Şimdi de buraların savunmasını biz yapıyoruz, bize yardım edeceksiniz” dediğini aktardı.
Efrîn İnsan Hakları Örgütü Başkanı İbrahim Şêxo bu uygulamanın Şiye’deki Kürtleri göçe zorlamak nedeniyle yapıldığını belirtiyor. Türkiye’nin tüm sınır hattında olduğu gibi Şiye’ye de kendisine bağlı Türkmen aileleri yerleştirdiğini kaydetti.
EFRÎN