Dicle Fırat Gazeteciler Derneği çalışmalarına başladı. Dernek Eşbaşkanı Serdar Altan, derneğin hedefini gazeteciler arasında dayanışmayı arttırmak ve hak ihlallerini görünür kılmak olarak tanımladı
Kuruluşunu kısa bir süre önce ilan eden Diyarbakır merkezli Dicle Fırat Gazeteciler Derneği çalışmalarına başladı. Derneğin Eşbaşkanı Serdar Altan, kuruluş amaçlarını Mezopotamya Ajansı’ndan Lezgin Akdeniz’e aktardı
Gazeteciler arasında dayanışmayı arttırmayı hedefleyen derneğin, basın çalışanlarına yönelik baskı ve hak ihlallerini görünür kılacak. Altan, aynı zamanda mesleki eğitim çalışmalarıyla da gazetecilere yönelik programlar düzenleyeceklerini söyledi. Gazeteciler arasında dayanışma ve örgütlülüğün önemine değinen Altan, var olan meslek örgütleriyle ortaklaşacaklarını ve işbirliği içinde olacaklarını dile getirdi. Gazetecilerin üzerindeki baskılara karşı tüm demokratik, muhalif gazetecilerin birlikte hareket etmesi ve dayanışma hattı örmesini öneren Altan, aynı zamanda uluslararası meslek örgütleriyle de dayanışma ağının kurulacağını ifade etti.
Yayınların sesi kısılmak isteniyor
Türkiye’nin gazeteciler için “dünyanın en büyük hapishanesi” olduğunu hatırlatan Altan, tutuksuz yargılanan gazetecilerin de cezaevine girme tehdidiyle karşı karşıya olduğunu vurguladı. “Gazetecilik yapılamaz hale getirilmek isteniliyor” diyen Altan, iktidarın elinde bulundurduğu gazetelerde çalışanların gazetecilik yapmadığını aksine kamuoyunu manipüle ettiğini, geri kalan tüm yayınların ise sesinin kısılmak istediğini belirtti.
Gazeteciliğin etkisi
Altan, gazeteciliğin biçim değiştirdiği ve yazılı basının etkisini yitirdiği görüşlerine ilişkin de şunları söyledi: “Sosyal medya var. Kamuoyu sosyal medya istediği bilgiye ulaşıyor. Bundan dolayı gazeteciliğin önemi azalmıyor. Sosyal medya aynı zamanda bilgi kirliliğinin en fazla olduğu mecradır. Özellikle içinden geçtiğimiz böyle bir süreçte gazetecilik mesleğinin önemi daha fazla artmış durumda.”
Kürt gazeteciler daha fazla baskı görüyor
Muhalif gazeteci olmanın her zaman bedelinin olduğunu sözlerine ekleyen Altan, “Bölgedeki gazetecilerin çoğunluğu ise muhalif ve Kürtler. Buradaki gazetecilerin maruz kaldığı hukuksuzluk ve yaptırım iki kat oluyor. Buna karşı gazetecilik suç değildir diyoruz” diye konuştu. Uluslararası bazı basın kuruluşları ve meslek örgütlerinin Türkiye’de tutuklu olan gazeteci sayısını düşük göstermesine tepki gösteren Altan, yüzü aşkın gazeteci tutuklu olmasına rağmen The Economist dergisi gibi bazı basın kuruluşlarının resmi verileri referans almasının üzücü olduğunu söyledi.