Lidyalılar parayı daha kolay takas yapabilmek ve yaşamı kolaylaştırmak için bulmuşlardı. Gelinen noktada parayla her şey-herkes satın alınabilecek bir meta haline getirildi. Herkesin, her şeyin bir fiyatı vardıra kadar dayandı. Elbette Lidyalılar da bu kadar olabileceğini düşünememiştir. Hatta bilseler belki buldukları bu parayı toprağa gömer ya da yakıp küllerini denize atarlardı. Kapital ana-para ana-mal demek ve kapitalizm de doğal olarak paranın yönetimi, etkinliği ve daha birçok anlama geliyor. Kapitalizm liberalizme yumuşak bir geçiş yaparken insanların parayla olan imtihanı daha zorlu olacaktır.
Marinaleda kooperatifi hakkında birçok kez yazıldı. Ama çok önemli bir yaşam alanı olmasından dolayı bir daha vurgulamak gerekiyor. Marinaleda yaşam alanının en önemli özelliklerinden biri de ekonomik bir model olmasıdır. Marinaleda İspanya’nın Sevilla kentinde yaklaşık 3000 kişinin yaşadığı kooperatif temelli bir komün ve yaşam alanıdır. Dünyada benzer birçok kooperatif; Paris komünü, kolhozlar, kubbitzler ve mondragon gibi yaşamış ve yaşayan örneği var. Ekonomik ölçekte değerlendirme ve sonuç alıcı olanlar ise kubbitz ve marinaledadır.
Marinaleda; tarımsal üretim üzerine kurulmuştur. Ortak üretim komün temelinde yapılır. Tüm kararlar ortak alınır. Ücret ve olanaklar eşit şekilde paylaşılır. Kooperatif üretiminden elde ettikleri gelir kooperatif kasasına aktarılır ve bu havuzdaki para paydaşlarca belirlenen ihtiyaçlar için harcanır; park, yeşil alan, sosyal ve kültürel çalışmalara aktarılır. İlk, orta ve lise öğrencileri için 3 öğün yemek çıkar ve ücretsiz olup tüm üyelerin temel ihtiyaçları kooperatifçe karşılanır. Ayrıca kooperatifte günlük yevmiye yaklaşık 50 eurodur. İsteyen herkese ev yapımı için malzemeler kooperatifçe verilir; arsa ve ev yapım malzemelerinin hepsi. Ev yapımı işi ise paydaşlarla birlikte yapılır. Tek şart vardır; ev isteyen paydaşın ev yapımında çalışması. Ev 90 m2 dublex olup 100 m2 bahçeye sahiptir. Evin mülkiyeti kooperatife ait olup komünar oturduğu sürece sadece aylık 15 euro ödeme yapar. Civarda muadil evlerin kiralarının 500 euro olduğunu da bilmek gerekiyor.
Belediye başkanı aynı zamanda İspanya parlamentosunda vekil ve oradan aldığı ücreti kooperatif kasasına aktarır. Yani farklı gelirler dahi ortaktır. Başkanın makam aracı yoktur. Geçimlik ölçekte bir gelir adaleti sağlanmış ve eşitsizlerin eşitlenmesi esas alınmıştır. Bu şekilde az ya da çok kazanan ile zengin-fakir gibi ekonomik sınıfsal oluşumun önüne geçilebilir.
Dünyada birçok kooperatif, sosyalist temelli örgüt, birlik ve vakıflarda da aynı yöntem benimsenip yaşatılıyor. Kimin ne geliri olursa olsun; ortak belirlenen geçimlik rakamın üstündeki kazancın komüne aktarılması hem komünü hem komünarların dayanışmalarına yol açacaktır. Bu gerçekleşmediği müddetçe kapitalizmin bataklığından kurtulmak mümkün olamayacaktır. Ücret-gelir farklılıkları ortadan kalmadıkça eşit yurttaş olunmaz, gelir farklılığı ve buna bağlı olarak ezen-ezilen, sömüren-sömürülen denklemi de etkin olmaya devam edecektir.
Daha fazla para daha fazla doğa-emek sömürüsü demektir. Geçimlik temelli bir ekonominin yaşam bulması bizi ve doğayı geleceğe taşıyacak yoldur. Buradan da başka bir dünyaya dair mümkünleri görebiliriz. Günümüzde Lidyalıları bile parayı buldukları için utanca boğan şey herkesi ve her şeyi satın alır anlayışını yaşatan bir kapitalizme karşı demokratik komünal ekonomi modeli, yeni yaşamın da en belirleyici özelliği olacaktır.