Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO), Karayolları 9. Bölge Müdürlüğü ve Bağlar Belediyesi tarafından davet yöntemi ile yapılan ihalelerin iptali için harekete geçti. DTSO Başkanı Mehmet Kaya, Karayolları 9. Bölge Müdürlüğü ve Bağlar Belediyesi tarafından davet yöntemi ile yapılan ihalelerde Diyarbakır’da bulunan firmaların ihale dışında tutulmasının kabul edilemez olduğunu açıkladı. Bu Türkiye’de de güç ile orantılı yeni bir ekonomik düzene geçişin işaretleri… Ki, uzun bir süredir alttan alta işaretleri bolca alınan otoriterleşmenin ve tek tipleşmenin ekonomik ayağı “Kayyum politikası” ile kendini açıktan da göstermeye başlamıştı. Kürtlerin kurumsal anlamda tek ekonomik ve sosyal dayanışması olarak şekillenen bölgedeki belediyecilik, kayyum politikasıyla hızla ortadan kaldırılmaya çalışılırken, işin sadece bununla sınırlı kalmayacağı Diyarbakır’daki bu uygulama ile deşifre olmuş durumda.
AKP iktidarının giderek, kendinden olmayanları da kamusal ekonominin dışında tutmayı da uygulamaya açıktan koyduğunu gösteriyor. Dahası önceki gün kamuoyuna yansıyan Diyarbakır İSKİ’nin suya yüzde 30- 300 arasındaki zam oranı da bu cezalandırıcı politikanın bir devamı. Barış da yok, ekmek de… Baskı ve açlıkla terbiye! Ortadoğu’nun içinden geçtiği süreç ve dünyadaki yeni dengeler böylesi bir politikanın rahatlıkla uygulanmasına zemin oluşturuyor. Aynen Dersim kırımının (1937-38) yaşandığı İkinci Dünya Savaşı dönemlerini andırıyor. Ne tesadüf VP Lideri Perinçek de tam bu süreçte Seyit Rıza heykelinin kaldırılması için harekete geçiyor! Zaten içinde geçtiğimiz sürece de 3. dünya savaşı denilmiyor mu? Kanal İstanbul’da böyle bir politikanın tezahürü olarak kendini Türkiye cephesinden yansıtıyor. İstanbul büyük şehir belediyesi ve İstanbulluların iradesine gerek duyulmadan kanalın yapılması kararı, bu gidişatın ifadesi.
Kartlar yeniden karıldı
İran rejiminin dış operasyonlarından sorumlu olup son yıllardaki politikasına da damgasını vuran kişilerden Kasım Süleymani’nin ABD tarafından öldürülmesi ile Ortadoğu’daki kaos durumu yeni bir noktaya evrilmiş oldu. Daha çok girift ve bilinmezlikler içeriyor. ‘3. Dünya Savaşı’nın startı olabileceği gibi Türkiye’nin Rus uçağını düşürmesi sonrası gelişmelere de yol açabilir. Çünkü, hem Washington hem Tahran yönetimi kendi toplumu önünde oldukça sıkıntılı bir pozisyonda. Trump, azil edilme süreci içinde; İran rejimi de içerde artan protesto ve rahatsızlıklar karşısında toplumsal desteğini yitirmek üzere… Dolayısıyla Süleymani’nin ölümü, zordaki iki yönetim için nefes alma imkanı da yaratmış gözüküyor. Türkiye’nin Suriye’nin kuzey doğusuna yönelik savaş ilanında Rojava rejimini yalnız bırakan tutumuyla büyük eleştiriler alan Trump yönetimi, Süleymani’yi vurarak, hem iç tepkiyi düşürmek hem de Ortadoğu’yu bırakmayacağını mesajını açıktan vermek istedi. Bu gelişmeden kimin daha çok faydalanıp güç kazanacağı tümüyle yeni boşlukları kimin en hızlı ve en etkili şekilde doldurduğuna bağlı. İran ve Irak’taki muhalefetin bir çıkış yapması mümkün mü? Kısa vadede zor; örgütlü bir güç olmadığı gibi, şaha kalkan milliyetçilik altında kalma ihtimalleri de var. Ancak uzun vadede yoksul ve ezilen kesimlerin çıkışı ötekileştirilenlerle, örneğin Kürtlerle birleşmesi halinde farklı bir sürece evrilebilir. Ortadoğu’da İŞİD’e karşı savaşta en etkili güç olan Kürtlere gelince, ABD’nin en yakınında durmaktan dolayı, açık hedef pozisyonunda. Böyle olsa da bu sıkışma Kürtleri kendi içinde birlik yaratmaya götürebilir.
Mevcutta, büyük bir tepkinin hedefindeki ABD, İran’a hodri meydan diyerek ortaya koyduğu güç gösterisi, farklı bir motivasyona da yol açabilir. Rusya ile Türkiye’nin Libya’daki taraflara ateşkes çağrısı da bundan bağımsız değil. Irak parlamentosunun ABD askerlerinin ülkeden çıkması kararı, Washington gözünde, Kürtler kadar Ankara’yı yeniden güvenilir bir liman yapabilir.
Tansiyon yükseldi, ilaç bulmak zor!
ABD’nin, İranlı üst düzey komutanı Kasım Süleymani’yi vurması sadece siyasi ve askeri değil ekonomik alana büyük bir puslu hava enjekte etti. Çatışmanın yükselmesi ihtimali Brent petrol fiyatını 67.5 dolar seviyesine çıkarırken dolar da hızla değer kazandı. Madalyonun diğer tarafında ise Irak ve Ortadoğu’- daki ABD ve Batı yanlısı şirketlerin hedef tahtasına konulma ihtimali var. Irak’taki ABD ve yabancı askerlerin çıkması kararı bu ihtimali artırdı. Avrupa’da süren durgunluk nedeniyle Ortadoğu’da arayışta olan Avrupa ve ABD’li şirketler, bu yönlü planlarını raflara kaldırma hazırlığında. Akdeniz’deki gerilim de bu belirsizliği tırmandırıyor. Türkiye’deki yansıması ise doğrudan dolarla oldu. Dolar kuru 6.0 kapısını çalıyor. Ağustos 2019’da 5.40’lara kadar inmişti. Tüm alanları etkileyecek ilk işaret ilaç sektöründen geldi. Bir yıl önceki ilaç kıtlığı yeniden baş gösterdi. Tansiyon başta olmak üzere bir çok ilacı eczanelerde bulmak zorlaşıyor. İlaç şirketleri bir yıl önceki gibi fiyat düzenlemesi istiyor.