Ahmet Kısa, 70 yaşındaki tutuklu annesi Elif Kısa için Adalet Bakanı Gül’e mektup yazdı. Kısa, ‘Annem onayınızla kimsesi olmayan bir tutukluyu ziyaret etti, hakim buna suç diyor, böyle mantıksızlık olmaz’ diyerek annesinin serbest bırakılmasını istedi
70 yaşındaki Elif Kısa 3 Aralık’ta tutuklanarak Elbistan E Tipi Kapalı Cezaevine gönderildi. Kısa’nın tutuklanması, yasal olarak vasisi olduğu tutuklunun görüşüne gittiği ve ayda bir PTT aracılığıyla tutukluya 100 TL para yatırdığı gerekçesiyle “gizli tanık” ifadelerine dayandırıldı.
Anne Elif Kısa’nın bakmakla yükümlü olduğu, yaşamlarını idame ettirebilme iradesinden yoksun, duyma ve konuşma engelli 2 çocuğu 3 Aralık’tan bu yana annellerinin serbest bırakılması için çaba harcıyor.
“Ağır Özürlü” işitme ve konuşma engelli raporu bulunan 44 yaşındaki İsmail, 44 yıldır kendisinden bir gün bile ayrılmamış olan annesini göremediği için artık dayanamıyor. Evin odalarını dolaşarak annesini arayan ve göremediğinde gözlerindeki “bebek” masumiyetiyle olmayan sesini bağırışlarla duyurmaya çalışan, vücudu kasılan İsmail’i babası ile işitme ve konuşma engelli kardeşi Ahmet, kısa süreliğine de olsa yatıştırmaya çalışıyor.
Psikolojik çöküntü yaşıyor
Ahmet, annesinin yokluğunu zaman zaman ağabeyi İsmail’in elinden tutarak teyzesine ve halasına götürerek gideriyor. Bu anlarda İsmail, hala ve teyzelerini annesine benzettiği için kısa bir süre de olsa mutlu oluyor. Ancak daha sonra 44 sene boyunca koynundan başını kaldırmadığı, avucunda sıcaklığını hissettiği anne yokluğu ağır basıyor ve daha fazla ruhsal ve psikolojik çöküntü yaşıyor.
Anı anına buna şahitlik eden Ahmet ise, bu sürecin daha fazla uzamaması için büyük bir azimle her yola başvuruyor ve annesinin durumundan yetkilileri haberdar etmeye çabalıyor.
Paylaştığı mesajlarla “olmayan sesine” ses olunmasını isteyen duyma ve konuşma engelli Ahmet, evin içinde yaptığı ışık eylemi, her yemeğe oturduğunda annesi için sofraya bir tabak bırakması, evinin duvarlarına “annesinin serbest bırakılmasını” isteyen dövizler asması, basın toplantısı düzenlemesi, elbiselerini ters giymesi, boş tabakların başına oturarak yemek yiyormuş gibi yapması ve sosyal medya hesapları üzerinden kampanyalar yapmasıyla, hak arama mücadelesinde de örnek oluyor.
Adalet Bakanı Gül’e mektup
Ancak tüm bunlara rağmen sağlık sorunları yaşayan 70 yaşındaki anneleri Elif Kısa hala tutuklu. Zaman zaman yaptığı paylaşımlara Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün sosyal medya hesaplarını da etiketleyen Ahmet, bir mektup kaleme aldı.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e seslenen Kısa, “Annem asla kanuni olmayan bir şey yapmadı. Elbistan’da hiç kimsesi olmayan bir tutukluyu mahkeme kararıyla ve sizin onayınızla ziyaret etti. İnsan olduğu için vicdanlı olduğu için her ay bu tutuklunun ihtiyacı için 100-200 TL parayı Cezaevi İdaresi’ne teslim etti. Ve karşılığında makbuz aldı. Sizin izin verdiğiniz, şeye burdaki hakim suç diyor. ‘Örgüte yardım yataklık’ diyor. ‘Örgüt üyeliği’ diyor. ‘Niye cezaevine gittin’ diyor. Yani hakim diyor ki benim anam Adalet Bakanı onayıyla yardım yataklık yapmış. Sizi de suçluyor. Böyle mantıksızlık olmaz” diyerek annesinin serbest bırakılmasını istedi.
Ahmet Kısa, kaleme aldığı mektubu Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Abdurrahman Gök ile paylaştı. Mektup şöyle:
“Sayın Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e
Umarım inşallah bu mektubum elinize ulaşır. Ben 41 yaşında işitme ve konuşma engelli bir ressamım. Akraba evliliğinden dolayı abim de doğuştan yüzde 100 zihin engelli, sağır ve dilsiz. İki dayım da sağır ve dilsiz. Annem 7 yaşında babasız kaldı. 15 yaşında evlendi. 44 yıldır iki engelli çocuğuna dünyanın tüm şefkatini verdi. Engelli halimizle gurur duydu. İnsanlar tuhaf tuhaf bakarken anam başı dik bizi gezmeye çıkardı. 44 yıldır abimin başını yıkar, traşını yapar, banyosunu yapar. Sinirlendiğinde hemen yatıştırır, dişi ağrıdığında hemen anlar, hastaysa hemen hisseder.
‘Göbek bağı kesilmemiş kocaman bir bebek’
Abim tam olarak kocaman bir bebek. Göbek bağı kesilmeyen 44 yaşında bir bebek. Abim sağlıklı olsun diye annem ona her gün spor yaptırırdı, canı sıkılmasın diye her fırsatta gezmeye çıkardı, ilaçlarını tek saat bile aksatmadı. Annem bir melektir melek. Abimin dişlerini yapmak için dişçiye gittik bırakmadı. Bir diş çekmek için bile doktor önce iğne vurup bayıltıyor. Sadece iğne vurmak bile çok zor. Anam hayatı boyunca acı çekti ama yılmadı. Allah herkesi ayrı ayrı yaratmış. Biz Kürdüz, Aleviyiz ve HDP’liyiz. Allah herkesi sever Allah araya fark koymaz. Annem her zaman bu ülkede barış olsun istedi. Ölen öldürülen herkese üzüldü.
Anamın vicdanı olumsuzluğu kabul etmez. Annem asla kanuni olmayan bir şey yapmadı. Elbistan’da hiç kimsesi olmayan bir tutukluyu mahkeme kararıyla ve sizin onayınızla ziyaret etti. İnsan olduğu için vicdanlı olduğu için her ay bu tutuklunun ihtiyacı için 100-200 TL parayı Cezaevi İdaresi’ne teslim etti. Ve karşılığında makbuz aldı.
‘İzin verdiğinize suç deniliyor’
Sayın Adalet Bakanımız. Sizin izin verdiğiniz, Adalet Bakanlığı’nın izin verdiği şeye burdaki hakim suç diyor. ‘Örgüte yardım yataklık’ diyor. ‘Örgüt üyeliği’ diyor. ‘Niye cezaevine gittin’ diyor. Yani hakim diyor ki benim anam Adalet Bakanı onayıyla yartım yataklık yapmış. Sizi de suçluyor. Böyle mantıksızlık olmaz.
‘Kim kimi sevmiyorsa gizli tanıklık yapıyor’
Ayrıca avukatımız diyor ki gizli bir tanık anam aleyhine ifade vermiş. Bu düpedüz iftiradır. Bu işin günahı sizin boynunuzda Sayın Adalet Bakanım. Birisi gizliden her türlü iftirayı yapıyor. Ama mağdur olan biz, kendimizi adalet önünde savunamıyoruz. Mesela bu adam gizli, zalim ve yalancı. Buna nasıl dava açacağız? Tanımadımız adama nasıl dava açarız? Lütfen Türkiye’yi bu gizli tanık zulmünden kurtarın. Gizli tanık yasaklanmalı. Kim kimi sevmiyorsa gizliden tanıklık yapıp ocağını söndürüyor. Adalet Bakanı olarak adalet her şeyin önünde olsun.
Şu ana kadar evimiz 3 kere basıldı. En son 4 saat didik didik arandı. Suç aleti aradılar babam eve yasadışı şeyleri bırakacak kadar cahil birisi değil. Buna rağmen arama yapanlar dünya kadar olumsuz şeyler tutanağa geçirmişler. Babam okudu ve imzalamadı. Babam 25 senelik bir esnaftır. 25 yıldır devlete vergisini vermiştir, vermeye devam ediyor. Babam arama yapan memurların tutanağını imzalamadı. Annem de ‘okumuşluğum yok ben de imzalamıyorum’ dedi. Polis memurları HDP Elbistan İlçe Kongresi’nden önce operasyonla ilçe yönetimini gözaltına aldılar, bıraktılar. 2 hafta sonra babamı, annemi ve Bekir Kara’yı tekrar aldılar.
‘Ölüme terk edemezsiniz’
HDP kanunlara göre kurulmuş yasal bir partidir. Annem hasta ve 4 ayrı ilaç kullanan bir kadın. Annemin cezaevi ortamında yaşama şansı yok. Şimdiden rengi gitmiş. Göz göre göre bir hastayı cezaevi ortamında ölüme terk edemezsiniz. Bizim için önemli olan annemin yaşamıdır. 37 gündür anam hapiste. Annemin suçsuz olduğunu biliyorum. Annemin yaptığı bir yanlış varsa kanıtlarınızı halkla paylaşın. Bu büyük bir günahtır. Ağır engelli abim evde anamızı arıyor. Yarın iş işten geçtikten sonra bu sorun sorumlu olanları da sıkıntıya sokacaktır. Bu ülkeye olumsuzluklar değil, güzellikler yakışır. Annemi serbest bırakın. İşitme ve engelli ressam Ahmet Kısa olarak adalet, adalet, adalet diyorum.”