İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, “Halk için bütçe, demokratik bir ülke istiyoruz” talebiyle 11 Ocak’ta yapılacak mitinge katılım çağrısında bulundu
Konak Kemeraltı girişinde bir araya gelen İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri bileşenleri, “Halk için bütçe, demokratik bir ülke istiyoruz” yazılı pankart açarak sık sık “Savaşa değil emekçiye bütçe”, “Yaşasın iş ekmek özgürlük mücadelemiz” sloganlarını attı. Basın açıklamasını Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Aysun Gezen okudu. Gezen, halkın işsizlik ve ekonomik krizden dolayı zor bir yılı geride bıraktığını belirtti. Resmi işsizlik yüzde 13,8 ile son 15 yılın en yüksek seviyelerine ulaştığını vurgulayan Gezen, her dört gençten birinin işsizken, neredeyse her iki genç kadından birinin de işsiz olduğunu aktardı.
‘İktidar ömrünü uzatmak istiyor’
AKP iktidarının rejim ömrünü uzatmak için baskı ve şiddet politikalarını arttırdığına dikkati çeken Gezen, “İşçilerin, emekçilerin başta grev hakkı olmak üzere sendikal hak ve özgürlüklerini kullanmaları engellenmiştir. Kent meydanları, Ankara’nın yolları gerçek grevli bir toplu iş sözleşmesi için taleplerini ifade etmek isteyen kamu emekçilerine, tazminatını isteyen maden işçilerine, emeklilik hakkını arayan EYT’lilere kapatılmıştır. Kadına yönelik şiddeti dansla protesto etmek isteyen kadınlar bile polisin aşırı müdahalesi ile karşılaşmıştır” dedi.
‘İnsanca bir yaşam’
2020 yılına demokrasi sorunları ve yeni zamlarla girildiğini belirten Gezen, “Bu ülkenin emekçi kesimleri olarak gittikçe koyulaşan karanlık bir tablo ile karşı karşıyayız. Üstelik bizlerden bu köhne düzeni ‘ülkenin bekası için, istikrarın devamı için’ sahiplenmemiz, işsizliği, yoksulluğu, sefaleti, aramızdan her gün yeni canlar koparan intiharları kader olarak görmemiz bekleniyor” diye konuştu.
KESK olarak baskı ve şiddetten beslenen bu köhne düzeni kabul etmeyeceklerini ifade eden Gezen, sözlerini şöyle sürdürdü: “11 Ocak “İnsanca Bir Yaşam, Demokratik Bir Türkiye İstiyoruz” İzmir Mitinginde emeğin en yüce değer olduğunu unutturmak isteyenlere, bu değeri yaratanlar olarak bizlere kölelik koşulları dayatanlara, en temel haklarımızı yok sayanlara karşı omuz omuza verelim.”
‘Libya tezkeresi geri çekilsin’
Sonrasında demokrasi güçleri Libya tezkeresi için hazırladıkaları ortak açıklamayı DİSK’de okudu. Türkiye Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Sekreteri Melih Yalçın okudu.
Türkiye’nin bugün tarihinin en büyük ekonomik, sosyal ve siyasal krizini yaşandığını söyleyen Yalçın, gerçekçi olmayan politikalarıyla iç ve dış siyasette çuvallayan AKP hükümeti yönetiminde ciddi anlamda bir çıkmaza girildiğini ifade etti.
Her alanda çırpındıkça batan iktidarın çareyi yeni bir savaşta aradığını söyleyen Yalçın, AKP-MHP oylarıyla Meclis’ten geçen Libya tezkeresinin derhal iptal edilmesi gerektiğini dile getirdi. Suriye ve Irak başta olmak üzere bugüne dek Meclis’ten geçirilen onlarca tezkerenin kalıcı bir çözüm üretmediğine dikkat çeken Yalçın, bu tezkerelerin aksine yeni sorunları beraberinde getirdiğini kaydetti.
Türkiye çıkmazda
Yalçın, Libya’ya asker gönderme tezkeresinin AKP’nin iç ve dış politikada yaşadığı tıkanmayı aşma çabasından başka bir şey olmadığını belirterek, şunları söyledi: “ ‘Yurtta barış, dünyada barış’ ilkesi ile temelden çelişen bu tür askeri müdahalelerin Türkiye’nin ulusal çıkarlarına değil, AKP’nin daha uzun süre iktidarda kalma amaçlarına hizmet ettiği açıktır. Ayrıca, AKP’nin Suriye ile başlayan, bugün Libya ile sürdürülmek istenen hamlelerinin ülkeyi daha fazla çıkmaza sürüklemesi olasılığı hiç de yabana atılacak cinsten değildir. Her geçen gün geriye dönülemez tahribatlar yaratan, halkları birbirine düşman eden AKP’nin savaş politikalarının emekçilere, insanlığa ve halklarımıza hiçbir yararı yoktur.”
Barış talep ediyoruz
Türkiye’nin, emekçilerin tezkereler değil, hızla barışı ve demokrasiyi tesis edecek adımların atılmasına ihtiyacı olduğunu söyleyen Yalçın, “Libya tezkeresi derhal iptal edilmeli, savaş politikalarında ısrardan vazgeçilmelidir. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak, Türkiye’yi Libya’da yaşanan iç savaşa taraf olmaya zorlayan her adımın karşısında olduğumuzu belirtiyor, hangi amaçla olursa olsun başka bir ülkeye yönelik her türlü askeri ya da siyasi müdahalenin karşısında olduğumuzun bilinmesini istiyoruz. Yeni bir tuzağa düşmemek için barış, demokrasi ve halkların kardeşliğinden yana olan tüm kesimleri barıştan yana tutum almaya çağırıyoruz. İktidar güçlerinin uzun süredir can simidi olarak sarıldığı milliyetçilik, din ve mezhep istismarcılığı ve militarizm üstünden yürütülen kara propagandaya karşı, dünyanın neresinde olursa olsun savaş politikaları karşısında barış talebinde ısrar etmeye devam edeceğiz” dedi.