Genel Kurul sonuç bildirgesini açıklayan HDK, “Hakların Demokratik Kongresi kapitalizme karşı halkların isyan dalgası ile dayanışmayı çoğaltacak, savaşa karşı her zeminde barış talebini ısrarlı bir biçimde yükseltmeye devam edecek” dedi
HDK’nin dün tüm gün süren 10’uncu Genel Kurulu sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede, 9 Ocak 2013 tarihinde Paris’te katledilen Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan anılırken, HDP eski Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ başta olmak üzere tüm tutuklulara ve 226 gündür açlık grevinde olan Grup Yorum üyelerine dayanışma selamları gönderildi.
HDK’nin, “diren, örgütlen, inşa et” şiarı doğrultusunda halkların, emekçilerin, tüm memnuniyetsizlerin farklı kanallarda akan mücadelelerini büyük insanlık nehrine akıtma yolundaki tarihsel misyonunu derinleştirerek sürdüreceğine dikkat çekilen bildirgede, “Alternatif bir toplumsallığı hayata geçirmek iradesini ete kemiğe büründürecek adımları kararlılıkla atacaktır” denildi.
‘Yeni bir savaşın fitili ateşlenmekte’
“Bugün dünya kapitalist sistemi kriz halindedir” denilen sonuç bildirgesinin devamında şu ifadeler yer aldı: “Krizin büyümesine paralel olarak bölgesel savaşlar yoğunluk kazanmakta; emperyalist öbekleşmeler arasında kızgınlaşan rekabet halkların üzerine bir karabasan gibi çökmektedir. En son İran Devrim Muhafızları Komutanı Kasım Süleymani’nin ABD tarafından bir suikast ile öldürülmesi bölgemizde yeni bir savaşın fitilini ateşlemek üzeredir. Türkiye’de ise Saray rejimi, Osmanlı’yı diriltme emelleri peşinde daha dün Rojava’ya ve Rojava’da inşa edilen yeni yaşama kendi elleriyle beslediği cihatçıları da dahil ederek saldırırken, şimdi de Libya’daki iç savaşın tarafı olan İhvancılara destek sunmak ve Libya’nın kaynaklarından pay kapmak için asker göndermektedir.
Barış talebinde ısrar
Ancak savaşlara ve kapitalizme karşı dünyada bir hayalet dolaşmaktadır: Halkların isyanı. Dünya halkları savaştan, çatışmadan, kandan, sömürüden beslenen neo-liberalizme, neo-liberal iktidarlara ve neo-liberalizmin yavrusu otoriter faşizan rejimlere karşı Irak’tan Lübnan’a, Fransa’dan İran’a kadar ayağa kalkmıştır. Bu isyanların öncülüğünü ise Lübnan’da, Sudan’da, Şili’de, İran’da şahit olduğumuz gibi kadınlar yapmakta, karanlığı yırtarak umudu büyütmekte, yeni ve yaratıcı direniş biçimleri sergilemektedirler. Hakların Demokratik Kongresi kapitalizme karşı halkların isyan dalgası ile dayanışmayı çoğaltacak, savaşa karşı her zeminde barış talebini ısrarlı bir biçimde yükseltmeye devam edecektir.
‘Göçmenler sömürülmekte’
Bugün yerküremiz geçtiğimiz yüzyıllarla mukayese edilemeyecek büyük demografik değişimlerle, kitlesel göç hareketleriyle karşı karşıyadır. Bunun sebepleri dünyanın egemenlerinin yarattığı iklim krizi, savaş ve çatışmalardır. Savaşları çıkartanlar, doğayı ve kaynakları yağmalayanlar, milyonlarca insanının yerlerinden edilmesine, yersiz-yurtsuzlaşmasına neden olanlar bütün bunların sonuçlarını istismar etmekten de çekinmemektedir. Göçmenler ucuz ve güvencesiz emek gücü olarak sömürülmekte, yükselen ırkçılığın hedefi haline gelerek kırılgan hayatlar sürmek zorunda kalmaktadır. Hakların Demokratik Kongresi, ekolojik kriz sürdükçe yakın gelecekte üzerinde yaşanacak bir dünya kalmayabileceğini doğa üzerinde sömürüye dayalı egemenlik anlayışıyla mücadele dinamiğini zenginleştirecek, ekoloji mücadelelerinin yatağını genişletmek için üzerine düşeni yapacaktır. Mülteciler ve göçmenlerin bir yandan ucuz ve güvencesiz işlerde, gayr-i insanı koşullarda çalıştırılırken bir yandan da ırkçılığın nesnesi haline getirilmesi çabalarına karşı sesini yükseltecek, yurttaşlığı tartışmaya açarak kapsayıcı politika ve pratikler geliştirmek için çaba gösterecektir.
Yönetemezlik krizi
Türkiye’de Saray rejimi kendi sebebiyet verdiği iktisadi, siyasal, toplumsal sorunlar karşısında yönetemezlik krizi içerisine düşmüştür. Saray-AKP-MHP bloğu krizi aşmak için beka söylemi altında daha fazla baskıya ve şiddete başvurmakta, demokratik muhalefeti boğmak için attığı adımlara her gün bir yenisini eklemektedir. Kürdistan’da halkın oylarıyla seçilen belediye başkanları siyasi soykırım operasyonları ile görevden alınmakta, her fırsatta milli iradeden dem vuranlar halkın iradesini gasp etmektedir. Büyün baskılara, siyasi soykırım operasyonlarına, kayyımlara rağmen Kürt halkı direnmeye devam etmektedir ve edecektir. Ancak kayyım uygulamalarının sadece HDP ile sınırlı kalmayacağının da işaretleri mevcuttur. İktidar bloğu, eline geçen ilk fırsatta, başta İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerine kayyım atamaktan çekinmeyecektir. Bu doğrultuda HDK, demokratik muhalefetin tüm bileşenlerini demokrasi ittifakını savunmaya ve genişletme kararlılığını vurgular.
‘HDK, insanların geleceğinin karartılmasına izin vermeyecek’
Saray-AKP-MHP bloğu aslında bir avuç iktidar seçkininden ve zenginden oluşan oligarşik bir yapının temsilcisidir. Yandaş sermaye trilyonluk ihalelerle zenginliklerine zenginlik katarken milyonlarca insan için reva görülen, üstelik jest yaptık denilerek adeta alay edercesine ilan edilen asgari ücret 2 bin 324 TL’dir. İşsizlik, yoksulluk ve pahalılık kıskacında intihara sürüklenen insanlar karşısında iktidar duymazdan gelerek seyirci kaldığı gibi, pembe ekonomik tablolarla umut tacirliği yapmaktadır. Bütçede halk yoktur ama hasta garantisi taahhüt edilen şehir hastanelerine para vardır; ekolojiyi tahrip eden, toprağımızı, suyumuzu, geleceğimizi yok edecek olan Kanal İstanbul gibi çılgın projelere para vardır. HDK, geleceğimizin ipotek altına alınmasına, umutsuzluk sarmalında insanlarımızın geleceğinin karartılmasına izin vermeyecektir.
Kadınlara yönelik saldırı
Saray-AKP-MHP bloğu fıtratlarındaki kadın ve LGBTİ+ düşmanlığının örneği olan hamlelerine her gün bir yenisini eklemektedir. Eşbaşkanlık sistemimize tahammülsüzlük, 6284 Sayılı İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmamasına dair yürütülen kara propaganda, kadınların nafaka hakkı üzerinde yürütülen tartışmalar, üniversitelerin ders programlarından toplumsal cinsiyet derslerinin kaldırılması, Şili’den dünyaya yayılan kadınların dans eylemine polis saldırıları, LGBTİ+’ların seslerini duyurabilecekleri kamusal etkinlikleri yasaklayan idari kararlar, LGBTİ örgütlerinin hedef gösterilmesi ve kadın cinayetlerine her gün bir yenisinin eklenmesi iktidarın kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikalarının hem açık bir göstergesi hem de bir sonucudur. HDK, her ne olursa olsun asla direnmekten vazgeçmeyen kadın özgürlük mücadelesinin yanındadır. Bu bayrağı yükseltmeyi asli görevi sayar, kadınların kazanımlarının korunması ve genişletilmesi için bir direnç hattı öreceğini ilân eder.
‘Mücadele sürecek’
Eski dünyanın ölmekte olduğu ama yeni dünyanın doğum sancıları çektiği bir dönemde yerelden evrensele giden alternatif bir yaşamı inşa etmek için yola çıkmış olan HDK, eskinin yeninin ömründen çalmasına müsaade etmeyecektir. Kendisinden önceki devrimci, demokratik ve sosyalist mücadele geleneklerinin hem mirasçısı hem de onları aşma iradesini taşıyan özgün bir toplamı olarak HDK, inatçı bir köstebek gibi ince ince kazarak kapitalist modernitenin altını oymaya, alternatif bir dünya ve ülke kurma iddiasını mümkün kılacak yolları halklarımızla, emekçilerimizle, ezilen, ötekileştirilen ve dışlanan tüm kesimlerle birlikte hayata geçirmek için tavizsiz mücadelesini sürdürecektir.”
HABER MERKEZİ