İran’da 1979’da gerçekleştirilen İslam Devrimi’nden bu yana adı gündemden hiç düşmeyen Kasım Süleymani, ABD tarafından Irak’ın başkenti Bağdat’ta düzenlenen saldırıda, 62 yaşında öldürüldü
İran’ın Kirman eyaletinde 1957’de dünyaya gelen Kasım Süleymani, maddi olanaksızlar nedeniyle 13 yaşında inşaatlarda çalışmaya başladı. İlkokulu bitirdiği yıl köyünü terk ederek Devrim Muhafızları Ordusuna katılan Süleymani’nin bütün eğitim hayatı 5 yıllık ilkokul tecrübesiyle sınırlı kaldı.
Askeri kariyerine 1979 İran Devrimi sonrasında başlayan Süleymani, 45 günlük bir eğitimle orduya kabul edildi.
‘Kariyerine’ Kürtlerle savaşla başladı
Kasım Süleymani, ilk olarak Mahabad’da, İran devriminin ardından harekete geçen Kürt gruplarına karşı savaştı. Devrimden sonra İran-Irak savaşında cephe gerisinde birçok operasyonu yönetti.
20 yaşında Teğmen rütbesiyle 41’inci Sarullah Birliği’nin komutanlığını üstlenen Süleymani’nin, bu savaşta gösterdiği başarıyla askeri kariyerinde basamakları hızla tırmandı. 1980-1988 yılları arasında yaşanan İran-Irak savaşında aktif rol aldı.
Savaşlardan sağ kurtulan Süleymani, İran Devrim Muhafızları Ordusuna bağlı Kudüs Gücü Komutanlığı görevine getirildi.
Hamaney’e bağlıydı
Doğrudan İran lideri Hamaney’e bağlı hareket eden Süleymani, 1998’den bu yana İran’ın ülke dışındaki askeri istihbari operasyonlarından sorumlu Kudüs Gücü’nün komutanlığını yürütüyordu. Irak’ın 2003’te ABD tarafından işgalinin ardından adı en sık duyulan kişilerden biri oldu. ABD ve müttefikleri açısından bakıldığında İran’ın Ortadoğu’da yürüttüğü vekalet savaşlarının askeri lideriydi.
Esad’ı destekliyordu
Suriye’de Devlet Başkanı Beşşar Esad’ı desteklerken Irak’taki Amerikan askerlerinin ölümünden sorumlu tutuldu. Amerikalı yetkililer zaman zaman hedef alınması gerektiği yönünde açıklamalarda bulundu. Aradan geçen yıllar boyunca İran’da itibarı sürekli artan Süleymani, sınırları aşan üne kavuştu. Siyasete girme çağrılarını görmezden geldi ancak adı muhafazakar kanatta, 2021 yılında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri için geçti.
Eski Cumhurbaşkanları Haşimi Rafsancani ve Muhammed Hatemi ile geçen 90’lı yıllar boyunca kurumsal yapısı tartışılan Devrim Muhafızları, 2000’lerde varlık nedenini ispat edecek çeşitli fırsatlar buldu.
Kasım Süleymani de bu sürecin önemli bir parçası oldu. Destekçileri, Süleymani’yi ülkenin önemli muhafızlarından ve “sınır dışı direniş hattının” bekçisi olarak görüyordu.
Saddam’a karşı savaştı
Süleymani, savaş sırasında Saddam Hüseyin’e karşı olan Barzani ve Talabani’yle iyi ilişkiler kurdu. 1991’deki Körfez Savaşı’nda silahlı Şii gruplar ile ilişkiler geliştiren Süleymani, bu grupların ayaklanmalarını organize etti.
Saddam’ın 2003’te ABD’nin Irak’ı işgali sonucu devrilmesinden sonra ABD ordusuna karşı savaşan Şiileri perde arkasından yönetti. Bazı Sünni grupların da eğitim ve silahlandırılmasında rol üstlendi.
Süleymani, bir yandan ABD ile savaşan grupları komuta ederken bir yandan da Irak’ta ABD ve İran arasındaki pazarlıklarda en önemli söz sahiplerindendi. Bu nedenle Süleymani, askeri kimliğinin yanında diplomat kimliğine de sahip bir komutan olarak öne çıktı.
Irak savaşında Barzani ve Talabani ile yakın çalışması, Saddam sonrasında Irak’taki politikacılarla özel ilişkiler kurması için Süleymani’ye iyi bir zemin hazırladı.
Lübnan’da Hizbullah’ı silahlandırdı
Lübnan’da Şii Hizbullah ile çalışan Kasım Süleymani, 2006’da İsrail’in Hizbullah’ın bir İsrail askerini kaçırdığı gerekçesiyle Lübnan’a saldırmasıyla başlayan ‘33 Günlük Temmuz Savaşı’nda da Hizbullah’ın eğitim ve silahlandırılması sorumluluğunu yürüttü.
Yardımcısını IŞİD öldürdü
Suriye içerisinde savaşan Hizbullah ve diğer Şii milis güçlerine sağladığı askeri strateji sayesinde Beşar Esad’a bağlı ordu güçlerinin takviye edilmesi sağladı.
Kasım Süleymani’nin yardımcısı Hüseyin Hemedani, Ekim 2015’te Halep’te IŞİD tarafından öldürüldü. Süleymani, Irak’ta IŞİD’e karşı mücadele için kurulan Şii milis gücü Haşdi Şabi’nin oluşturulmasında ve yönetilmesinde de ön plandaydı.
‘Kasım Süleymani liderimizdir’
ABD’nin Haşdi Şabi üslerine saldırısının ardından ABD’nin Bağdat Büyükelçiliğini basan gruplar duvarlara “Kasım Süleymani liderimizdir” şeklinde yazılar yazmıştı.
ABD’nin Bağdat Büyükelçiliğinin belgelerine göre ise Süleymani, İran’ın Irak’taki her türlü politikasını formüle eden ve hayata geçiren kişiydi. Kasım Süleymani arada hiçbir kişi ya da birim olmadan, doğrudan İran devletinin en üst otoritesi lider Ali Hamaney’e bağlıydı.
Kaynak: ANHA