Metris Cezaevi’nde aynı koğuşta tutulan elleri olmayan Ergin Aktaş, belinden aşağısı felçli Serdal Yıldırım ve boyundan aşağısı tutmayan Abdullah Turan ATK’nin “Cezaevinde kalamaz” raporuna rağmen tahliye edilmiyor
İnsan Hakları Derneği (İHD) Hapishaneler Komisyonu’nun verilerine göre Türkiye ve bölge cezaevlerinde 457’si ağır olmak üzere bin 333 hasta tutuklu bulunuyor. İstanbul Metris R Tipi Cezaevi’nde iki eli olmayan Ergin Aktaş, belden aşağısı felçli Serdal Yıldırım ve boyundan aşağısı tutmayan Abdullah Turan durumları defalarca gündeme taşınmasına rağmen koşulları iyileştirilmediği için gün geçtikçe sağlık durumları kötüye giden hasta tutukulardan yalnızca birkaçı. Başkalarının bakımına ihtiyaç duymalarına rağmen üç tutuklu da aynı koğuşta tutuluyor. Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) her üç tutuklu için verdiği “Cezaevinde kalamaz” raporu da göz ardı edilerek tahliyeleri engelleniyor.
Mezopotamya Ajansı’ndan Erdoğan Alayumat’ın haberine göre Aktaş, Yıldırım ve Turan’ın durumuna dikkat çeken İHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu üyesi Hatice Onaran Metris Cezaevi’ndeki hak ihlalinin hayati tehlike oluşturduğunu dile getirdi. Ergin Aktaş’ın kendi isteği dışında İzmir Menemen R Tipi Cezaevi’nden Metris’e sevk edildiğini belirten Onaran, Aktaş’ın cezaevinde yanlış teşhis yüzünden tüberküloz hastalığına yakaladığını söyledi. Aktaş’ın Metris’e geldiği günden bu yana tedavisinin hijyenik koşullarda yapılması için bir çaba içinde olduklarını dile getiren Onaran, hasta tutuklunun cezaevinde değil tam teşekküllü bir hastanede tedavi olması gerektiğinin altını çizdi.
‘Başvurular yanıtsız bırakıldı’
Aktaş için Adalet Bakanlığı’na, Ceza Tevkif Evleri, İl İnsan Hakları Kurumu ve Cumhuriyet Savcılığı’na başvuruda bulunduklarını aktaran Onaran, ancak bu başvuruların hiçbirine cevap alamadıklarını dile getirdi.
Abdullah Turan’ın boynundan aşağısının tutmadığını da belirten Onaran, “Abdullah Turan tamamen bir başkasının bakımına ihtiyacı olan, başkasının yardımıyla yaşamını idame ettiren bir mahpus. Serdal Yıldırım’ın da belden aşağısı tutmuyor, ancak kaza sonrası omurgasında sorun olduğu için platin takılmış. Hastaneye getirilip götürülürken kayma olduğu için platinin yerinden çıkmasından dolayı yeniden ameliyat olması gerekiyor. Bu üç mahpusun bir başkasının bakımına ihtiyacı var. Ama onlar birbirlerine bakarak aynı koğuşta birlikte tutuluyorlar” diye konuştu.
‘Devlet İşkence uyguluyor’
“Devlet aslında R Tipi Cezaevi’nde hasta mahpuslara işkence uyguluyor” diyen Onaran, “Bunun başka bir açıklaması yok. Çünkü bu kadar olumsuz sağlık koşullarıyla bu kadar olumsuz bedensel engellerle yaşama tutunan bu mahpusların devletin direkt o kin, nefret, öç almanın yanı sıra işkence boyutuna varan uygulamalarıyla bu mahpusları kendi kaderlerine terk etmeleri hatta ve hatta ‘ölün gidin buradan’ gibi bir anlayışla bakıldığını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Raporlara rağmen’
Aktaş, Yıldırım ve Turan’ın ATK raporuna rağmen cezaevinde tutulmasının insanlık dışı bir uygulama olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti: “Ergin Aktaş bir eli bilekten diğeri dirsekten itibaren yok. Gözaltına alınıp tutuklandığı andan itibaren zaten bu durumdaydı. Daha sonra protez takıldı, takılan protezde aslında çok büyük sıkıntılar oldu kullanamadı. Bunlara rağmen protezleri kendisine göre ayarlamaya çalışarak kullanmaya çalışıyor. Serdal Yıldırım’ın ameliyat edilip platininin yenilenmesi gerekiyor. Ancak götürüldüğü hastanede doktorlar kendisine ‘Biz senin ameliyatını yapamayız daha önce kim yaptıysa ona gitmen gerekiyor’ diyor. Aynı doktor ‘Biz yapsak bile hapishane koşullarından kaynaklı hijyenik ortam olmadığı için yapamayız’ diyor. Şu anda bu koşullarda kesinlikle ameliyat olması da mümkün değil. Abdullah Turan’ın da boynundan aşağısı tutmadığı için yine bunun da periyodik olarak bir takım fiziksel tedaviler egzersizler yapması gerekiyor. Ancak tedavisi aksatılıyor.”
‘Utanılacak bir durum’
Metris Cezaevi’nin fiziki koşularının tutukluları zorladığını sözlerine ekleyen Onaran, cezaevinde çamaşır makinesi çalışmadığı gerekçesi ile tutukların kendi çamaşırlarını elde yıkamak zorunda bırakıldığını aktardı. Cezaevi idaresinin işi pişkinliğe vurduğunu ifade eden Onaran, şöyle dedi: “Artık işi biraz da kara mizaha dökmüşler. İşte ayağı tutan kim Ergin, eli tutan kim Serdal biri ayaklarıyla çiğniyor çamaşırını ya da yıkanacak giysisini diğeri de kollarıyla sıkarak ihtiyaçlarını gideriyor yani bu gerçekten utanılacak bir şey, insanlık adına utanılacak bir durum.”
‘Tamamen siyasi bir karar’
Hasta tutukluların durumunun bu kadar ağırken devletin hiçbir adım atmamasının tek nedeninin siyasi olduğunu dile getiren Onaran, “Onun için biz sık sık diyoruz amasız, fakatsız, koşulsuz ve hiçbir şekilde hasta mahpuslar pazarlık konusu yapılmadan bir an evvel serbest bırakılsın. Devlet ve devletin adına hareket eden savcının anlayışını da bildiğimiz için artık buna bir son verilmesini istiyoruz. Bu tavrın bu uygulamaların son bulmasını istiyoruz. Devlet hasta mahpuslara burada bu şekilde işkence uyguluyor” diye belirtti.