Van’ın Çaldıran ilçesinde, JES kurulacağı duyuruldu. Daha önce Aydın’da yoğun olarak kurulan bu santrallerin çevresinde canlı yaşam etkilenmiş ve JES’lerden dolayı kanser vakalarında da 3 kat artış olmuştu
Van’ın Çaldıran ilçesinde, elektrik üretimi yapmak amacıyla Jeotermal Enerji Santrali (JES) kurulacağı açıklandı. Yeraltının 2 bin metre ile 4 bin metre derinliğinden jeotermal sıvı alınacak ve kullanıldıktan sonra bir kısmı yine yeraltına basılacak. Çaldıran ilçesinde önceki yıl Ayrancılar bölgesinde jeotermal enerjiyle ısıtılan seralarda domates üretilmeye başlandı. 34 bin metrekare alan üzerine kurulan seralarda, bir şirket tarafından domates üretimi yapılıyor. Çaldıran Jeotermal Proje Danışmanı Ziraat Yüksek Mühendisi Yusuf Taşkın, “Jeotermal kaynakların en önemli kullanım alanlarından biri elektrik üretimidir. Bunun için en az 100 derecelik kaynak gerekir. Çaldıran’da jeotermal olarak seracılık ve termal turizmden sonra jeotermal elektrik santrali kurmayı hedefliyoruz. Bunun için ileri teknolojik yöntemlerle yerin 10 kilometre derinliğine kadar jeofizik etüdü yaptık. Elde ettiğimiz ilk bulgulara göre, 2 bin metre ile 4 bin metre derinlikte 140 dereceden daha yüksek sıcaklıklı kaynak tespit ettik. Görüldü ki bu jeotermal sahamızın elektrik üretimi için önemli bir potansiyel taşıyor. Bütün enerji firmaları, enerji yatırımcıları böyle verimli sahaları arıyor” dedi. Bu açıklamalar şirketlerin çıkarlarını önceleyen açıklamalar olduğu anlaşılırken JES’lerin yaşamı nasıl öldürdüğü başta Aydın olmak üzere birçok bölgede açığa çıktı.
Canlı yaşamı için tehlike
Aydın’ın Germencik ilçesi Alangüllü Mahallesi’ndeki jeotermal tesisi yakınında bulunan zeytin ve incir bahçelerindeki yüzlerce ağaç kurudu. Yine tesisin sularını deşarj ettiği Alangüllü Deresi’nden su içen 100’e yakın küçükbaş hayvan öldü. Germencik Çevre ve Doğa Derneği Sözcüsü Metin Aydın, “Çare bulunmazsa Aydın’daki canlı hayat ölecek” diyerek, tehlikenin boyutuna dikkat çeken açıklamalar yapmıştı. Aydın açıklamasında, “2017 yılında Orman ve Su İşleri ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve TÜBİTAK ortak bir çalışma yaptı. Jeotermal santralinin bırakmış olduğu akışkanlara bağlı olarak bor oranının Alangüllü Deresi’nde normalden 67 kat, topraklarda ise 5 kat fazla olduğu saptandı. Şuan bölgedeki incir ağaçlarının hepsi kuruyor. 2010 yılında da Ege Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada jeotermallerin bulunduğu alandaki 78 çeşit bitki türünde radyoaktif madde olduğu yönünde bilimsel çalışmalar var. Menderes Nehri’nde milyonlarca balığın ölümüne jeotermal sıvılar neden oldu. Şu anda da incir, zeytin, tüm bitki örtüsü ve ekolojik sistem ölüyor. Çare bulunmazsa Aydın’daki canlı hayat ölecek” dedi.
Jeotermal akışkan
JES’ler için yeraltının 1000 ila 4000 metre derinliğinden çekilen jeotermal sıvının içerdiği kimyasallar bor, cıva, arsenik, kurşun, amonyak, antimuan, lityum, karbondioksit, hidrojen sülfür ve tuzdur. Bu santrallerin Türkiye’de yoğun olarak kurulduğu Aydın ilinde, jeotermal santraller faaliyete başladığından bu yana, il genelinde ölüm oranları geçmişe göre %30 artarken, kanser vakaları ise, Türkiye ortalamasının yaklaşık 2,5 katına ulaşmış durumda. Çaldıran için bir kurtuluş olarak gösterilen jeotermal santraller bölgede kanser vb. hastalıkları arttırması beklenmelidir. Enerji üretmek için yer altından alınan jeotermal sıvının bir kısmı açılan bir başka sondajla tekrara yer altına basılmaktadır. Diğer kısmı ise çevrede ki dere yataklarına bırakılmaktadır. Yer altına basılan kirli su aynı zamanda akiferlere karışarak içme ve sulama amaçlı kullanılan yeraltı suları bu yolla zehirlenmektedir.
EKOLOJİ SERVİSİ